Haberler

Kılıçdaroğlu: "Sandıkta demokrasiden yana olanlar birleştiği zaman Türkiye'nin pozisyonu çok değişecek"

Güncelleme:
Abone Ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisindeki taciz iddialarına ismi geçen şahsın tutuklandığını ve partiden ihraç edildiğini vurgulayarak, "Yani bir olay çıkar ve bu olay bizim partinin ilkeleri ile çelişirse o kişiyi partiden ayırırız, partiden atarız.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisindeki taciz iddialarına ismi geçen şahsın tutuklandığını ve partiden ihraç edildiğini vurgulayarak, "Yani bir olay çıkar ve bu olay bizim partinin ilkeleri ile çelişirse o kişiyi partiden ayırırız, partiden atarız. Biz temel ahlaki kurallar konusunda asla ödün vermeyiz, gereği neyse anında yaparız. Yapıldı mı gereği, yapıldı." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde, Medyascope canlı yayınına katılarak, gazeteci Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın kimlerden oluştuğu, yeni partilerin ittifaka dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, önümüzdeki seçimlerin, partilerin seçimleri olmadığını belirterek, "Biz önümüzdeki seçimlerin demokrasiye taraf olanların ve demokrasiye karşı olanların seçimi olarak bakıyoruz ve demokrasiye taraf olanların bir arada olmalarını istiyoruz. Bunun en temel özelliği ya da görünen yüzü şu, güçlendirilmiş parlamenter sistem." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir seçim kararı alınıp seçim atmosferi oluştuğunda güçlendirilmiş parlamenter sistemi isteyen ve daha önce Millet İttifakı içinde yer almayan, kongrelerini yapan partilerle konuşulacağını ve iş birliği yapılabileceğini dile getirdi.

Ayrı görüşlerdeki partilerin bu konu çerçevesinde birlikte hareketinin nasıl olacağına ilişkin Kılıçdaroğlu, her parti ayrı, tüzel kişilikleri, programları, dünyaya bakışları olduğunu ancak demokrasi, insan hakları, yargının bağımsızlığı, medya özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü, dünya ile insanlarla barışmak gibi ortak noktalarda buluşacaklarını ifade etti.

Kamulaştırma ile ilgili sözleri hatırlatılarak, bu konuda bir çalışmaları olup olmadığına ilişkin Kılıçdaroğlu, kendisinin eski maliyeci olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:

"Kamulaştıracağız ama nasıl, kin duygusu, intikam duygusu onları mahvedeceğiz, Hayır, öyle bir şey yok. Önce 'bunu kaça yaptın kardeşim, bu kalemi kaça yaptın?' Oturacağım, hesaplarına bakacağım şişirmeler var mı? Yani bir liralık beş liraya yazılmış mı yazılmamış mı, bunlara bakacağız. Bunu gören, bilen devlette kadrolar var mı, var. Yetkin insanlar var mı, var. Bakacağız 'kaç lira kardeşim bu kalem, 5 lira, güzel sana yüzde 25-yüzde 20, bu iş için normal karını da vereceğim, kardeşim al paranı güle güle.' Bundan sonra artık bunu devlet çalıştıracak."

Kılıçdaroğlu, ekonomi politikalarının başarısının, yarattığı istihdamla ölçüldüğüne işaret ederek "Planlı bir ekonomiyle istihdam yaratıyorsunuz, ekonomi sürekli büyütüyorsunuz, kişi başına gelir sürekli artıyor, dolayısıyla siz başarılısınız o zaman, bizde böyle bir başarı yok." dedi.

