CHP Genel Başkanı Özel, Sendikalar ve Emek Örgütleri Buluşması'nda konuştu Açıklaması
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Meclis'in merkezde olduğu, şeffaf, adil ve toplumsal mutabakata dayalı bir çözümün tarafıyız.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Meclis'in merkezde olduğu, şeffaf, adil ve toplumsal mutabakata dayalı bir çözümün tarafıyız. Ben şehit annelerinin, şehit çocuklarının, gazilerin gözüne bakamayacağım, hiç değilse onların da rızasını alıp, 'evet kan akmasın' diye bu kadarına 'olur' dedikleri doğru bir süreci zaman içinde örgütlemekten yanayım. Gerekli olan cesaret budur." dedi.
Özel, CHP Emek Bürolarınca parti genel merkezinde düzenlenen Sendikalar ve Emek Örgütleri Buluşması'nda yaptığı konuşmada, öğretmen atamalarındaki mülakat uygulamasının adaletsizliklere neden olduğunu savundu.
Milli Eğitim Akademisi kurulmasını eleştiren Özel, "Olacak iş değildir. 1 milyon öğretmeni bu yöntemle aldıklarında, hiç yeni öğretmen mezun etmeseler, bu rakamlarla ancak 60 yılda ancak öğretmenleri atayabilirler. Akılalmaz bir durumla ve büyük bir emek hırsızlığıyla karşı karşıyayız." dedi.
Özel, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesine düzenlenen terör saldırısından sonra toplumun sindirilmeye çalışıldığını ama Türkiye'nin dört bir yanında yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ile vatandaşların korkmadıklarını, terörden sinmediklerini, Cumhuriyet'e ve kurucusuna sahip çıktığını söyledi.
DİSK ve TÜRK-İŞ gibi büyük sendika konfederasyonlarının son dönemde yürüttüğü işçi hareketlerini kıymetli bulduğunu anlatan Özel, "Bu kadar haksızlığa uğrarken işçi sınıfı kim yapıyorsa onlara destek olmak hepimiz için çok önemli." diye konuştu.
Özel, her zaman işçiden ve emekten yana olduklarını belirterek, 1980 darbesinden önce Türkiye'de her 4 emekçinin 3'ünün grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip olduğunu, bugün bu rakamın yüzde 14'e düştüğünü anlattı.
İşçilerin, çalışma şartlarının ağırlığı, düşük ücretler, iş güvencesinin olmaması, iş sağlığı ve güvenliği, uzun mesailer ve sendikal hakların kısıtlanması gibi sorunlarının olduğunu dile getiren Özel, şöyle devam etti:
"Çalışanlar alın terinin karşılığı almıyorsa, güvenli bir geleceğe umutla bakmıyorlarsa, ülkenin kaynakları bir avuç insanın elinde toplanıyorsa o ülkede gerçek kalkınmadan söz etmek mümkün değildir. Bunun için mücadelemiz, gerçek bir kalkınma için emeğin hakkını gerçekten aldığı bir Türkiye'yi inşa etme yönündedir. Ne sermayeye düşmanız ne örgütlenmenin önünde set çekenlerden yanayız. Sermayesiz olmuyor. Keşke bütün fabrikalar işçilerin olsa, oradan çok uzaktayız. Ama emek sömürüsüne karşı işçiyle birlikteyiz."
Özgür Özel, Türkiye'de vergi adaletsizliği de bulunduğunu ifade edip Anayasa'ya aykırı olarak emek sömürüsü yapıldığını savunarak, "Türkiye'de 100 lira vergi toplanıyor. Bu verginin yüzde 65'i dolaylı vergide. Yani iki kişi bir marketten alışveriş yapıyor. Diyelim ki evladına süt alıyor. Devlet o ikisinden aynı vergiyi alıyor. Biri fabrikatör, biri fabrikanın gece bekçisi." dedi.
Özel, vergide adaletin sağlanmasına yönelik kanun tekliflerini bu sene yeniden gündeme getireceklerini söyledi.
Emeklilerin durumunu her zaman gündemde tuttuklarını dile getiren Özel, emeklilerin çok büyük bir haksızlıkla karşı karşıya bulunduğunu ifade etti. "Bu iktidarın geldiği gün, en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretken, şimdi 0,7 asgari ücret. Emekliler bu iktidar geldiğinde 8 çeyrek altın alıyordu, bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. 5,5 çeyrek altın kayıp." diyen Özel, en düşük emekli maaşının derhal asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini belirtti.
Asgari ücretlilerin durumunun da emeklilerden farklı olmadığını belirten Özel, iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alan asgari ücretin şu anda 3 çeyrek altın alabildiğini kaydetti.
Özgür Özel, "Karşı karşıya olduğumuz durum, bize mutlaka ve mutlaka mücadele, örgütlü mücadele ve bu hak alınana kadar siyasi görüşler ne olursa olsun birlikte mücadele, omuz omuza, kol kola mücadele öğütlemektedir. Başka bir çıkış yolu yoktur. Bunun için biz sosyal demokrat sol bir siyasi parti olarak üstümüze ne düşerse yapmak için buradayız." ifadelerini kullandı.
