BBP lideri Destici: "Biz kuklaların had bildireceği ya da yıkabileceği bir ülke ve millet değiliz"
BBP lideri Destici: "Biz kuklaların had bildireceği ya da yıkabileceği bir ülke ve millet değiliz" BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: "Müslüman Türk toplumunda LGBT'lilerin yeri yoktur" "Bu Türkiye devletine yapılmış saygısızlık ve küstahlıktır" Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa...
BBP lideri Destici: "Biz kuklaların had bildireceği ya da yıkabileceği bir ülke ve millet değiliz"
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici:
"Müslüman Türk toplumunda LGBT'lilerin yeri yoktur"
"Bu Türkiye devletine yapılmış saygısızlık ve küstahlıktır"
ANKARA - Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "Biz, kuklaların had bildireceği ya da yıkabileceği bir ülke ve millet değiliz" dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Vatandaşları hijyen, maske ve mesafe konusunda uyararak aşılanma programına değinen Destici "Aşının koruma oranına dair rakamlar umut verici. Bununla birlikte tüm vatandaşlarımız aşılanana kadar tedbirlerde yaşanan ihmallerin vaka ve kayıp sayımızı hızla artırdığını gözlemliyoruz. Tekrar ve önemle herkesin kurallara riayet etmesinin önemini vatandaşlarımıza hatırlatmak istiyorum. Daha önce dile getirdiğimiz ve tekrar hatırlatmak istediğim bir konu daha var. Hastalıkla mücadelede netice alabilmek için ırk, inanç, gelişmişlik ayrımı yapmadan tüm dünyaya aşıyı ulaştırmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
"Müslüman Türk toplumunda LGBT'lilerin yeri yoktur"
Kadına yönelik şiddetin son zamanlarda arttığına dikkat çeken Destici, "Düşünebiliyor musunuz bir eş sokak ortasında hanımını, eşini sokak ortasında, çocuğunun gözleri önünde öldüresiye tekmeliyor. Bir başkası 4 çocuğunun gözü önünde hanımını öldürüyor. Diğeri dövüyor. Gerçekten bu Müslüman Türk toplumunun içinden bu caniler, bu sapıklar, bu hayvandan daha aşağı olan yaratıklar ne ara türedi, bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Meseleyi buradan bazıları İstanbul Sözleşmesi'ne getiriyor. İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıkanları, bu şiddeti uygulayanlarla aynı kefeye koyuyorlar. Kadına şiddeti önleyici tedbirler içeren hiçbir sözleşmeye, düzenlemeye, yönetmeliğe karşı değiliz. Biz hiçbir zaman toptancı bir anlayışla hareket etmedik. Biz Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinden yanayız. Sebebi ise sözleşmedeki maddelerden bazılarının Müslüman Türk toplumunun inancına, ahlakına aykırı maddeler olmasıdır. Müslüman Türk toplumunda LGBT'nin yeri yoktur. Kimse bunu bize özgürlük ya da yaşam hürriyeti adı altında dayatamaz. Normalmiş gibi gösteremez. Kadına şiddete hep beraber hayır diyelim ama bizim toplumumuzun ahlakına, inancına aykırı yaşam tarzlarını garanti altına alıp, bu topraklarda çoğalması için yol açan maddelere de gelin hep beraber karşı çıkalım. O zaman ben sizin samimiyetinize inanırım" diye konuştu.
"Biz kuklaların had bildireceği ya da yıkabileceği bir ülke ve millet değiliz"
Arap Birliği'nin Türkiye hakkında yaptığı açıklamayı eleştiren Destici, "Terörle mücadele ve sınır güvenliği için sınır ötesi harekat yapan Türkiye'nin iç işlerine müdahale ettiği iddia edilen ülkelerin yarım asrı aşan süre Türkiye'ye yönelik terör eylemlerinin ve bunları gerçekleştiren örgütlerin yuvası niteliği taşıdığını tartışmak bile anlamsız olur. Türkiye, her adımı uluslararası hukuk sınırlarında bir meşru müdafaa yürütmektedir. Bizim açımızdan konunun tartışılacak herhangi bir yönü yoktur. Arap Birliği'ni oluşturan ülkelerin halkları yüzlerce yıl Türk yönetiminde yaşamışlar, bu dönemler tarihlerinin en huzurlu ve güvenli dönemleri olmuştur. İsyan edip, vatanlarını küresel emperyalizmin sömürüsüne teslim etmelerine, o günden beri tüm kaynaklarını halkları yerine Batı'ya aktarmalarına rağmen Türkiye'den sadece dostluk görmüşlerdir. Yunanistan'ın bu konuya dahil olma gayretleri ise siyasetin veya diplomasinin değil, belki mizahın konusu olabilir" değerlendirmesini yaptı.