"İçişleri Bakanlığı'na dilekçenizi verirsiniz, partinizi kurarsınız"

Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül'ün parti kuracağını açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Olabilir. Parti kurmanın kuralları vardır; Gider İçişleri Bakanlığı'na dilekçenizi verirsiniz, partinizi kurarsınız. Kurduktan sonra görürüz ayrıntıları. Özel bir karşıtlığımız yok. Yani bir insan Cumhuriyet Halk Partisinin içinde mutlu değilse, izlediği politikaları benimsemiyorsa, 'Ben ayrılıp ayrı parti kurabilirim' diyebilir. Bizim bu konuda söyleyeceğimiz fazla bir şey yok." diye konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hakkındaki düşüncelerine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, baştan hatalar yapıldığını, açıklamaların Koca tarafından değil, Bilim Kurulu sözcüsü tarafından yapılması gerektiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, dünyada saygın bir devlet konumunu sürdürmesi için yalan söylememesi ve bilgileri doğru paylaşması gerektiğini belirtti.

"Hemen partiden ihraç ettik"

Kılıçdaroğlu, partisine yönelik taciz iddialarının doğru olup olmadığına ilişkin soruya, "Tutuklandı zaten, biz hemen partiden ihraç ettik. Yani bir olay çıkar ve bu olay bizim partinin ilkeleri ile çelişirse o kişiyi partiden ayırırız, partiden atarız. Bu sadece bir taciz olayında değil. Diyelim ki başka bir olay, Menemen'de yaşandı. Belediye başkanımızı ne yaptık, hemen disipline verdik. Dolayısıyla biz temel ahlaki kurallar konusunda asla ödün vermeyiz, gereği neyse anında yaparız. Yapıldı mı yapıldı gereği, yapıldı. Bizim içimizden bir kişi çıkıp, yönetici konumunda olan, bakan konumunda olan bir kişi çıkıp bir taciz olayı dolayısıyla 'bir seferden bir şey olmaz' demedi." yanıtını verdi.

"Asgari ücret gelir vergisinden muaf tutulmalı"

Asgari ücret görüşmelerine ilişkin olarak da, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'in asgari ücret konusunda bir araya gelmelerinin güzel bir olay olduğunu ve bir rakam belirleyip bunu iktidarla görüşmelerinin son derece değerli olduğunu dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, burada ağır yükün Türk-İş'e düştüğünü belirterek, "3 bin 100 lira ödenmeli ve asgari ücret gelir vergisinden muaf tutulmalı. Dolayısıyla biz o zaman anlarız ki gerçek anlamda hükümet emekçinin, alın terinin, üretenin, çalışanın yanında ve sendikalar da mutlu olurlar." dedi.

"Erdoğan'ın güçlendirilmiş parlamenter sistem ya da parlamenter sistem noktasına gelme ihtimali olabilir mi? Bu durumda bütün yaşananları bir kenara bırakıp, böyle bir tartışmanın içerisine girer misiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, temel hedeflerinin Türkiye ve çıkarları olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Eğer güçlendirilmiş parlamenter sistem, yani eski sistem değil, darbe hukukundan, darbecilerin getirdiği OHAL dönemlerinde de tahkim edilen insan haklarına, demokrasiye aykırı düzenlemelerden tümüyle arınmış bir uygulama gelirse, güçlendirilmiş parlamenter sistem olursa niye karşı çıkalım ki, zaten söylediğimiz o."

"Belli kişilerden ve kurumlardan intikam almak, onları köşeye sıkıştırmak ve yok etmek" gibi bir düşüncelerinin olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bizim düşüncemiz şu: Bu ülkede 83 milyon yaşıyoruz, huzur içinde ve birlikte yaşayalım. Herkesin karnı doysun, keyfi yerinde olsun. Sinemaları, tiyatroları, meydanları, alanları bayram havasına dönsün. Kimse kimseyle kavga etmesin. Eğer bunları vadeder, 'bizim ülkemizde tek adam, otoriter rejim, baskı rejimi olmasın, demokrasi olsun' diyorlarsa başımızın üstünde.

