CHP Grup Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın rakamlarla arası iyi değil."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın rakamlarla arası iyi değil. Sayın Kılıçdaroğlu'na bir abaküs önünde 4 işlemi çalışmasını öneriyorum" sözlerine, "Başbakan'ın hakkını yemeyim, ben bazı hesapları hiç bilmem. Onun yaptığı, benim anlamadığım, yapamadığım hesap şu; dört işlem var; toplama, çıkarma, bölme ve çalma. Ben çalmayı bilmiyorum" diye karşılık verdi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, "ele verir talkını, kendi yutar salkımı" sözüne işaret ederek, iktidardakilerin siyasete girmeden önceki mal varlıkları ile şimdiki mal varlıklarına bakılmasını istedi. Kılıçdaroğlu, "Bir elleri yağda, bir elleri balda. Diğer yanda Emine Akçay, 7 aylık çocuğunu ısıtamıyor, Samsun'da kucaktaki bebek, Muğla'daki gazi açlıktan ölüyor. Millet ölmüş, perişan bunların hiç umurlarında değil. Onlar dünyalıklarını yapmakla meşguller. Bu kadar mal mülk ne yapacaksınız, gözünüz ne zaman doyacak- Bir sınır söyleyin vallahi getirip verelim, düşün bu milletin yakasından" diye konuştu.
Din ticaretini, ülkenin gündeminden çıkaracak partinin CHP olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, herkese, ülkenin aydınlarına, mütedeyyin insanlara görev düştüğünü belirtti. Kılıçdaroğlu, "Dini siyasete alet edenlere prim vermeyin" çağrısında bulunarak, "Onlar dini siyasete alet ediyorlar, dünyalıklarını yapıyorlar. Bunların öbür dünyayla da ilgileri yok. 'Bu dünyada ne götürürsek kardır' diyorlar. Anlayışları, siyaset anlayışı da bu" görüşünü savundu.
-"Ülkeyi yönetemiyorsun"-
Elektrik, doğalgaz, akaryakıta yağmur gibi zam geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Millet başka şeyleri tartışsın, biz bu arada zamları geçirelim) Neyi tartışsın millet; Kuran-ı Kerim'in seçmeli ders olması, CHP'yi suçlamak... O arada zamları geçirdiler, bu da çok net din istismarcılığıdır. O kadar yalan söylemeye alışıklar ki 'niye zam yaptınız-' denildiğinde, 'dolar yükseldi, o yüzden yaptık, çünkü dışardan alıyoruz, fiyat yükseldikçe biz de zam yaptık' diyorlar. Ocak ayında dolar 1 lira 87 kuruş, şimdi 1 lira 78 kuruş, dolar düşmüş. Adama sormazlar mı dolar düştü bu zammı niye yapıyorsun, bu millete niye yalan söylüyorsunuz, yalan söylemekten sıkılmadınız, utanmadınız mı hala- Doğalgaz Ocak ayında 3 bin 115 dolar, şimdi 2 bin 117 dolara düşmüş. Doğalgaz fiyatı düşüyor sen zam yapıyorsun. Zam, zam, zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan.
Ülkeyi o hale getirdiler ki tuttular, Nabucco ve Mavi Akım Sözleşmesi'ni çöpe attılar, etkinliğini kaybettirdiler, Güney Hattı'nı götürüp Ruslar'a teslim ettiler, Putin bile inanamadı. Enerji Bakanı, 'Doğalgazda indirim yaptık, onun için Güney Hattı'nı verdik' dedi. Madem indirim yaptınız, bu zam niye- Utanması için insanda ar damarı olması lazım. Başbakan'ı da uyardım. 'Bu bakan enerjiden anlamaz, senin de anlamadığını biliyorum, bir bileni çağır, dinle, ülkenin çıkarları peşkeş çekiliyor' dedim. Pedagojiden anlamıyorsun, özel konu, sen enerjiden de anlamıyorsun. Hiçbir çıkar sağlamadan Güney Hattı'nı nasıl verebilir, ülkenin çıkarlarını peşkeş çekebilirsin- Bizi dinlemediler, bildiklerini okudular, şimdi faturayı halka kesiyorlar. Döviz düştü sen zam yaptın, doğalgazın dünyada fiyatı düştü sen zam yaptın, çünkü sen ülkeyi yönetemiyorsun."
-Memur-Sen'e eleştiri-
Kılıçdaroğlu, geçen gün konuşan Erdoğan'ı dinleyenlerin, Türkiye'ye İslamiyet'i Erdoğan'ın getirdiğini zannedeceğini iddia etti. Kılıçdaroğlu,
"İnsaf. Sen doğmadan önce de bu ülke Müslüman'dı. Bu bu kadar din istismarı yapılamaz. Ahlaktan kırıntın varsa, böyle konuşamazsın" dedi.
Erdoğan'ın, "Eğitimi kesintili hale getirdik" dediğini belirterek,
"Eğitimi kesintili hale getirdin ama yolsuzlukları sürekli hale getirdin. Şaşırıyorum, bu kadar mal mülk neyinize yetmez, yedi göbeğiniz beslenir, lüks arabalar, gemiler, villalar, her şeyiniz var, bırakın millet biraz nemalansın. Bu parayı millete dağıtın biraz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, memurların halen zamlı maaşlarını alamadığını anımsatarak, Memur-Sen'e, "AKP yardakçısı olan sendika var ya ona sesleniyorum: Nisan ayına kadar zam almadınız, sen memurun, üyelerinin yüzüne nasıl bakıyorsun- Bir de sendikacıymış, memurun hakkını koruyacakmış. Sen kim memurun hakkını korumak kim- Sen Erdoğan'ın, daha fazla mal varlığı edinmesi için onun hakkını korursun. Senin görevin zaten o" diye seslendi.
