CHP TBMM Grup Toplantısı
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesinde lokum dağıtan öğrencilere yapılan müdahaleye tepki göstererek, "Üniversitelerde her türlü düşünce konuşulup, tartışılabilir ama üniversitelerde şiddet olmaz. Eğer üniversiteyi şiddete teslim ederseniz, üniversite bilgi üretmez.
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesinde lokum dağıtan öğrencilere yapılan müdahaleye tepki göstererek, "Üniversitelerde her türlü düşünce konuşulup, tartışılabilir ama üniversitelerde şiddet olmaz. Eğer üniversiteyi şiddete teslim ederseniz, üniversite bilgi üretmez. O nedenle lokum dağıtanlara şiddet kullanarak müdahaleyi asla ve asla doğru bulmuyoruz." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2019 seçimlerinde kadınlara büyük görev düştüğünü söyledi.
İktidarın kadınlardan korktuğunu ve çekindiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Kanunlarla oynuyorlar, bütün medyayı ele geçirmek istiyorlar. Ne yaparsanız yapın 2019'da bu ülkenin kadınları, anneleri, sizi sandığa gömecektir. Kadınlar, 'yeter artık' diyor. 'Evde, çarşıda, pazarda, memlekette huzur kalmadı, artık bu gidişe dur demek lazım' diyor kadınlar. O nedenle bu ülkenin kadınlarına sonuna kadar güveniyorum. 2019'da demokrasiyi onlar getirecek." diye konuştu.
Bugünün Dünya Tiyatrolar Günü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, sanatçı olmanın zorluğuna değindi.
Bütün demokrasilerde sanata ve sanatçıya özel önem verildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Osmanlı padişahlarının bile İtalya'dan ressam getirtip resimlerini çizdirdiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, 21'inci yüzyılın Türkiye'sinde en büyük zorluğu sanatçıların yaşadığını ifade ederek, "Sanatçılar hiç kimsenin kulu ve kölesi değildir. Özgürdür ve sanatını özgürce ifade eder, herkesi eleştirir. Bütün sanatçıları CHP Grubu olarak yürekten kutluyorum. Oyunlarının yasaklandığını da biliyorum, az kaldı 2019 devrimine." dedi.
Taşkömürü çalıştayı
Hafta sonu Zonguldak'ta taşkömürü çalıştayı düzenlediklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, kentin 1,5 milyar ton rezerve sahip olduğunu söyledi.
"Taşkömürü Zonguldak'ın zenliği değil, Türkiye'nin zenginliğidir." diyen Kılıçdaroğlu, Gazi Mutafa Atatürk'ün Cumhuriyetin ilanından önce Zonguldak'la ilgili iş kanunları çıkardığını aktardı.
Atatürk'ün 1924 yılında kentte maden mühendisliği okulu açtığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu ne demektir? Milli servete, Zonguldak'a önem vermek demektir. Buradan Zonguldaklı kardeşlerime sesleniyorum; senin kömürünü çıkarmayıp, el alemin kömürünü getirene asla ve asla oyunu verme. Babanın, dedenin verdiği mücadele için oyunu verme. Verdiğin her oy haramdır." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 2000'li yıllarda madenlerde çalışan sayısının 20 bin olduğunu şimdi ise bu sayının 7 bine indiğini aktarırken, iktidarın bilinçli olarak madenleri çalıştırmadığını, buraların birilerine peşkeş çekilmek için zarar ettirildiğini savundu.
Türkiye'de kullanılan 36 milyon ton taşkömüründeki yerli oranının yüzde 3,63 olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Dışarıya ödenen para 5 milyar dolardan fazla. Sen bu parayı Zonguldak'a ver, iki katı çıkarır. Kömür lobisine, enerji lobisine Türkiye'yi teslim ettiler. Eğer yabancı kömür lobisine Türkiye'yi teslim etmişseniz, siz lobicilerin adamısınız demektir. Dünya kadar işsiz varken ayağının altındaki kömürü çıkarmıyorsun. Utanmadan sıkılmadan 'biz yerliyiz ve milliyiz' diyorsun. Bunların hiç birisi ne yerlidir ne de millidir. Bunların milliği nedir? Bunlar Man Adası millileri. Paralar orda. Sen kim, bize milliyetçilik dersi vermek kim. Biz Kuvayımilliyeciyiz, bütün dünya bilsin."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğunu ve bu yıl enerjiye 50 milyar dolara yakın para harcanmasının beklendiğini dile getirerek, iktidarın 15 yıldır bu sorunu çözemediğini söyledi.
Dünyanın hiçbir yerinde bir devletin başka bir devlete yüzde 60 oranında enerji bağımlılığı olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Eğer siz yüzde 60 oranında Rusya'ya bağlıysanız sizin egemenliğiniz tehlikededir. Bunların vallahi de billahi de yatacak yeri yok. Niye bir ülkeye bağımlı hale getiriyorsun ülkeyi, vanayı kapatırsa ne yapacaksın?" dedi.