Türkiye'nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmesi, ekonomide, bürokraside, liyakatin olması, yargının bağımsız olması. Bunları söylemek yetmez. Bunları söylediği zaman biz, 'o ne güzel söyledin hemen yarın sabah olacak.' Yok öyle bir şey. Bunlar tek tek yazılacak, tek tek taahhüt edilecek, tek tek takvimlendirilecek. Şu tarihte şu olursa destek veririz. Niye vermeyelim. Şimdi asgari ücreti iktidar 3 bin 100 lira yaptı diye biz karşı mı çıkacağız? Hayır keşke yapsa, biz de destek vereceğiz. 'Bravo iyi ki yaptın' diyeceğiz. Yatırım için destek verse, 'bravo iyi ki yaptın' diyeceğiz. Bizim buradan bir tereddüdümüz yok."

Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu söylemlerinin yaptırımlar öncesi dillendirilen söylemler olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Yaptırımlar olmadığı takdirde Erdoğan eski şeyine dönüyor. 'Bizim yönümüz AB'dir' diye söylendi. Niçin? 'Aman ne olursunuz bize yaptırım falan uygulamayın' diye." değerlendirmesinde bulundu.

Zamana ve ortama göre çifte standart uygulamanın devletlerin saygınlığına gölge düşüreceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Zamana, zemine göre konuşulması belli bir konuda gerçekten kararlı olmadığınız algısını dünyaya yayar ve pekiştirir. Erdoğan'ın geldiği nokta budur. Dolayısıyla Erdoğan bunu söyledi diye biz hep beraber 'o bravo.' Yok öyle bir şey. Bunu söyleyen kişi parlamentoya getirecek. Yargı bağımsızlığını getirecek hemen. Aslında olay hukuk olayı olmaktan çok daha öte bir uygulama olayı. Tutuksuz yargılama esastır. Kim söylüyor? Ceza kanunu. Bu kanun uygulanıyor mu? Uygulanmıyor. Anayasa'nın 138. maddesi 'hiç kimse yargıya talimat veremez' diyor mu, diyor. Talimat veriliyor mu. veriliyor. 'Bırakırsanız başına gelecek belaları düşün' deniliyor mu örtülü, deniliyor. Hakim korkudan bir şey yapıyor mu, yapmıyor. Saraydan bekliyor mu talimatı, saraydan bekliyor. Kimin üzerinden? Erdoğan'ın avukatları üzerinden bekliyor. 'Bunları yaparsan bir de ayrıca seni ödüllendireceğim' deniliyor. Biz bunları biliyor muyuz, biliyoruz."

Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı olmadığının altını çizen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Biz bunların tamamını yapacağız. Dostlarımızla beraber yapacağız. Bu ülkeyi seven, demokrasiden yana olan çok sayıda kişi var. Değişik partilerde kişiler var. Biz bunun tamamını yapacağız ve göreceksiniz tarihin bize yüklediği bir sorumluluktur, bu sorumluluğu yerine getireceğiz. Sandıkta demokrasiden yana olanlar birleştiği zaman Türkiye'nin pozisyonu çok değişecek. Bütün dünya, bütün Ortadoğu görecek, Türkiye'de demokrasinin nasıl demokratik kurallar içerisinde yeniden inşa edildiğini, Cumhuriyetin nasıl demokrasiyle taçlandırıldığını, bu mücadelenin ne kadar kutsal ve doğru bir mücadele olduğunu görecek. Biz aslında bunu gerçekleştirdiğimizde dünya siyaset tarihine çok önemli bir katkıda bulunacağız. Dünya siyaset tarihinde otoriter bir rejimin demokratik yollar ve yöntemlerle bütün baskılara rağmen nasıl kazanıldığını, nasıl oluşturulduğunu göreceğiz. Biz bunu yapacağız."

CHP'nin MHP ile ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkardığı anımsatılarak, "Şu anda Bahçeli partinizi ve şahsınızı belki de Erdoğan ve AKP'den daha fazla hedef alıyor, saldırıyor. Rencide edici bir durum var mı, bu da telafi edilir mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Bahçeli'nin Cumhur İttifakı içinde üstlendiği rol o. Beni gülümsetiyor. Okurken gülümsüyorum." yanıtını verdi.

(Bitti)

Kaynak: AA / Politika

Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title