Haberler

BBP Genel Başkanı Destici Antalya'da

Abone Ol

ANTALYA (İHA) – Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde geçtiğimiz cuma günü meydana gelen olaylarla ilgili, "Hiç elinde molotof kokteyli olan, molotof kokteyli atan, molotof kokteyli yapmasını"...

ANTALYA (İHA) – Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde geçtiğimiz cuma günü meydana gelen olaylarla ilgili, "Hiç elinde molotof kokteyli olan, molotof kokteyli atan, molotof kokteyli yapmasını belinde silahlarla köylü gördünüz mü? Böyle köylü olur mu? Nasıl köylü bunlar?" dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Antalya teşkilatının il kongresine katıldı. Kepez Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde gerçekleşen kongreye girişinde çok sayıda partili tarafından alkışlarla karşılanan Mustafa Destici, kongre öncesinde partililerle birlikte Hasan Sağındık'ın söylediği türkü ve marşlara eşlik etti. Kuran okunmasıyla başlayan kongrede konuşan Genel Başkan Destici, hükümet ile CHP ve MHP'yi eleştirdi. Daha sonra divan oluşturulmasının ardından konuşma yapan Destici Türkiye'nin sadece bugün değil, cumhuriyetten bu yana iyi yönetilmediğini ifade etti. Türkiye'nin birinci gündem maddesinin terör olduğunu kaydeden Destici, "Terör bitmediği sürece bu ülkenin hiçbir temel problemi çözülemez. İktidar partisi daha dün açıkladı ki, terörün bize maliyeti 1 trilyon dolar. Bu da yanlış. Dolaylı maliyetleri ile birlikte terörün Türkiye'ye 30 yıllık maliyeti yaklaşık 2 trilyon dolar civarında. Bölgeye yapılamayan yatırımlar, bölgenin tarımından faydalanamayışınız ve 30 yıl içerisinde 1 trilyon lira bütçeden para harcamışsınız" dedi.

Destici, "Eğer Türkiye bu terör belası ile 30 yıldır uğraşmamış olsaydı, bu gün dünyanın ilk 10 ekonomisi arasındaydı ve bugün maalesef Türkiye'de 75 milyonun 50 milyonu yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşıyor. Böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmazdık. Türkiye'de on milyon emekli var. TÜİK de bir milyonun altında alanlar açlık sınırının altındadır diyor. 8 milyon emekli bu durumda. 5 milyon askeri ücretli var. Birileri bu dönemde zenginlemiş olabilir, ama bu ülkenin büyük bir kısmı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor" şeklinde konuştu.

KERKÜK'TE TÜRKMENLER, ÇİN'DE UYGURLAR ÖLDÜRÜLÜYOR

Türkiye'nin bütün geçmiş Osmanlı topraklarında yaşayan Türklerden de sorumlu olduğunu söyleyen Destici konuşmalarını şöyle sürdürdü:

"Bizim sorumluluğumuz sadece 780 bin kilometre kare içerisinde yaşayan 75 milyon değil. Başka Osmanlı topraklarında yaşayan, Müslüman Türk dünyasındaki bütün kardeşlerimizin sorumluluğu ve vebali de bizim üzerimize. Geçen hafta Kerkük'te yapılan intihar saldırısında onlarca Türkmen kardeşimiz hayatını kaybetti. Oradaki Türkmenler ne kadar sahipsiz. Neredeyse her Allahın günü Türkmenler'e karşı orada saldırı var. Aynen balkanlardaki gibi yıldırarak, sindirerek, o topraklardan ya göçe zorlanıyorlar, yada asimilasyona tabi tutuluyorlar. Çin zulmü devam ediyor. Her gün onlarca Uygur kardeşimiz ya tutuklanıyor, ya gözaltına alınıyor, gözaltına alınanların da akıbetleri belli değil. Ama bana göre belli, bu göz altına alınanlar ya idam ediliyorlar, ya kurşuna diziliyorlar, yada kamplara sürülerek orada ağır koşullarda çalıştırılıyorlar. Yüz binlerce Uygur kızı bulundukları bölgelerden alınıp Çin'in başka bölgelerine götürülüyorlar. Bütün bunların vebalini biz nasıl taşıyacağız? Biz buralardan sorumlu değiliz diyebilir miyiz?."

