Haberler

Başbakan Yıldırım Canlı Yayında

Abone Ol

Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa'ya gidebileceği yönündeki açıklamasına ilişkin, "Bahçeli açıkladı, 'yurtdışına gidecekseniz ben de geleyim' dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa'ya gidebileceği yönündeki açıklamasına ilişkin, "Bahçeli açıkladı, 'yurtdışına gidecekseniz ben de geleyim' dedi. Bu bir tekliftir. Sayın Cumhurbaşkanımız mutlaka bunu değerlendirecektir." dedi.

Yıldırım, A Haber ve Atv ortak yayınındaki "Başbakan ile Gündem Özel" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yıldırım, 18 yaşında milletvekili seçilebilme hakkının AK Partililerin çocukları için getirildiği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, "Benim 5 tane torunum var. Çocuklar evlendi, barklandı. Benim çocukların en küçüğü 35 yaşını geçmiş durumda. Yani benimle ilgiliyse yanlış hesap yapmış. Böyle bir şey yok. Bunlar acizlik." diye konuştu.

Seçme yaşının aynı zamanda seçilme yaşı olduğunu vurgulayan Yıldırım, bir insanın seçmek için ehliyetliyse, seçilmek için de ehliyetli olduğunu söyledi.

Bu çarpıklığı ortadan kaldırmaya çalıştıklarını ifade eden Binali Yıldırım, iktidara geldiklerinde seçilme yaşını 30'dan 25'e düşürdüklerini, seçme yaşını ise 18'e düşürdüklerini anımsattı.

Şimdi ise seçme ve seçilme yaşını 18 yapacaklarını dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Zannediyorlar ki sadece 18 yaşındaki gençlere bu hak veriliyor. Yeni değişiklik, 18-24 arasındaki 7,5-8 milyon gencimizi ilgilendiriyor. Sadece 18 yaşındakiler, 1 milyon 200 bin kişi. Her yaş diliminde bu kadar var. Dolayısıyla 8 milyon genci ilgilendiren bir değişiklikten söz ediyoruz. Anamuhalefet partisi eğer bunu gençlere çok görüyorsa, benim buna diyecek bir şeyim yok. Askere gel deyince gençler aklımıza geliyor. Gençler evleniyor, ev bark sahibi olabiliyorlar. İşe giriyorlar, hayata atılıyorlar. Her türlü sorumluluğu alıyorlar, siyasete gelince 'siz biraz küçüksünüz bekleyin'. Biliyor musunuz, 15 Temmuz'da şehit olan 7 tane 18 yaşında gencimiz var. Gençlere bu memleketin sorunlarını bilmez diyenler, gençler apolitik diyenler, 15 Temmuz gecesi o gençlerin nelere muktedir olduğunu, ne güce sahip olduklarını gördüler.

Belli ki anamuhalefet partisi hala gençleri anlamamış. Gençlere hak vermede bu kadar haksız davranan başka birisi olamaz. Çocuklar, torunlar meselesine gelince, orada açtırmasın kutuyu, söyletmesin kötüyü. Sayın Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürü olduğu zaman 14 aylık torununu sigortalı yaptırdığını herhalde biliyorsunuz. Orada dürüstlük dersi vermeye kalkmasın, her şeyin cevabı var. Biz, kişisel meselelere girmekten mümkün mertebe uzak duruyoruz. Ama girerse herkesin söyleyeceği şey var."

"Aynı doğrultuda ayrı ayrı programlar yapmaya karar verdik"

MHP ile Ak Parti'nin ortak miting planlaması olup olmadığına yönelik soruya Başbakan Yıldırım, "Sayın Bahçeli'yle bu konuyu görüştük. Prensip olarak onlar kendi kampanyasını, biz kendi kampanyamızı yapacağız. 'Olmayacak' demedik ama 'gelişmelere göre icap ederse yapabiliriz' şeklinde bir mutabakata vardık. Nitekim Sayın Bahçeli açıkladı, 'yurtdışına gidecekseniz ben de geleyim' dedi. Bu bir tekliftir. Sayın Cumhurbaşkanımız mutlaka bunu değerlendirecektir." şeklinde konuştu.

Ortak bir etkinlik yapmaktan ziyade MHP ile bir amaç birliktelikleri olduğunun altını çizen Yıldırım, "Evet" için, bu değişiklik için beraber yola çıktıklarını, bu değişikliğin halk tarafından onaylanması için aynı doğrultuda ayrı ayrı programlar yapmaya karar verdiklerini aktardı.

Bazı kapalı, akademik toplantıların AK Parti ve MHP milletvekillerinin katılımıyla yapıldığını bildiren Binali Yıldırım, açıkhava mitinglerini birlikte yapma düşüncelerinin olmadığını dile getirdi.

