Cinsel İstismar Suçlarına İlişkin Tasarı Mecliste (4)
Çocuklara karşı işlenen istismar suçuyla daha etkin mücadele edebilmek amacıyla ilave birtakım önleyici tedbirlerin alınması ve cezaların artırılması zorunluluğu ortaya çıktığı, bu nedenle çocukların cinsel istismarı suçlarına ilişkin tasarının hazırlandığı belirtildi.
Çocuklara karşı işlenen istismar suçuyla daha etkin mücadele edebilmek amacıyla ilave birtakım önleyici tedbirlerin alınması ve cezaların artırılması zorunluluğu ortaya çıktığı, bu nedenle çocukların cinsel istismarı suçlarına ilişkin tasarının hazırlandığı belirtildi.
Çocukların cinsel istismarı suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Meclis Başkanlığına sunuldu.
Tasarının gerekçesinde, doğası gereği masum olan çocukların, çocukluğunu yaşama ve geliştirme hakkı bulunduğu, bu nedenle çoçuk haklarının tartışılmaz bir önemi olduğu ifade edildi. Gerekçede, çocuk haklarının korunabilmesi ve her türlü çocuk istismarının önüne geçilmesi amacıyla, başta anayasa olmak üzere 2005'te yürürlüğe giren yeni ceza adalet sistemi kapsamında, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve ilgili mevzuatta çocukların yüksek yararı gözetilerek çeşitli düzenlemeler yapıldığı anımsatıldı.
Anayasada, "her çocuğun, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olduğu ve devletin, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma yükümlülüğü bulunduğunun" belirtildiği hatırlatılan gerekçede, çocuk adalet sistemini, yetişkinlerin ceza adalet sisteminden ayıran temel noktanın bütün kararlarda çocuğun yüksek yararının öncelikli gözetilmesi olduğu vurgulandı.
Çocukların, ister fail ister mağdur olsun suç ve benzeri tüm sosyal risklerden korunmalarının, yüksek yararları gereği olduğu belirtilen gerekçede, çocukların suç gibi önemli bir tehlikeden korunabilmesinin, onlara yönelik her türlü tedbiri alan ve çok yönlü koruma sağlayan bir sistemle mümkün olabileceğine işaret edildi.
Çocukların maruz kaldıkları ihmal ve istismar vakalarının, çocuğun önemli derecede örselenmesine neden olduğu ve toplum yapısını olumsuz etkilediğine işaret edilen gerekçede, çocuklara karşı suç işlenmesini önleyecek tedbirlerin alınması kadar suç sonrası uygulanacak rehabilitasyon ve benzeri programların da önem arz ettiği bildirildi.
Mağdur çocukların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında ikinci defa örselenmesinin de engellenmesi gerektiği vurgulanan gerekçede, şu ifadelere yer verildi:
"Yeni ceza adalet sisteminin uygulandığı yaklaşık 13 yıllık sürede ortaya çıkan ihtiyaçlar dikkate alındığında, çocuklara karşı işlenen istismar suçuyla daha etkin mücadele edebilmek amacıyla ilave birtakım önleyici tedbirlerin alınması ve cezaların artırılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Bu çerçevede, çocukların istismarına ilişkin suçların cezaları önemli oranda arttırılmakta, yargılama aşamasında ve sonrasında uygulanacak ilave tedbirler ve hak yoksunlukları düzenlenmekte ve bu suçlara özgü yeni koşullu salıverilme süreleri belirlenmekte, böylelikle hukuk devletinin temel amaçlarından olan bireyin korunması ve toplum güvenliğinin sağlanması hedeflenmektedir."
Çocuk Koruma Kanununda yapılan düzenlemelerle çocukları koruyucu birtakım ilave tedbirler alındığı bildirilen gerekçede, istismara uğrayan çocuklara yönelik kurulmuş olan Çocuk İzlem Merkezlerinin kapsamının genişletilerek, diğer cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmet sunmasına da imkan sağlandığı belirtildi.
Cinsel suç mağdurlarının ifadesinin, Cumhuriyet savcısı nezaretinde uzmanlar aracılığıyla Çocuk İzlem Merkezlerinde alınmasıyla yargılama aşamasında bir daha ifade alınmasının önüne geçileceği ve mağdurun tekrar örselenmesinin engelleneceği aktarılan gerekçede, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından bu merkezlerin önemli bir görev ifa etmesinin amaçlandığının altı çizildi.
Gerekçede, şu bilgilere yer verildi:
"Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile müstehcenlik ve fuhuş suçlarından ve uyuşturucu imal ve ticareti suçundan mahkum olan kişilerin, kamu veya özel sektöre ait çocuk hizmet birimleri, adli görüşme odaları, okul, okul servisi, okul kantini, yurt, kreş, gündüz bakım evi, çocuk kulübü, çocuk parkı, oyun bahçesi, oyun salonu gibi çocukların yoğun olarak bulunduğu yerlerde çalıştırılması ve bu yerleri işletmeleri yasaklanmaktadır. Bu suçlardan hakkında kovuşturma bulunanlar yönünden ise mahkemece karar verilmesi halinde çalıştırma ve işletme yasağı ile adres bildirme yükümlülüğü tedbiri uygulanabilecektir. Devlet Memurları Kanunu'nda yapılan düzenleme ile çocukların cinsel istismarı suçundan mahkum olmama koşulu, devlet memurluğuna alınma şartları arasında yer alacak."
(Bitti)