Kerkük ve Çin'de Türklere karşı yapılan saldırılar için hükümete çağrıda bulunduğunu ifade eden Destici Çin ve Irak elçisinin derhal Dış İşleri Bakanlığına çağırılmasını, yaşananlarla ilgili bilgi alınmasını talep ettiğini söyledi. Destici, " 'Hesabını soracaksınız, orada ne olup bittiği ile ilgili bilgi alacaksınız ve uyaracaksınız' dedik ama heyhat. Ne hükümet, ne ana muhalefet partisi, ne diğer partilerin bunlarla hiç alakası yok. Onlar tutturdular bir Gezi Parkı, bir aydır Gezi Parkı konuşuluyor" dedi. Gezi parkı olayları ile ilgili düşüncelerini daha önce de paylaştığını ifade eden Destici "Bu olayların daha provokatif bir hadiseye nasıl büründüğünü ve dış güçlerin ülkemizde düşmanları, terörize grupları nasıl bir araya getirdiklerini anlattık. Ama bütün bunlar hükümetin yanlışların üstünü örtmez, hükümeti sorumlulukların altından kaldırmaz. Bütün bunlar hükümetin yaptığı ayrıcalıkları, ötekileştirmenin bahanesi olamaz" dedi.

İMF'YE BORÇ BİTTİ, TÜRKİYE'NİN DIŞ BORCU ÜÇE KATLANMIŞ

Türkiye'de ihracat artışına da değinen Destici şöyle konuştu:

"Diyorlar ki ihracatımız 5 kat arttı. 30 milyar dolardan 550 milyar dolara çıktı. Bu rakam doğru. Peki ithalatımız ne oldu? Hiç bunu duyuyor musunuz? İthalatımızın da 50 milyar dolardan 270 milyar dolara çıktığını niye söylemiyorsunuz? 2001 yılında ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 77 iken bugün yüzde 54.9 düştüğünü niye söylemiyorsunuz? Borsanın yüzde 70'nin 7 bin yabancının elinde bulunduğunu niye bu milletten gizliyorsunuz? Dış ve iç borçlarımızın toplamını 600 milyar dolara dayandığını niye söylemiyorsunuz? IMF'ye borcumuz bitti diyorlar. Gazetelerde, televizyonlarda öyle bir hava var ki sanki IMF'ye borç bitince bütün Türkiye'nin borcu bitmiştir. IMF'ye borcumuz bizim 22 milyar dolardı. Evet bu borç bitti. Ama IMF'ye borç 22 milyar dolarken, Türkiye'nin toplam dış borcu 110 milyar dolardı. Bugün Türkiye'nin dış borcu 336 milyar dolar. IMF'ye borç bitmiş ama Türkiye'nin borcu da bu arada üçe katlanmıştır. Türkiye şu anda işsizlik rakamlarına göre OİSD ülkeleri arasında Avrupa'nın şampiyonu."