-"AKP statükonun partisi"-
CHP'nin, yeniliklerin, dönüşümün; AK Parti'nin ise statükonun partisi olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Mal varlıklarını edindiler şimdi koltuklarını korumaya çalışıyorlar, zulüm ediyorlar. Yargıyı ele geçirecek, onu, bunu ele geçirecek, statükosunu koruyacak. On yıl içinde bir siyasal parti ancak bu kadar çürür. AKP'de çürümeyi görüyoruz. Biz kendimizi yeniledikçe, halka gittikçe, onların sorunlarına eğildikçe, çözümlerimizi anlattıkça Erdoğan çıldırıyor. Onu çıldırtacağız, daha fazla çıldırtacağız. Çünkü söz veriyorum halka daha fazla gideceğiz, sorunlarına çözüm üreteceğiz.
Yeni bir dil tutturmuş, bu konuda da milleti uyarmak istiyorum: Bir şey olduğu zaman 'benim milletim' diyor. Bu, aslında 'ben' demek, kendisini millet yerine koyuyor. 'Millet böyle istedi' diyorsa bilin ki 'ben böyle istedim',
'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyorsa, 'Egemenlik kayıtsız şartsız benimdir' diyor. '4 artı 4 artı 4'ü millet istedi' diyor, milletin haberi yok, sen istedin. Milletin sırtından propaganda yapıyor. Millet kavramı, Erdoğan'da farklı, demokrasilerde farklıdır. Erdoğan'da millet kavramı kendisinde teşekkül eder, demokrasilerde ise bütün kitledir."
-"Bunlar gibi olma"-
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Seul'a yaptığı ziyarete de değinerek, Erdoğan'ın, "Bizi parmakla gösteriyorlar" dediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizi parmakla göstermiyorlar, sizi parmakla çağırıyorlar, senin haberin yok. Televizyonda gördünüz, Obama, Recep Bey'i kucaklamış yine, götürüyor, kuryesi çünkü. Öbür taraftan Tayyip Bey'in omuzundan parmağını göstererek 'gel' diyor. Bakıyoruz Davutoğlu. Bir maraton havası içinde Obama'ya doğru koşarak gidiyor, gözleri Obama'ya dikili, Erdoğan'ı bile görmüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bu hale getirirsiniz, utanma yok mu sizde- Cüneyd Zapsu,
'bunu deliğe süpürmeyin kullanın' demişti, Obama da aynen kullanıyor. Sonra geldi Tahran'a, kuryelik yapacak ya, Obama'nın söylediklerini anlatacak. Ahmedinecad,
'rahatsızım görüşmeyi yarın yapalım' dedi, istiskal etti. O gün iki ayrı kabul yaptı, senin binip uçağa Türkiye'ye gelmen gerekiyor. Gelemez, Obama izin vermemiş, onun söylediklerini söyleyecek, kuryelik yapacak. Sen ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı'ndan kuryeliğe indin.
Bütün velilerden istirhamım var; o 'hişt hişt buraya gel' diyor ya, onu çocuklarınıza gösterin, 'Bu Obama, bu Erdoğan, koşturarak parmak işaretiyle gelen koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı. Sakın ola ki ileride bunlar gibi olma. Adam gibi adam ol, bunlar gibi olma' desin."
-"Çocuklarıma, torunlarıma verdiğim ders"-
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğllu, siyasette ahlakın çok önemli olduğunu, ahlakın yozlaştığı yerde sağlıklı siyasetin değil, yalanın olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, siyasete atılırken, "Hangi koşulda, nerede, ne zaman olursa olsun halka doğruları söylemek boynun borcudur" dediğini ve bunu yapacağını söyledi.
Erdoğan'ın bugünkü grup toplantısında, "Bunlar hesap yapmayı bilmiyorlar" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Başbakan'ın hakkını yemeyim, ben bazı hesapları hiç bilmem. Hesap farklı olaydır, kuralları vardır. Onun yaptığı, benim anlamadığım, benim yapamadığım hesap şu; dört işlem var; toplama, çıkarma, bölme ve çalma. Dilimin sürçtüğünü sanmayın, ben çalmayı bilmiyorum. Bunlar hem milleti soydular, hem de çarptılar. Bunların çarpmadan anladıkları budur. Torunuma, 'insan olacaksın, insanları seveceksin, sevgi yüreğinde olacak, anne, babanın sözünden çıkmayacaksın, büyüklerini seveceksin, ellerini öpeceksin. Sen, sen ol, çalma ve çırpma işiyle asla uğraşma' diyorum. Benim çocuklarıma, torunlarıma verdiğim ders budur. "
Grup toplantısının sonunda Adalet Örkmez adlı bir kadın, Eskişehir'de kaybolan oğlunun bulunması için Kılıçdaroğlu'ndan yardım istedi.
- TBMM