CHP TBMM Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü seçiminde Gülay Barbarosoğlu'nun öğretim üyelerinin yüzde 86'sının oyunu aldığını belirterek, "Aylarca bekledi ataması yapılmadı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü seçiminde Gülay Barbarosoğlu'nun öğretim üyelerinin yüzde 86'sının oyunu aldığını belirterek, "Aylarca bekledi ataması yapılmadı. İnsanın demokrasiye, sandığa saygısı varsa o atamayı yapar. Aylarca beklettiler arkasından hiç yarışa girmemiş birini rektör atadılar. Bunların demokrasi anlayışı budur, bundan demokrasiden dikta yönetimini anlıyorlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Türkiye'nin gerçeklerini anlatmaya devam edeceklerini söyledi.
Son bir hafta içinde iş kazasında 25 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, OHAL uygulamalarından bu yana iş kazasında hayatını kaybedenlerin sayısının ise 513 kişi olduğunu bildirdi.
İş kazasında hayatını kaybedenlerin tamamının alın teriyle ekmek mücadelesi veren kişiler olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "O nedenle onları sürekli anmamız gerekiyor. Ailelerine sesleniyorum; hukuki anlamda bir açmazla karşı karşıya kalırsanız bize başvurun. Çünkü biz halkın partiyiz." diye konuştu.
Bugün KKTC'nin kuruluşunun 33'üncü yıl dönümü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı nezdinde tüm halkın kuruluş yıl dönümünü kutladığını söyledi.
Bülent Ecevit'in adaya barış getirmek için harekat düzenlediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bizim işimiz lafla değil eylemledir. Bir şeye karar verir ve gereğini yaparız. Rahmetli Ecevit de akan kana 'dur' dedi, gereğini yaptı. 33 yıldır onuruyla yaşayan bir cumhuriyet var." ifadesini kullandı.
Ahıska Türklerinin ana yurtlarından sürülüşünün 72'nci yılı olduğunu da değinen Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin vatanından sürülmek istemeyeceğine değindi. Kılıçdaroğlu, "Ahıska Türklerini de sakın unuttuğumuzu sanmasınlar, yüreğimiz onlarla. Nerede bir mazlum varsa CHP orada, onların yanında." değerlendirmesini yaptı.
"20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar"
Bugünün ayrıca Filistin'in bağımsızlık günü olduğunu da anımsatan Kılıçdaroğlu, Filistin halkının onuruyla mücadele verdiğini ve mücadelesini bütün dünyada bayraklaştırdığını aktardı. Mahmud Abbas'ın şahsında Filistin halkına da sevgi ve saygılarını gönderdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Onların haklarını sonuna kadar savunacağız, çünkü biz mazlumdan yana bir partiyiz. Biz aynı zamanda Filistinlilerin de partisiyiz." açıklamasında bulundu.
Filistin'e yaklaşım konusunda Hükümetle aralarında farklılık bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Filistin'e Mavi Marmara'yı kaçak gönderdiler. Cesaret edip resmi gönderemediler. 9 yurttaşımız uluslararası sularda hayatını kaybetti. Kıyameti kopardılar, biz de kopardık. 'Gazze ablukası kalkmadan, bizden özür dilenmeden asla İsrail'le barışmayacağız' dediler. Yeri göğü inlettiler. Aradan bir süre geçti bunlar resmi bir özür mektubu olmadan 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar. Filistinli kardeşlerime söylüyorum; onlar 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar biz sizin itibarınızı sonuna kadar savunacağız. Savunmak bizim boynumuzun borcu. Parayı da tazminat olarak vermediler. Bir vakfa parayı gönderdiler. Şimdi merak ediyorum, 20 milyon dolar hayatını kaybedenlerin ailerine verildi mi? Hayır. Niye verilmiyor. Diyorlar ki 'Gelin İsrail'e açtığınız davadan vazgeçin, altına imza atın. Ondan sonra bu parayı size vereceğiz.' Diyorum ya bunlarda ahlakın kırıntısı yoktur, bunlarda insanlığın kırıntısı yoktur. Siz neden ailelere baskı yapıyorsunuz, paralarını verin. Dava açıyorlarsa açsınlar. Sonuna kadar takip etmezseniz biz takip edeceğiz. CHP ezilenlerden yanadır, herkesin partisidir Türkiye'nin birleştirici gücüdür."
"Devleti yönetmek kolay değildir"
Devleti yönetmenin kolay olmadığını, her şeyden önce bilgi, birikim, ahlak ve hukukun üstünlüğüne inanmak gerektirdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Parlamentoya bir kanun geldi, Torba kanunun bir maddesinde üniversitelere rektör seçiminde, seçimi kaldırıyordu. İtiraz üzerine AK Parti bunu geri çekti. Daha sonra KHK ile bu düzenlemeyi yaptılar. İlk sorum TBMM Başkanınadır; eğer Gazi Meclisin itibarını koruyacaksanız bu düzenlemeye karşı benim değil önce sizin itiraz etmeniz gerekir. Sayın Başkan niye itiraz etmiyorsunuz? Neden dut yemiş bülbüle döndünüz. Parlamentonun saygınlığını korumak benden çok senin görevin. Parlamentoda kabul edilmeyen, geri çekilen bir düzenleme KHK ile geri çıkıyorsa önce senin 'Bir dakika bu yanlıştır' demen gerekir. Aklını kiraya verenler, geleceği bir kişinin iki dudağı arasında arayanlar TBMM Başkanlığı yapamazlar. Bu kadar açık bu kadar net. Yeri gelince itiraz ediyorlar milli irade, milli irade. Üniversitelerde seçim yapacaklar. Koskoca profesörler, kendilerine başkan seçecekler. Kaldırdılar bunu. Neden? 'Üniversitelerde insanlar birbirini kötülüyormuş.' Bir yerde olay olduğu zaman tümüyle seçimleri kaldırmak mı lazım?"