Zeytin Dalı Harekatı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili değerlendirmelerde bulunurken, iktidarın şehitler arasında ayrım yaptığını öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, "Defalarca söyledim, yine söylüyorum; şehitler arasında, şehit yakınları, gaziler arasında ayrım yapanlar vatan hainleridir. Şehit şehittir. Şehidin sağcısı, solcusu mu olur? Şehidin 15 Temmuz'u, başkası mı olur? Şehitler üzerinden siyaset yapılmaz, onlar hepimizin onurudur. Gaziler, şehit yakınları bu ülkenin namusudur." diye konuştu.
İktidarın maden şehitleri için de aynı ayrımcılığı yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, 2003-2014 yıllarında grizu faciası gibi olaylarda hayatını kaybeden madencilerin şehit sayıldığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "Peki, 2003'ten önce ölen, bizim insanımız değil mi? Niye ayrım yapıyorsunuz, hangi gerekçeyle? Zonguldak'a da Soma'ya da sesleniyorum; sizin şehitlerinizi ayıranlara oy vermeyin, şehitler arasında ayrım yapanlar vatan hainleridir." ifadesini kullandı.
Afrin'e yapılan harekatla ilgili kendilerine yapılan eleştirileri hatırlatan Kılıçdaroğlu, hava desteği sağlanmadan girilmesinin doğru olmadığını söylediklerini aktardı.
Türkiye'nin terör örgütlerine karşı uluslar arası kararlardan doğan hakkını kullandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Afrin dolayısıyla bunun bir siyasi partiye mal edilmesini asla doğru bulmadık. Çünkü ordu hepimizin ordusu. Onlar gerçi çocuklarını askere göndermiyorlar. Çocuklarına sahte raporlar alıyorlar... Ama bu ülkenin ordusu bizim ordumuzdur. Ordumuz kahraman bir ordudur. Siyasilerin yani AK Parti hükümetlerinin Suriye ve Ortadoğu'da yaptıkları bütün hataları ordu düzeltmeye çalışıyor. Nasıl? Mehmetçik hayatını vererek. Elli sefer söyledim; Ortadoğu bataklığında sizin ne işiniz var? 'Niye silah gönderiyorsunuz' dedik. Suudi Arabistan'dan, Katar'dan silah geldi, buradan Suriye'ye gönderildi. Müslüman'ı birbirine kırdırdılar. 'Bu oyuna siz alet olmayın' dedik. Şimdi Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zat, Afrin kahramanlığına soyunuyor. Sen kim, kahramanlık kim? Ordunun kahramanlığını üstüne alamazsın. İşgalci zat sen, bu ülkenin kozmik odasını terör örgütüne açmadın mı? Açtın. Senden kahraman mı olur? Sen kahraman falan değilsin. Kalkmış bir laf ediyor, son derece üzdü beni. 24 Mart'ta, 'artık metal yorgunluğu yok. Afrin'le beraber diriliş harekatı yeniden başladı'. Yani 'Afrin'e askerleri gönderdik onlar şehit oldular, malı biz götürüyoruz.' Bu kadar ahlaksızlığı hayatımda hiç görmedim, duymadım."
Ergenekon ve Balyoz davalarında ordunun perişan edildiğini, Genelkurmay Başkanı'nın dahi "terörist" diye hapse atıldığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi kalkmış ordu üzerinden zafer naraları atıyor. Ordu üzerinden atamazsın kardeşim. Sen gayri milli bir adamsın, o koltuğu işgal ediyorsun, o koltuğun hakkını sana yedirtmeyiz." dedi.
Boğaziçi Üniversitesinde yaşananlar
Boğaziçi Üniversitesinde, Afrin'de şehit düşen askerleri anmak için bir grup öğrencinin lokum dağıtmak istediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Başımızın üstüne. Bir başka grup öğrenci bunlara müdahale ediyor. Önce şunu ifade edeyim; üniversiteler bilgi yuvalarıdır. Üniversitelerde her türlü düşünce konuşulup, tartışılabilir ama üniversitelerde şiddet olmaz. Eğer üniversiteyi şiddete teslim ederseniz, üniversite bilgi üretmez. O nedenle lokum dağıtanlara şiddet kullanarak müdahaleyi asla ve asla doğru bulmuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Burada üniversite yönetimine görev düştüğünün altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Üniversite yönetimi olaya müdahale eder. Dünyanın her tarafında böyledir. Koltukta oturan, koltuğu işgal eden zat, doğrudan müdahale ediyor, 'Sizi üniversitede okutmayacağım' diyor. Sen kimsin de öğrencileri üniversitede okutmayacaksın. Üniversiteler senin babanın malı mı? Üniversiteler bu ülkenin malı. Anayasa madde 42; kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Anayasa söylüyor. Ama beyefendi Anayasa'yı tanımadığı için, 'seni okuldan atacağım, seni okutmayacağım' diyor. Kulağından tutacakmış. Bu ülkenin kadınları 2019'da seni kulağından tutup aşağı indirecek.
Devletin tepesinden üniversiteler dizayn edilmez. Bunu Pinochet, Hitler, Mussolini yapıyordu. Eğer bunlara özendiysen o ayrı bir şey. Çık, açık açık söyle. Yoksa bu düzen tutmaz. Demokrasilerde siyasi otorite suçluyu tespit edemez, mahkemeler tespit eder. Verirsin mahkemeye."
(Sürecek)