"Kamu binasına devlet, kapıyı kırarak giriyor"
CHP Genel Başkanı Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in PKK/KCK silahlı terör örgütünün faaliyetlerine yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınmasıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu sabah Esenyurt Belediye Başkanı'mız Prof. Dr. Ahmet Özer, evinde gözaltına alındı, gün ışırken belediyenin kapısı kırılarak girildi. Değerli başkanım her sabah zaten 08.30'da belediyeye gidiyor. Bir telefon etsen gelir, belediyenin kapısında beklesen olur. Kamu binasına devlet, bekçinin anahtarını istemek yerine kapıyı kırarak giriyor. Neden? Bir algı yaratacaklar."
"Kurulan kirli oyunun ne parçası oluruz ne de o oyuna teslim oluruz"
Özel, Ahmet Özer'in aday olmak için sunduğu adli sicil kağıdını göstererek, şunları aktardı:
"Burada aynı adliyenin kaşesi var. 'Seçebilir miyim?' diye sormuş vatandaş. Teröristse, seçemezsin zaten. 'Mahsuru yok' diyorsun. Bugün çıkmış '10 yıldır' diyorsun. 10 gündür de Devlet Bahçeli, o söylediğiniz görüşme, temas bilmem nelerin, acaba dediğiniz kişinin ta kendisinin umut hakkından, Meclis'e gelmesinden, konuşmasından bahsediyor. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, gerçekten anlamak mümkün değil."
Süreci çok dikkatli ve çok yakından takip ettiklerini söyleyen Özel, "Ama kurulan kirli oyunun ne parçası oluruz ne de o oyuna teslim oluruz." dedi.
"Erdoğan'ın pozisyonu Bahçeli'yle aynı pozisyondur"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmayı değerlendiren Özel, "Sayın Bahçeli'nin açıklamalarını değerlendirdi ve sahiplendi." dedi.
Erdoğan ile Bahçeli'nin pozisyonunun aynı olduğunu belirten Özgür Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana da teşekkür etmiş. Ben şu kadarını söyleyeyim, Sayın Erdoğan, milyonlar anladı, sen anlayamamışsın. Teşekkür kıymetli, ben de isterim teşekkür etmek ama bir kişinin meselesini o kişinin özgürlüğüyle ilişkilendirip, getirip Meclis'te konuşturup, bir meseleyi kökünden halledeceğini düşünen önerme eksiktir, felaket üretecek, sorunu görmeyen ve çözmeyen bir önermedir. Ben, Türkiye'de 'Kürtler, sorunum var' diyorsa 'vardır' noktasındayım. O sorunun olup olmadığına Meclis'in bakması lazım noktasındayım. Hiçbir siyasi parti dışlanmadan konuşulmalı, demokrasi eksenli çözüm üretilmeli noktasındayım. Meclis'i adres gösteriyorum. Devlet Bey ve sen, Abdullah Öcalan'a adres diye Meclis'i gösteriyorsun.
Benim tutumum şudur, silah bırakılacaksa, kan akmayacaksa, annelerin gözyaşı dinecekse, her aktörün katkısı alınsın. Ama bir aktörü aktörleştirip sorunu yok sayarsanız, bana teşekkür etmeniz sadece ve sadece ya beni dinlemediğinizi ve anlamadığınızı ya da ortaya koyduğum net perspektif yerine, Abdullah Öcalan odaklı bu durumu kendinizin de sürdüreceğini, geçmişte de anlaştığınızı gösteriyor. Meclis'in merkezde olduğu, şeffaf, adil ve toplumsal mutabakata dayalı bir çözümün tarafıyız. Ben şehit annelerinin, şehit çocuklarının, gazilerin gözüne bakamayacağım, hiç değilse onların da rızasını alıp 'evet kan akmasın' diye bu kadarına 'olur' dedikleri doğru bir süreci zaman içinde örgütlemekten yanayım. Gerekli olan cesaret budur."
Türkiye'yi ve ülkenin sorunlarını sahiplendiklerini belirten Özel, şunları kaydetti:
"Bu ülkedeki bütün yurttaşların kendini eşit, bütün yurttaşların haklarını tam kullanabilen, güvende hissettikleri ve herkesin belli bir varlık seviyesine kavuştuğu bir Türkiye'yi inşa etmeye ihtiyaç var. Bunu yapmadığımız zaman her siyasetçinin boğazından geçen her lokma haramdır. Eğer bu ülkede, bu kadar yoksulluk, bu kadar açlık, bu kadar eşitsizlik, bu kadar haksızlık varsa, o makamlarda, o odalarda oturuyorsak, bunları söylemiyorsak, gereğini yapmıyorsak boğazımızdan geçen her lokma haramdır."