ÇÖZÜM SÜRECİ DEĞİL MÜZAKERE

Türkiye'nin biran önce terör belasından kurtulması gerektiğini ifade eden Destici hem bu hükümetin, hem de bundan önce Türkiye'de hükümet olanların bu işin altında imzası olduğunu bildirdi. Büyük Birlik Partisi dışlında vebali olmayan tek bir siyasi harekat olmadığını kaydeden Destici, "Sadece bizim vebalimiz yok bu işte çünkü sadece iktidar olamayan tek siyasi hareket Büyük Birlik Partisi'dir. Kimisi bu terör eylemlerine göz yummuştur, kimisi 3-4 çapulcu diyerek görmezden gelmiştir, kimisi de idamı kaldırarak takdir etmiştir, kimisi de onaylanan idamı başbakanlıkta bekletip dolaylı olarak destek vermiştir, kimisi de daha sonra el sıkışarak, müzakere ederek bugünlere getirmiştir bu hadiseleri. Biz çok açık ve net olarak söyledik. Adına çözüm süreci dediler. Dedik ki bunun adı çözüm süreci değildir. Bunun adı PKK ile ve onun elebaşçısı ile müzakere sürecidir. Biz dedik ki bu akilleri oluşturmanıza gerek yok. Her şey apaçık ortada. Siz sadece PKK'yı Apo'yu muhatap aldığınız zaman 30 yıldır devletin yanında durmuş, canını, malını vermiş, kanını vermiş kardeşlerimize diyorsunuz ki, artık sizin işiniz bitti, siz de bu PKK'ya onun siyasi uzantılarına teslim olacaksınız. Resmen bu demektir" şeklinde konuştu.

PKK ÇEKİLMEDİ, ÇEKİLMEYECEK DE

Çözüm süreci döneminde binlerce kişinin PKK'ya katıldığını iddia eden Destici konuşmalarını şöyle sürdürdü:

"Dedik ki bu süreç PKK zaman kazandıracak, toparlanmasına fırsat verecek. Kandil açıklama yapıyor, İmralı açıklama yapıyor, İmralı'nın postacıları açıklama yapıyor. Diyorlar ki birinci aşama var, birinci aşama PKK'nın çekilmesi, müzakerenin ikinci aşamasında bütün PKK'lılar yavaş yavaş serbest bırakılacak. Ana dilde eğitim verilecek, yerel yönetimler yasası ile konfederalizme geçilecek. İktidar bunu inkar etti, dedi ki böyle bir şey yok. Vatandaşımız gördüğünü söylüyor. Neyin karşılığında PKK çıkacak veya silah bırakacak diyor. Kesinlikle silah bırakma diye bir şey yok. Kesinlikle çıkma diye bir şey yok. Bir kere daha söylüyorum. Duymayan duysun, bilmeyen bilsin. PKK çekilmedi, çekilmeyecek de. Hiç birisi çekilmedi. Sadece 3-5 kişilik gruplar sırf görüntü olsun diye çekiliyormuş gibi poz verdiler."

LİCE OLAYLARI

Birkaç gün önce Lice'de yaşanan olaylara da değinen Destici ortalık savaş alanına dönüştükten sonra PKK'nın siyasi uzantılarından açıklama geldiği ve köylülerin karakol yapımına tepki gösterdiği söylendiğini bildirdi. Destici, "Allah aşkına hiç elinde molotof kokteyli olan, molotof kokteyli yapmasını bilen, atan, belinde silahlarla, keleşlerle siz köylü gördünüz mü? Nasıl köylü bunlar? Bunlar resmen PKK'nın uzantıları ve bugün açığa çıkıyor ki, BDP'nin ilçe başkanı organize etmiş, bir başkası emir vermiş, bir başkası da talimat vermiş. Bu devlet bu kadar aciz mi? Koskoca Türkiye devleti karakol yapmak için eşkıyadan izin mi isteyecek? Devleti ne hale düşürdünüz? Utanın da bir dönün bakın. Hükümetin Başbakan Yardımcısı yüzü kızarmadan açıklama yapıyor. 'Yeni karakol yapmıyoruz sadece var olanı tamir ediyoruz' diyor. Allahtan kork, yazıklar olsun sen kimden korkuyorsun?" ifadelerini kullandı.

Gazze'ye Genel Başkan düzeyinde 6 ay önce ilk defa kendisinin gittiğini belirten Destici, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu an Gazze'ye gitmeye hazırlanıyor. Ben 6 ay önce Mısır üzerinden karayolu ile Gazze'ye gittim. Başbakan Amerika ve İsrail'den izin bekliyor" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Destici partililerin bazılarına plaket verirken, yeni üye olanlara da rozet taktı. - ANTALYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Büyük Birlik Partisi Mustafa Destici Antalya Lice Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title