"ABD'nin hazırladığı bir ziyaret"
Papa'nın Irak ziyaretine yönelik açıklamalar yapan Destici, "Bizce Biden'ın seçimi sonrası apart topar devreye sokulmuş ve ABD'nin parmağı olan bir organizasyon Papa'nın Irak ziyareti. Zaten korunmasından tutun tüm programına kadar ABD'nin hazırladığı bir ziyaret. Yani bu ziyaretin İtalya ya da diğerlerinin algıladığı gibi çok duygusal ve niteledikleri gibi çok cesur bir ziyaret değil. Papa'nın Irak ziyaretinin ikinci gününde Şiilerin merkezi Necef'e geçerek Şiilerin önde gelen dini lideri ve aynı zamanda Irak siyasetinin en etkin şahsiyeti Ayetullah Ali Sistani'yi evinde ziyaret etmesi de manidardır. Görüşme sadece Katolik-Şia ilişkileri değil, Trump sonrası farklı bir İran politikası izleyeceğinin emarelerini gösteren Biden'in İran'ın Şii Hilali Projesi'ne güya Müslümanların birliğine olası olumsuz etkileriyle alakalı yeni hamlelerde bulunacağının da bir işareti. Bu düşüncelerimizden sonra üzerinde durulması gereken asıl nokta Barzani yönetiminin fırsatını bulduğu anda gerçek yüzünü gösterdiğinin ispatı olan bir gelişme" şeklinde konuştu.
"Bu, Türkiye devletine yapılmış saygısızlık ve küstahlıktır"
Kuzey Irak'ta Papa'nın ziyareti şerefine basılan puldaki Türkiye topraklarını da kapsayan haritayı eleştiren Destici, "Pul üzerinden sözde büyük Kürdistan propagandası yaptı. Papa'nın ziyareti şerefine bastırılan hatıra pulunda, Papa'nın başının üzerinde bulunan haritada Hatay, Sivas, Erzurum, Kars gibi birçok ilimiz, sözde büyük Kürdistan haritası içerisinde gösterilmiştir. Bu Türkiye devletine yapılmış saygısızlık ve küstahlıktır. Peki, şaşırdık mı? Şaşıran olmuştur. Onlar da aynı delikten aynı yılanlara defalarca ısırılmaktan usanmayan, ısırılmadıkları zaman bu yılanları ehlileştirdiklerini sanan zavallılardır. Oysa bu coğrafyada bu ülkenin mukadderatına kast eden düşman da, hain de biliyor ki Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin tarzı da, cibiliyeti de budur. Hiçbir kalıcı ve geçici mutabakatta sözünde durmaz. Bunlarla ekonomik ve güvenlik alanında ortak çıkarlar üretseniz dahi sürekli hainlik yapacaklar. Fırsat kollar. Hele sırtlarını sağlam bir güce dayasınlar, tıpkı 2007'de 'Türkiye bizden PKK yetkililerini istiyor. Kürt yetkililerin yakalanması ve teslim edilmesi gerçekleşmeyecek bir rüyadır. Biz, değil bir Kürt'ü bir Kürt kedisini bile Türkiye'ye teslim edemeyiz' diyen Talabani rolüne bile bürünebilirler. Bu Barzani ve şürekasını Talabani düşüncesinden ayrı görmemeliyiz. Bir PKK'lıyı bile kendi çıkarları ile uyuşmuyor ise vermezler. Ne Talabani ne Barzani hiçbir zaman mücadele etmemiştir. Öyle olsaydı oralarda bu kadar terörist barınabilir miydi" ifadelerine yer verdi.
"Bu kora kor verilen ve binlerce şehit verilen bir mücadeledir"
Barzani tarafından Papa'nın ziyareti için özel bastırılan paraların hafife alınmayacak bir konu olduğuna dikkat çeken Destici, "Bu pul meselesi bazı kesimlerce oldukça önemsiz, hatta komik bir gelişme olarak görülebilir veya karşılanabilir. Bazıları sözde Kürdistan hülyasını, Yunan toplumunun Megali İdea'sı olarak görebilir. Ama bu hain güruh bu doğrultuda 40 yıldır bizimle terör yoluyla mücadele etmeye ve kan dökmeye devam ediyor. Yani anlayacağınız bu masum bir kağıt üstü semboller savaşı değildir. Bu kora kor verilen, binlerce şehit verilen bir mücadeledir. Bunların hedefi Türk devletini fırsat bulunca yıkmaktır. Bunların hayali Türkiye'nin bazı kesimlerini de içine alarak terör devleti kurmaktır. O yüzden yılanın başını küçükken ezmek gerekir. Bu milleti kimse silahla tehdit edemez. Gün gelecek bu topraklarda ne Amerika ne Rusya ne de başka devlet kalmayacak. Ama o gün Türkiye hala ayakta olacak" ifadelerini kaydetti.