Demokrasiyi yaşatanın gelenek ve töreler olduğuna işaret ederek, İngiltere örneğini veren Kılıçdaroğlu, "Neye döndüler? 12 Eylül'e döndüler, Kenan Evren de öyle yapıyordu. Kendisi doğrudan atıyordu. Darbe ruhunu içselleştirmiş bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Darbe ruhunu tahkim eden bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız." diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesine rektör ataması
Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör atamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Gülay Barbarosoğlu yüzde 86 oy almıştı, öğretim üyelerinden. Aylarca bekledi ataması yapılmadı. İnsanın demokrasiye, sandığa saygısı varsa o atamayı yapar. Aylarca beklettiler arkasından hiç yarışa girmemiş birini rektör atadılar. Bunların demokrasi anlayışı budur, bundan demokrasiden dikta yönetimini anlıyorlar. Biz de demokrasiden halkın sağduyusunu anlıyoruz. Aramızda bu kadar derin bir farklılık var." diye konuştu.
Avrupa'nın tamamında rektör seçimlerinin üniversite öğretim üyelerince yapıldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında yeniden seçimi getireceklerini bildirdi.
Yurt sorununa da değinen Kılıçdaroğlu, yine CHP iktidarında en geç bir yılda bütün öğrencilerin yurda kavuşacağını söyledi.
Demokrasi, özgürlük, kadın erkek eşitliği ve hukukun olmadığı bir ülkede toplumun her kesiminin büyük zarar göreceğini öne süren Kılıçdaroğlu, herkesin rahat ve özgür ortamda yaşaması için demokrasiyi savunduklarını anlattı.
Türkiye'nin yumurta ihracatında dünya üçüncüsü olduğunu, yumurta denildiğinde de Afyonkarahisar'ın akla geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak bugün yumurta üreticilerinin iflasla karşı karşıya olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Afyondaki bütün kardeşlerime sesleniyorum; sizin sorunlarınızı bunlar görmez, biz sizin sorunlarınızı bilir ve dile getiririz. Kim sizin sorununuza çözüm üretmek için alın teri döküyorsa ondan yana tavır alın. Siz üreteceksiniz biz sizi destekleyeceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Mısır'ın Ro-ro seferlerini iptal etmesi nedeniyle yumurta üreticilerinin Birleşik Arap Emirliği, Kuveyt, Afrika gibi ciddi pazarlara tırlarla ancak 45 günde ulaşabildiğini belirten Kılıçdaroğlu, dış politikanın milli çıkarlar üzerine inşa edilmesinin önemine değindi.
Rusya pazarının da halen açılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Putin, 'Vereceksiniz benim istediğimi' diyor. Biz de merak ediyoruz. Acaba Türkiye'nin daha nesini verecek? İstiyor. İşte bu politika Türkiye'yi bu noktaya taşıyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, önümüzdeki salı günü ağırlıklı olarak esnafın sorunlarını dile getireceğini ve sorunu olanların kendisine ulaşmasını istedi.
"Liyakat sistemi çöktü"
Türkiye'nin, liyakat sistemi çöktüğü için bu hale geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Eğer devlette uzmanlaşan kişileri bir yerlere getirseydiniz, devlet çökmezdi." ifadesini kullandı.
Devlet yönetiminin sıradan bir olay olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, üretimin ve geleceğin planlanmasının önemine değindi.
Kılıçdaroğlu, "Onlar kendilerinin karnını düşünüyor, vatandaşın karnını değil. Yumurta üretimini planlayacaksın, tarım ürünlerini, sanayiyi planlayacaksın, gelecek hedefi koyacaksın. Hangi sektörler öncelikli olacak bunlardan haberleri var mı? Yok. Sabah akşam konuşuyorlar ama tamamen boş konuşuyorlar. Halk uzun vadeli düşünmez. Uzun vadeli düşünen devleti yöneten siyasetin aklıdır. Ama bunlar kendi ceplerini düşünmekten Türkiye'nin geleceğini ateşe atmış durumdalar." iddiasında bulundu.
Her vatandaşın, "koskoca Türkiye Cumhuriyeti neden saman ithal eder?" sorusunu kendisine sorması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir dönem Ortadoğu'ya canlı hayvan ihraç ettiğini söyledi.
Gelinen noktada iki Trakya büyüklüğünde alanın ekilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Yunanistan'dan pamuk ithal eder noktaya geldiğini bildirdi.
Hükümetin Tarım Kanunu'nun 21. maddesinde yer alan destekleme taahhütlerini yerine getirmediğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"21. madde diyor ki 'Tarımsal destekleme milli gelirin yüzde 1'inden az olamaz.' Türkiye'nin 2015 milli geliri 800 milyar dolar. Yüzde biri 8 milyar dolar. Dolar 3 lira, 24 milyar liralık tarıma teşvik verilmesi lazım. Hükümet tarafından kanunun gereği yapılması lazım. Bugüne kadar 11 milyar 700 milyon lira teşvik verilmiş. Çiftçinin alacağı 12 milyar 300 milyon lira. Ziraat odaları başkanlarına söyledim, çiftçilere söyledim, dava açın bu parayı isteyin. Ama kimse korkudan dava açamıyor. Bütün çiftçilere sözümdür, ben 'Çiftiye ÖTV'siz ve KDV'siz mazot vereceğim' diye söz verirken bunlar diyorlardı ki 'Nereden bulacaksın bu parayı.' Yata sen nasıl veriyorsan ben de çiftinin traktörüne mazotu KDV'siz ve ÖTV'siz vereceğim."
(Sürecek)