Başörtülü Milletvekili Tartışması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Keskin: "Tepkimiz başörtüsüne değil, AK Parti'nin, parlamentonun geleneğini ayaklar altına almasından dolayı oluşacaktır" "AK Parti, parlamentonun geleneklerini ay...
KUBİLAY ÇELİK - CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, "başörtülü milletvekili" tartışmalarına ilişkin, "Tepkimiz başörtüsüne değil, AK Parti'nin, parlamentonun geleneğini ayaklar altına almasından dolayı oluşacaktır" dedi.
Keskin, AA muhabirinin, milletvekillerinin başörtüsüyle TBMM Genel Kurulu'na gireceğine yönelik tartışmalara ilişkin sorularını yanıtladı.
Adnan Keskin, CHP'nin tepkisinin başörtüsüne değil, başörtüsünü bahane ederek parlamentoyu tutsak etmeye çalışan AK Parti'nin, inancı sömürmeye yönelik girişimine karşı olacağını söyledi.
Parlamento geleneğinin hiçe sayılmasının, parlamentonun işleyişine aykırı olduğunu belirten Keskin, "Geçmişte bu konuda 'türbanla parlamentoya girilsin' diyen bir Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekilini kalkıp kamuoyunda suçlayan, disiplin kuruluna verenler, o zaman bunu bir bireysel özgürlük olarak algılamıyordu. Şimdi kafalarına meteor taşı düşmüş gibi, bunu tekrar seçime yakın inaç sömürüsü olarak devreye sokmuştur. Bizim tavrımız buna yöneliktir. Biz kimsenin başının açık ya da kapalı olması ile meşgul değiliz" diye konuştu.
-"3 yıldır İslam dininin kurallarına uymuyorlar mıydı?"
Genel Kurul'a başörtülü milletvekili girmesi halinde CHP'nin kararlaştırdığı bir tepkinin olmadığını belirten Keskin, şöyle konuştu:
"Tepki oluşsa bile başörtüsüne değil, AK Parti'nin, parlamentonun geleneğini ayaklar altına almasından dolayı oluşacaktır. Çünkü AK Parti, parlamentonun geleneklerini ayaklar altına alarak, TBMM'yi kendi arka bahçesine dönüştürme anlayışı içerisinde. Tayyip Erdoğan'ın bu toplumun, bu parlamentonun geleneklerini ayak altına alma girişimi elbette ki proteseto edilecektir. Ama başı açıkmış başı kapalıymış bu bizim gündemimizde yer alan bir konu değil."
Parlamentonun 90 yıllık bir geleneği olduğunu vurgulayan Keskin, şöyle devam etti:
"Bireysel özgürlüğünü kullandığını söyleyen hanımefendiler, milletvekilleri, 3 yıldır İslam dininin kurallarına uymuyorlar mıydı? Şimdi akılları başlarına gelmiş gibi bu konuda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin çizdiği yolda hareket ederek sanki bireysel özgürlüklerinin, inançlarının gereğini yerine getiriyormuş gibi açıklamalar yapıyorlar.
İslam dinininde, "hacca gidinciye kadar başınız açık hacdan dönünce kapalı olsun' diye bir kural mı var? Her şey yapay. Oy sömürüsü yaklaşımı."
Keskin, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın, "Çarşaflı kadınlara rozet takan CHP, başörtülü milletvekilinin Meclis'e girmesini içine sindiremiyorsa iki yüzlülük yapıyor demektir" ifadesine yönelik soru üzerine, "Onu muhatap almıyorum. İki yıl önce parlamentoya örtülü kadının girmesini doğru bulmayan, bu konuda açıklama yapan milletvekilini disiplin kuruluna veren siyasi partinin grup başkanvekili, kendi ayıbını, kendi düşünce değişikliğini hesap etsin. Mustafa Elitaş o tarihte de şimdi de aynı partinin grup başkanvekili. Ne oldu ne değişti? İnancın kuralları mı değişti yoksa arkadaşların anlayışı mı değişti?" dedi.
Keskin, şöyle konuştu:
"CHP'nin rozet takması kamuyla ilgili bir alanda değil. Biz bugüne kadar kamunun dışında, hiç kimsenin örtünmesi konusunda meşguliyetimiz olmadı.
Giyim ve kuşam özgürlüğü diyorlar. Bu Başbakan değil mi parklarda oturan insanların oturuş biçimine müdahale eden. Bu Başbakan'ın sağ kolu olan zatı muhterem değil mi bir televizyon programında görev yapan hanımefendinin giysileriyle ilgili değerlendirme yapıp o insanı televizyonun kapısına koydur. Beyefendilerin kafasına uymazsanız giyim özgürlüğü yok, bu tarafa gelince giyim kuşam özgürlüğü. Bu bir çifte standarttır. Bu, siyasette inançları, kutsal değerleri sömürerek siyasetin gıdası haline getirme anlayışıdır. Dine de kötülük yapmaktır. Dinin özünü ortadan kaldırıp, dinin özünü kendi çıkarları için kullananlar şimdi toplumu yönlendirmeye çalışmaktadırlar.
Adalet ve Kalkınma Partisi eğer gerçekten inançlara özgürlük getirmeye çalışıyorsa, milyonlarca insanın yenilen kul hakkının hesabını versin Tayyip Erdoğan. Ondan sonra bu konuları konuşsun." - TBMM