Müzeyyen Şevkin: İstanbul'da ve Anadolu'nun Her Tarafında Depreme ve Afete İlişkin Önlemlerin Bir An Önce Alınması Gerekiyor
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Marmara Depremi’nin yıl dönümü öncesinde, “Bugün, toplanma alanlarından başlayarak deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrasında insanların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Afet Bakanlığı kurulmalı ve mutlaka fay zonları üzerindeki yapılanmaların yasaklanması gerekmektedir. Zemin etütleri ve imar planlarına esas jeolojik etütlerin mutlaka yapılması gerekiyor. İstanbul’da ve Anadolu’nun her tarafında depreme ve afete ilişkin önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor. Sadece deprem yıl dönümlerinde anmakla bu işi geçiştirmek, sıra savmaktır. Herkes aklını başına alsın” dedi.
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Marmara Depremi'nin yıl dönümü öncesinde, "Bugün, toplanma alanlarından başlayarak deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrasında insanların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Afet Bakanlığı kurulmalı ve mutlaka fay zonları üzerindeki yapılanmaların yasaklanması gerekmektedir. Zemin etütleri ve imar planlarına esas jeolojik etütlerin mutlaka yapılması gerekiyor. İstanbul'da ve Anadolu'nun her tarafında depreme ve afete ilişkin önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor. Sadece deprem yıl dönümlerinde anmakla bu işi geçiştirmek, sıra savmaktır. Herkes aklını başına alsın" dedi.
Müzeyyen Şevkin, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nin 23'üncü yıl dönümü nedeniyle bugün yaptığı açıklamada, iktidarın olası depremlere yönelik önlem almak için daha fazla geç kalmaması gerektiğini söyledi. Şevkin, şöyle konuştu:
"1999 DEPREMİNDEN SONRA, İZMİR'DE 117 VATANDAŞIMIZI, ELAZIĞ'DA 41 VATANDAŞIMIZI YİTİRDİĞİMİZ DEPREM OLGUSUYLA YİNE KARŞI KARŞIYA KALDIK"
"45 saniye süren Marmara Depremi'nde 17 bin 480 canımızı yitirdik. Ders aldık mı? Asla ders almadık. 1939 yılında Erzincan'da meydana gelen depremde tam 40 bin canımızı yitirmiştik. Ardından meydana gelen seri depremler; 1944, 1947, 1957, 1967 ve 1999'a kadar olan depremlerde ne yazık ki 100 bine yakın vatandaşımızı kaybettik. 1999 depreminden sonra kentsel dönüşüm ve yapı denetimi adı altında birtakım düzenlemeler yapıldı ama bunları gerçek anlamda hayata geçirdik mi; asla geçirmedik. Daha çok, rant odaklı yapılanmalar oldu. 1999 depreminden sonra, İzmir'de 117 vatandaşımızı, Elazığ'da 41 vatandaşımızı yitirdiğimiz deprem olgusuyla yine karşı karşıya kaldık. Burada siyaset üstü davranılması gerekmektedir.
"DEPREM KOMİSYONU'NDA TAM 522 SAYFALIK BİR ÜRETİM YAPILDI. 268 MADDELİK ÖNERMELER SUNULDU. NE YAZIK Kİ BU DA KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR, HAYATA GEÇMİYOR"
Fay Yasası'nın çıkarılması ve Afet Bakanlığı'nın mutlaka kurulmasına yönelik kanun tekliflerimiz ve soru önergelerimiz ne yazık ki reddedildi. Bu olay, siyasi bir olay değildir. Deprem ve diğer afetler, doğal olaylar, insan eliyle afete dönüşmektedir. Çünkü yerleşim alanlarımızı doğru seçmiyoruz. Bugün 20'ye yakın ilimiz, 502 mahalle ve köyümüz ve 80 ilçemiz doğrudan fay zonları üzerinde bulunuyor. Resmi binaların birçoğu da bu fay zonları üzerinde cazibe merkezi haline getirilmiş durumda. Bir an önce önlemlerin alınması gerekiyor. İzmir Depremi'nden sonra kurulan Deprem Komisyonu'nda tam 522 sayfalık bir üretim yapıldı. 268 maddelik önermeler sunuldu. Ne yazık ki bu da kağıt üzerinde kalıyor, hayata geçmiyor.
"AFET BAKANLIĞI KURULMALI VE MUTLAKA FAY ZONLARI ÜZERİNDEKİ YAPILANMALARIN YASAKLANMASI GEREKMEKTEDİR"
36 milyar dolar; 2002 yılından beri 'deprem vergisi' adı altında toplanan vergiler yerinde kullanılmadı. Bu durumda yapılması gereken; aklın, bilimin, teknolojinin ve eğitimin ışığında doğru bir risk yapılanmasını oluşturmamız gerekiyor. Bugün, toplanma alanlarından başlayarak deprem öncesi, deprem sırası ve deprem sonrasında insanların bilinçlendirilmesi ve deprem olgusunu unutmamaları gerekiyor. Vatandaş unutabilir, ama unutmaması gereken devlet görevlileri. 50-100 yıllık öngörüler yaparak aklın ve bilimin ışığında depreme dönük önlemler alınması gerekmektedir. Afet Bakanlığı kurulmalı ve mutlaka fay zonları üzerindeki yapılanmaların yasaklanması gerekmektedir. Zemin etütleri ve imar planlarına esas jeolojik etütlerin mutlaka yapılması gerekiyor. Bu doğa olayını afete dönüştürmememiz gerekiyor. Siyaset üstü davranmamız gerekiyor.
"İSTANBUL'DA VE ANADOLU'NUN HER TARAFINDA DEPREME VE AFETE İLİŞKİN ÖNLEMLERİN BİR AN ÖNCE ALINMASI GEREKİYOR"
Bu görüntüleri de artık Türkiye'de yaşamak istemiyoruz. Deprem, sadece bir doğal afete dönüşmüyor, ekonomik afete de dönüşüyor. Ekonomisini kaybeden insanlar, unutulmamalıdır ki bağımsızlığını da kaybediyor. 1939 sonrası ekonomik felaket yaşanmıştır. 1999 sonrası ekonomik felaket yaşanmıştır. Büyük can kayıplarının yanı sıra bağımsızlığımızı da kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. İstanbul'da ve Anadolu'nun her tarafında depreme ve afete ilişkin önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor. Sadece deprem yıl dönümlerinde anmakla bu işi geçiştirmek, sıra savmaktır. Herkes aklını başına alsın."