BBP Genel Başkanı Destici, partisinin Karadeniz Çalıştayı'nın kapanış programında konuştu Açıklaması
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, hazırladıkları yeni anayasa taslağını gözden geçirecek ve son halini verecek akademik kurul oluşturulmasına karar verdiklerini söyledi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, hazırladıkları yeni anayasa taslağını gözden geçirecek ve son halini verecek akademik kurul oluşturulmasına karar verdiklerini söyledi.
Destici, bir otelde düzenlenen BBP Karadeniz Çalıştayı'nın kapanış programında, dün Erzurum Palandöken'de meydana gelen çığda yaşamını yitiren milli judocu Emre Yazgan'a ve Muğla'da düşen ambulans helikopterde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diledi.
Tarihte yaşanmış acı olaylardan birinin de Sarıkamış hadisesi olduğunu belirten Destici, gurur duyulacak bir kahramanlık destanı olan Sarıkamış şehitlerini minnet ve şükranla yad ettiklerini dile getirdi.
Destici, Türk milletinin vatanı için her şeyi göze alabildiğine işaret ederek, "Canının hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur vatan, devlet, millet, ezan, bayrak söz konusu olduğunda. Sarıkamış da bunun en önemli ve tarihi yaşanmış göstergelerinden bir tanesidir." dedi.
Destici, devletin varlığına, ülkenin bütünlüğüne, milletin birliğine, istiklaline ve istikbaline göz dikenlerin Malazgirt'e, Çanakkale'ye, Kurtuluş Savaşı'na ve Sarıkamış'a baktığında, Türk'ün devleti, ülkesi ve milleti için neler yapabileceğini çok net bir şekilde görebileceğinin altını çizdi.
Çalıştay kapsamında iki gündür Trabzon'da olduklarını anımsatan Destici, şöyle devam etti:
"Yeni anayasa konusu en önemli gündem maddelerimizden bir tanesi. Büyük Birlik Partisi kurulduğundan beri sivil, demokratik bir anayasa tarafında durmuştur. Bu anlamda yapılan bütün anayasa değişikliklerini ister Mecliste olsun ister halk oylamalarında olsun desteklemiştir. Bizim tabii ki bir anayasa metni taslağımız var ama bu çalıştayda yeni anayasa için partimizin hazırladığı taslağı da inceleyecek ve en nihayetini verecek bir akademik kurul oluşturulmasına karar verdik. Büyük Birlik Partimizin, parti yetkililerimizin, parti komisyonumuzun hazırladığı yeni anayasa taslağını gözden geçirecek, buna son halini verecek bir akademik kurul oluşturulmasına karar verdik."
Destici, çalıştayda, milletin en önemli gündem maddesi olan ekonomiyi de değerlendirdiklerini ifade etti.
"Suriye'de istikrar muhafaza edildiği sürece sığınmacılar da hızlı bir şekilde ülkelerine dönecektir"
Suriye'deki gelişmelerin Türkiye için önemine işaret eden Destici, oradaki gelişmelerin Türkiye'yi doğrudan etkileyeceğini söyledi.
Destici, Türkiye'nin, Suriye'de üç temel vazgeçilmezi olduğunu belirterek, "Bunlardan bir tanesi, ne pahasına olursa olsun Suriye'nin kuzeyi başta olmak üzere özellikle sınır bölgelerimizde terör örgütlerine, özellikle PKK, PYD ve YPG varlığına asla müsaade edemeyiz. Hangi şartta olursa olsun, karşımızda kim olursa olsun biz onları oradan çıkarmak zorundayız. Bugün bunu yapmazsak yarın çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalabiliriz." dedi.
"Türkiye PKK, YPG'nin komşusu olamaz. Bunu asla kabul edemez." ifadesini kullanan Destici, "Bunu ne Amerika Birleşik Devletleri ne de başka bir güç Türkiye ve Türk milletine dikte edemez, buna asla rıza göstermeyiz. Tıpkı Sarıkamış şehitleri gibi ölürüz ama buna rıza göstermeyiz. Çok açık ve net." diye konuştu.
Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz yeni bir çözüm sürecini de doğru bulmuyoruz. Büyük Birlik Partisi olarak biz, 'Terörle müzakere olmaz, mücadele olur' diyoruz. Mücadeleyi de zaten devlet kararlı bir şekilde yapıyor, askerimiz, polisimiz, güvenlik korucularımız, hükümetimiz ve şu anda Türkiye içinde zaten terör sıfırlanmış durumda neredeyse. Dolayısıyla biz bu şekilde terörün tüm unsurlarına karşı topyekun mücadele ettiğimizde Suriye'nin kuzeyinde de biz terörü sıfırlarız. Bizim şu anda o imkanımız var. Onun için kimseyle pazarlık masasına oturmamıza gerek yok."
Suriye'deki ikinci vazgeçilmezin ise Türkmenler olduğuna dikkati çeken Destici, "Elbette ki Türkmen, Arap, Kürt bütün mazlumlar Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milletinin himayesindedir ya da önceliğidir ama her milletin kendi soydaşı nasıl öncelikli ise Türkmenler de bizim kırmızı çizgimizdir. Orada dolayısıyla Türkmen varlığının muhafazası, güçlendirilmesi, kurulacak geçici ve daha sonraki kalıcı hükümet içerisinde de çok etkin bir şekilde var olmalarını arzu ediyoruz ve bunu görmek istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Destici, sığınmacıların dönmesi için Suriye'nin iç barışı ve toprak bütünlüğünün elzem olduğunu anlatarak, "Bunun için biz, Suriye'de toprak bütünlüğünün ve iç barışın tesisini ve hızla demokrasiye geçişi arzu ettiğimizi ifade ediyoruz. Bu, Türkiye'deki sığınmacıların oraya dönüşünü de hızlandıracaktır. Şu anda dönüşler başlamıştır. İnşallah Suriye'de istikrar muhafaza edildiği sürece sığınmacılar da hızlı bir şekilde ülkelerine dönecektir. Bunu arzu ettiğimizi de ifade ediyorum." dedi.
"Amerika Birleşik Devletleri'nin PKK, PYD ve YPG'ye desteğinin süreceği" yönünde görüşler olduğunu, böyle bir duruma karşı tedbirli olunması gerektiğini vurgulayan Destici, şunları kaydetti:
"Terörist İsrail'in Filistin, Gazze ve Beyrut'tan, Lübnan'dan sonra Suriye topraklarına saldırması ve Suriye topraklarının bir kısmını işgal etmesi ve Şam'a kadar yaklaşması da bizim için ciddi bir tehdittir. Yani İsrail'in de Amerika gibi aynen PKK, PYD ve YPG'ye desteği açıktır. Bu destek Amerika Birleşik Devletleri'nin söylediği gibi, 'IŞİD'le yapılacak mücadele için değildir.' O, büyük bir kandırmacadır. PKK, PYD, YPG'ye verilen destek, özellikle İsrail tarafından ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından verilen destek tamamen Türkiye'ye karşı kullanmak için verilen destektir. Türkiye'yi bölgede etkisizleştirmek, zayıflatmak için ve Türkiye'yi 40 yıldır olduğu gibi terörle güçsüz düşürmek için verilen bir destektir. İsrail bize eş, dost değil, Amerika Birleşik Devletleri'nin de bugüne kadar bize gerçek bir dost ya da müttefik olduğunu hiçbir zaman görmedim. Onun için biz, bu iki konunun da Türkiye için büyük bir tehdit ve yakın bir tehdit ve tehlike olduğunun da altını çiziyoruz."