"Bunlara bakmamış tabi Kılıçdaroğlu, konuşuyor"

Yıldırım, milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasına yönelik anamuhalefet partisinden gelen "israf" eleştirilerine ve 2019 yılında yapılacak olan seçimlerde AK Parti ve MHP'nin ortak listeyle seçime gireceği yönündeki iddialara ise şöyle cevap verdi:

"Herhalde falcıya mı sordu. Bunlar kahve falında filan ancak çıkar bu tip şeyler. 2019'da seçime girecekmiş, ortak girecekmiş. Bunlar saçmasapan şeyler, kafa karıştırmaya yönelik aklımızda, fikrimizde olmayan işler. Yalanla, dolanla bu işler olmaz. İsraf hesabı yapıyorsa, önce 8 yıl görev yaptığı SSK Genel Müdürlüğünde 2 trilyon kurumu zarara uğrattı. O göreve gelirken kurum artıdaydı, görevi bıraktıktan sonra tekrar artıya geçti. Önce onun hesabını versin. veya elemanlarının posta, telefon masrafları 10 milletvekilinin dönem boyunca maaşı kadar tutuyor. Bunların hesabını versin. İsraf diye birşey yok."

Türkiye'de 1946'da 462 milletvekilinin olduğunu dile getiren Başbakan Yıldırım, nüfusa göre artarak 1950'de 487, 1954'te 541, 1960'da 610 olduğunu hatırlattı.

1960 yılında nüfusun bugünkünün yarısından az olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Ne olacak, bunlara bakmamış tabi Kılıçdaroğlu, konuşuyor. Yıl 1995, DYP-CHP iktidarda anayasa değişikliği oluyor, 450'den 550'ye çıkıyor. O zaman niye dememişler bu fazla oluyor diye. Seçmen 29 milyon, nüfus 59 milyon. Şimdi 80 milyon nüfus, o günkü nüfus kadar da 59 milyon seçmen var. İnsaflı olmak lazım." değerlendirmesinde bulundu.

"Seçmen başına düşen milletvekili 600 ile bile şu an yetersiz"

Bazı Avrupa ülkelerindeki milletvekili sayılarından örnekler veren Binali Yıldırım, seçmen başına milletvekili sayısına bakıldığında 600'ün bile yetersiz olduğunu ifade etti.

"Dedikodu ile amel olunmaz ki. Bizim öyle bir düşüncemiz yok"

Erken seçim iddialarının hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Dedikodu ile amel olunmaz ki. Bizim öyle bir düşüncemiz yok. Bu bir seçim değil, milletvekili seçimi değil, genel seçim değil, bu bir referandum, aynen 2007'de olduğu gibi." dedi.

Başbakan Yıldırım, 22 Temmuz 2007'de milletvekili seçimi yaptıklarını, yüzde 47 oy aldıklarını, aynı sene 21 Ekim'de CHP'nin yüzünden "Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini" öngören halk oylaması yaptıklarını, vatandaşların yüzde 69'unun "cumhurbaşkanını halk seçsin" dediğini aktardı.

Bu karardan sonra cumhurbaşkanlığı seçiminin kriz olmaktan çıktığının altını çizen Yıldırım, cumhuriyet tarihi boyunca kriz olan cumhurbaşkanlığı seçimi meselesinin çözüldüğüne işaret etti.

Önemli bir değişim, dönüşüm gündeme geldiğinde CHP'nin hemen "rejim elden gidiyor" dediğine vurgu yapan Binali Yıldırım, CHP'nin 2007'de "cumhurbaşkanını siz seçemezsiniz, bu bir rejim meselesi, rejimi değiştiriyorsunuz" dediğini anlattı.

Yıldırım, "AK Partili biri cumhurbaşkanı olamazmış, başörtülü eşi olan birisi cumhurbaşkanı olamazmış, bu rejim meselesi olurmuş. Oldu, rejim mi değişti? Şimdi millet seçiyor, hiçbir şey de olmuyor. Başörtüsü yasağını kaldıralım dediğimiz zaman da bu 'bir rejim meselesidir' demediler mi? 28 Şubat'ta kızların başını açtırmalarının sebebi neydi, rejimin korunması. 'Rejim, laiklik elden gidiyor'. Ama ne oldu, o yasakların hepsi ortadan kalktı. Yetmedi, kamu kuruluşunda da başörtülüler çalışıyor. Yetmedi, poliste de var, askerde de var. Onun da kararı alındı ama uygulama gelecekte olacak. Bunlar vatandaşın sorunu değil. Bunlar CHP'nin kafasındaki tek parti döneminden kalmış korkular. CHP mutlaka değişmesi lazım. Her şey değişir, CHP değişmez." yorumunda bulundu.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Politika

Binali Yıldırım Devlet Bahçeli AK Parti Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title