CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık: Gazze'deki Hastanenin Bombalanması İnsanlık Suçudur
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Filistin'in Gazze şehrindeki hastanenin bombalanmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Karabıyık, bu olayın bir insanlık suçu olduğunu belirterek, uluslararası kuruluşların harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, Karabıyık, Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine değinerek, eğitim sisteminin sorunlarını dile getirdi ve üniversite öğrencilerinin barınma ve geçim sıkıntılarını eleştirdi.
CHP'li Karabıyık: Bu katliamı sadece kınamayla kalmamak önemlidir
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Filistin'in Gazze şehrindeki hastanenin bombalanmasıyla ilgili, "Bu bir insanlık suçudur. Orada gerçekten özellikle masum insanların, çocukların, kadınların hayatlarını kaybettiğini görüyoruz. Bu katliamın bir an önce önüne geçmek; sadece kınamayla kalmamak önemlidir" dedi.
CHP'li Karabıyık, parti genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Karabıyık, Gazze'de hastanenin bombalamasına tepki göstererek, "Son yaşanan olayda hastanenin bombalanması ve 500'den fazla kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralıların artması haberleri gerçekten içimizi yaktı. Bu bir insanlık suçudur. Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası tüm kuruluşlar bir an önce harekete geçirilmelidir. Orada gerçekten özellikle masum insanların, çocukların, kadınların hayatlarını kaybettiğini görüyoruz. Bu katliamın bir önce önüne geçmek; sadece kınamayla kalmamak önemlidir. Katliamda hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum" dedi.
'ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLERE ÇÖZÜM BULUNMASI MÜMKÜN DEĞİL'
Ardından son yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) istatistiklerine değinen Karabıyık, "MEB istatistikleri, eğitim sisteminin bakan ve bürokratlarının bahsettiği kadar iyi durumda olmadığını ortaya koymuştur. Resmi okullardaki öğretmen sayısı 975 binden 974 bine düşmüştür. Mevcut politikalarla atama bekleyen yaklaşık 1 milyon öğretmenin sorununa kalıcı bir çözüm bulunması kısa vadede mümkün değildir. Okul-derslik sayılarına baktığımızda özellikle ortaokul ve ortaöğretim düzeyinde imam hatip okullarına yönelik pozitif bir ayrımcılık yapılması görülmektedir. Pedagojik açıdan eğitimciler tarafından çok tartışılsa da eğitimde fırsat eşitliği sağlayan yatılı okulların sayısının her geçen gün azalması, çocuklarımızı vakıf ve derneklere yönlendirmiştir. 4+4+4 eğitim modeli öncesi 4 bin 644 olan özel öğretim kurumları sayısı 14 bin 281'e yükselmiştir. Aynı şekilde öğrenci sayıları da paralel olarak artmıştır. 4+4+4 eğitim modeli ile kamusal eğitimden uzaklaşılmış, özel öğretim kurumları desteklenmiştir" ifadelerini kullandı.
'BURSUN 6 AYINI TOPLASALAR 1 AYLIK KİRA ÖDEYEBİLİRLER'
Üniversite öğrencilerinin barınamadığını ve geçinemediğini söyleyen Karabıyık, "Planlanamamış yurt hizmeti çoğu ilimizde, özellikle büyük şehirlerde üniversite öğrencilerinin sadece belli bir oranına yurt olanağı sağlayabiliyor. Çok sayıda yükseköğretim öğrencisi barınamıyor, kiralar yüksek, ailelerin geçim sıkıntısı var, aldıkları bursun 6 ayını toplasa 1 aylık kira ödeyebilir ancak o da büyük illerde zaten çok zor. Yurtların yetersizliği, kiraların yüksekliği nedeniyle çok sayıda öğrenci başka bir ilde kazandığı üniversiteye gidemiyor ya da zor şartlarda çalışmak zorunda kalıyor. Oysa yükseköğretimi doğru planlayan ve her öğrencisi için erişilebilir kılan ülkelerde öğrencilik hayatı çok farklı. Bu konuda doğru bütçelerin yapılıyor olması, öncelikler, doğru planlama, kamusal eğitimi destekleme ve yeterli burs imkanları son derece önemli. Diğer taraftan ülkemizde okul kantinindeki artan fiyatlara itiraz eden ya da ranza yöntemiyle kapasite arttırdıkları için uygun olmayan koşullara itiraz eden öğrenciler de gözaltına alınıyor" diye konuştu.