BBP Genel Başkanı Mustafa Destici Açıklaması
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, işçilerin büyük problemleri olduğunu söyledi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, işçilerin büyük problemleri olduğunu söyledi.
BBP Genel Başkanı Destici, Genel Sekreter Üzeyir Tunç, Disiplin Kurulu Başkanı Ali Keser, Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeleri Ali Kolbaşı ile birlikte Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES -İŞ) Başkanı Mustafa Şahin'e makamında hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
BBP lideri Destici, TES-İŞ'in Türkiye'nin en eski ve köklü en eski sendikalarından biri olduğunu belirtti.
'İŞÇİLERİN PROBLEMLERİ'
İşçilerin temel problemlerine bakıldığında en başta ücret ve sosyal haklar konusundaki sıkıntıların geldiğini, işçilerin bu anlamda şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Destici, "İşçilerimizin genel anlamda büyük problemleri var. İşe girmiş olanlarında problemleri var. Temel problemlerin en başında ücret daha sonra da sosyal haklar geliyor" dedi.
'İLO SÖZLEŞMELERİ'
Destici, "İşçi sendikalarımızın her ne kadar toplu sözleşmeli, grevli hakları olsa da, uluslar arası standartlarda diyebileceğimiz İLO ve çalışma şartlarında bir takım eksiklikleri" olduğunu belirterek "İleri demokrasi ülkelere baktığımız zaman bu şartların iyeleştirilmesi gerekir. Bu şartların en azından ileri demokratik ülkelerdeki İLO sözleşmelerine uygun olarak Türkiye'nin de o standartlara çıkarılması gerekiyor" diye konuştu.
TAŞERON İŞÇİLİK
Destici, iş güvenliği ve işçi sağlığının çok önemli olduğunu anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada devletin ve işverenin alması gereken önemli tedbirler var. Burada eksikler olduğunu muhalefet partisi olarak gözlemliyoruz. Bunun ile ilgili geçen yıl Eskişehir de işçi kurultayı gerçekleştirmiştik. Burada işçilerin sıkıntılarını ve çözüm önerilerini dile getirdik. Özellikle son günlerde artan taşeron işçilik başlı başına bir problem. En büyük mağduriyeti işçi kardeşlerimiz ve sendikalarımız yaşıyor. Çünkü taşeron işçilik ile birlikte aslında bir yerde sendikalaşmanın da, örgütlenmenin de önünü kesmiş oluyor."
'TAŞERON İŞÇİLİK BİZE GÖRE MODERN KÖLELİKTİR'
Türkiye'de çalışan 12 milyon işçinin bir milyonunun örgütlü olduğunun görüldüğünü belirten Destici, şunları söyledi:
"Bunlardan 800 bin kişinin sözleşme hakkı olduğu görülüyor. Bütün bunlar Türkiye'nin gerçekten bu alanda ne kadar büyük bir problemi kendi içerisinde barındırdığını ve işçilerinin temel problemlerinin çözülmediğini görüyoruz. Biz taşeron işçiliğe başından bu yana karşı olduğumuzu vurguladık. Taşeron işçilik bize göre modern bir köleliktir. Hiçbir sosyal güvenceleri ve garantileri yok. İşverenin iki dudağı arasında. Artık bu konu işvereni aştı, siyasetçilerin iki dudağı arasında. Çünkü istedikleri işe alınıyor, istedikleri işten çıkarılıyor. Aslında onların iradelerine de ipotek konmuş olunuyor. Bunların düzeltilmesi gerekiyor. İşçilerimizin haklarını sonuna kadar alması lazım. Biz Büyük Birlik Partisi olarak işçi kardeşlerimizin yanındayız."
'KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL'
Destici, bir gazetecinin CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un gündeme getirdiği, Devlet Memurları Kanunu'nun istisnai memuriyeti düzenleyen hükmünün kötüye kullanıldığı iddiaları ile ilgili sorusuna şöyle karşılık verdi:
"VIP torpil listesi bu. Türkiye'nin kanayan yaralarından biri. Bu dönemde gerçekten çok ölçüsüz bir şekilde kullanıldı ve haksız bir şekilde bu tür işe yerleştirmeler ya da kadro dağıtmalar olduğu çok açık ve net şekilde ortada. Bütün bunlar ifşa edilmiş vaziyette. Bu baştan kabul edilemeyecek bir durum hem gayri adil hem de gayri ahlaki diyeceğimiz bir durum. Siyasetçilerin ya da Türkiye'yi yönetenlerin buna tevessül ediyor olması gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir."
Destici, öncelikle burada bir kul hakkı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir başkasının çocuğu okuyor, o kadar dershaneye gidiyor, yüksek puanlar alıyor ona rağmen işe yerleşemezken, siz sırf iktidarın milletvekillerini, yakın kimselerin çocukları ya da akrabaları olma avantajıyla onları hiç sınavsız, sorgusuz kadrolara yerleştiriyorsunuz ya da liyakate bakmadan bakmadan birtakım unvanlar veriyorsunuz. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu tür imkan elde edenlerin bence bu imkanların elinden alınması lazım, bunu yine devletin yapması lazım. Burada kul hakkı vardır. Öncelikle bu kadroları alanlar, onların anneleri, babaları bunu nasıl kabulleniyor. Buna nasıl göz yumuyorlar. Bu gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir. Büyük bir ayıp olarak ortadadır. Milletimizin gözünün içine baka baka yapılmıştır. Biz bunu Büyük Birlik Partisi olarak kabul etmiyoruz. Bunun acilen düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bundan sonra bu yola asla başvurulmaması gerektiğini ifade ediyoruz."
'KUL HAKKI VAR'
Destici, "Sandıklarda hile yapıldığına" yönelik iddialarının sorulması üzerine, hukukun konuya el koyması, bunu bir delil olarak kabul ederek soruşturma başlatması gerektiğini söyledi. Burada büyük bir hak gaspı olduğunu anlatan Destici, sözlerine şöyle devam etti:
"Zaten biz, adil ve eşit olmayan koşullarda yarışıyoruz. Seçim sitemine baktığımız zaman bir taraftan yüzde 10'luk baraj, bir taraftan hazine yardımı sıkıntısı var. Üç siyasi partiye 528 milyon verildi. Adı seçim yardımı olan yardımdan diğer partilere bir kuruş bile yok. Bütün gazeteleri televizyonlar ve bilboardları siz dolduruyorsunuz. AKP devletin ve belediyelerin tüm imkanlarını kullanıyor. Sosyal Yardımlaşma Derneğinin yardımlarını bile parti adına dağıtıyorlar. Bütün bunların üzerine siz bir de sandıkta hırsızlık yapıyorsanız, milletin iradesini çalıyorsanız eğer bunu da bir kişi itiraf etmişse hukukun buna el koyması gerekir. Hukuk bunu delil sayıp soruşturma açması gerekir. Geçmiş seçimler ile ilgili de işlemler yapılmalı. En azından 2015 yılında bir seçim yapılacak. Yüksek Seçim Kurulu buna fırsat vermeyecek düzenlemeleri ivedilikle yerine getirmeli. Burada muhalefet partilerine de büyük iş düşüyor. Muhalefet partileri tarafından oraya konulan sandık görevlileri görevlerini tam olarak yerine getirmemiş. İktidarın bir sanık görevlisi var. Sandık başkanını da iktidarın atadığını düşünelim. 4 tane muhalefet partisinin görevlisi var. Bunlar görevlerini adam gibi görevlerini yaparsa hiç kimse hırsızlık yapamaz. Fırsat bulduk diye hırsızlık yapmak hiç kimseye yakışmaz. Hırsız birinci derecede suçludur ama muhalefet partileri de tedbiri iyi almalı." - ANKARA