CHP'li Loğoğlu'nun Basın Toplantısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, çözüm sürecine ilişkin, "Türkiye'de nispi bir sükunet sağlansın, rahatça seçimlere gidelim, AKP'nin oyları artsın."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, çözüm sürecine ilişkin, "Türkiye'de nispi bir sükunet sağlansın, rahatça seçimlere gidelim, AKP'nin oyları artsın. Tasa bu. Yoksa Türkiye'yi, halkımızı kökten kalıcı şekilde terör ve şiddetten kurtarma tasası yok" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Loğoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Suriye konulu Dışişleri Bakanları Toplantısı'na ilişkin, "Siyasi çözümde, kesinlikle eli kana bulaşmış olan, bu katliamlarda yer alanların yeri yoktur" şeklinde sözler söylediğini belirtti. Loğoğlu, her gün 'Beşar Esad gitsin' diyen Hükümet'in, Suriye'nin bütünlüğüne ve birliğine sahip çıkması gerektiğini savundu.
Loğoğlu, müzisyen Fazıl Say hakkında verilen mahkumiyet kararına ilişkin de değerlendirmede bulunarak, vicdan özgürlüğü açısından yapılanı yanlış bulduğunu kaydetti. Erdoğan'ın, konuya ilişkin açıklamasına değinen Loğoğlu, Türkiye'de din ve vicdan hürriyetinin, Başbakan açısından meşgul olunacak ciddi konu olmaktan çıktığını söyledi.
ONANÇ'IN İSTİFASI
Loğoğlu, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç'ın istifasının sorulması üzerine Loğoğlu, görüş ayrılığının çok popüler bir konu olduğuna dikkat çekerek şunları
söyledi:
"Herkes CHP içinde farklı sesler, eğilimler, gruplar var noktasını tartışmaktan fevkalade hoşnut. Halkın da hoşuna gidiyor anlaşılan. Her istifa bizi üzer. Onanç, değerli bir arkadaşımız. 'CHP tabanının şu kadarı çözüm sürecini destekliyor' şeklindeki açıklaması, istifa gerekçesi değil. Disiplin mevzu olacak bir televizyon programına çıkıp çıkmama şeklinde bir noktanın getirdiği bir istifa. Onanç, parti meclisindeki görevini sürdüreceğini, partiye hizmete devam edeceğini açıkladı. Esas üzerinde durulması gereken nokta odur"
ÇÖZÜM SÜRECİ
Murat Karayılan'ın, 24 Nisan'da çekilmeyi başlatacağına ilişkin iddiaların sorulması üzerine Loğoğlu, silahların susmasının pratik değeri olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Silahların susması geçici rahatlık sağlar ama esas olan PKK'nın, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı her türlü terör, şiddet eyleminden vazgeçtiğini ve silahları teslim edeceğini açıklaması. Öcalan, Nevruz mesajında, 'Silahları bırakma noktasına geldik, siyasi sürecin başlama noktasına geldik' dedi. Bu iki arada bir açıklama. Yani her an silahları muhafaza etme hakkını sahip tutuyor"
PKK'nın çekildikten sonra istediği an silah bulabileceğini savunan Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada oturup keyif yapmayacaklar, ne zaman Türkiye'de işler kendilerine göre sarpa sarıyor, daha önceki dönemde olduğu gibi tekrar silaha sarılıp gelecekler. PKK'nın, şiddet ve terörden vazgeçtiğini alenen, kesin dille açıklaması lazım. Bu yapılmıyor, Hükümet de bunu istemiyor. Türkiye'de nispi bir sükunet sağlansın, rahatça seçimlere gidelim, AKP'nin oyları artsın. Tasa bu. Yoksa Türkiye'yi, halkımızı kökten, kalıcı şekilde terör ve şiddetten kurtarma tasası yok"
AKİL İNSANLAR HEYETİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in, akil insanlar heyetine ilişkin, "Akil insanlardan birinin başına bir hal gelirse sorumlusu Devlet Bahçeli'dir" şeklindeki sözlerini değerlendiren Loğoğlu, "Bu açıklamayı şiddetle kınıyorum. Yenilir yutulur tarafı yok" dedi.
Bütün koşullarda, devletin kendi görevlendirdiği heyetin huzurunu, güvenliğini, selametini korumakla yükümlü olduğunu belirten Loğoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Hepimiz toplumsal barış istiyoruz, analar ağlamasın, babalar üzülmesin. Hepimiz aynı söylem içindeyiz. Onun ötesinde ne söylüyorlar, hangi strateji, yol haritası, plan Hükümet'in kamuoyuyla paylaşıp da akil insanlar üzerinden halkı ikna etmeye çalıştığı. Halk ikna edilmez, dinlenir. Halkı neye ikna ediyorsunuz, inanmadığı bir şeye mi ikna ediyorsunuz? Kendi kendimizi avutuyoruz, karşılıklı sözlerle mutlu etmeye çalışıyoruz, gözyaşı döküyoruz, biraz rahatlıyoruz. Ama sonuç sıfır" - ANKARA
