Cumhurbaşkanı Erdoğan Erzurum'da gençlerle buluştu: (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Zulüm en büyük hasmım. İşte, en son Suriye'de yaşadıklarımız bunun çok açık bir örneğidir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Zulüm en büyük hasmım. İşte, en son Suriye'de yaşadıklarımız bunun çok açık bir örneğidir. Zulmün karşısında hep birlikte durmamız lazım. Hele hele bizim milletimiz tarih boyunca zulme açık kapı bırakmamıştır. Türk milleti adaletiyle tüm dünyada örnek olmuştur." dedi.
Erdoğan, dün Erzurum'da gerçekleştirdiği ziyarette Bilim Erzurum'da düzenlenen "Gençlerle Buluşma" programına katıldı, gençlerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda yer alan müzisyen Ferhat Göçer'e, "Sarı Gelin" isimli türküde ve "Islak Islak" adlı şarkıda eşlik etti.
Bir üniversite öğrencisi, yoğun programının arasında kendilerine zaman ayırdığı için Erdoğan'a teşekkür etti.
Öğrencinin, dünyada aile kavramını çürütmeye yönelik hamlelerle nasıl başa çıkılacağı ve aile kurarken nelere dikkat edilmesi gerektiğine yönelik sorusu üzerine Erdoğan, aile kavramının çok kutsal olduğuna dikkati çekti.
Gençlere evlilik tavsiyesi
Milletin, aile kavramı noktasında geçmişten bugüne farklı bir kutsiyeti olduğunu hatırlatan Erdoğan, bu yüzden aile kavramına hep birlikte sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Erdoğan, "Özellikle üniversite gençliğimizin, aile kavramı üzerindeki duruşunun çok farklı olması lazım. Mesela, bizim şu anda üzerinde durduğumuz bir konu, gençler nedense evlenmiyor." diye konuştu.
Öğrencinin, boşanmaların da arttığına yönelik değerlendirmesi üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"O da artıyor. Erkekler kızlara karşı, kızlar erkeklere karşı evlilikte çok sıkıntılı. Bunu aşmamız lazım. Zaman zaman ben de arkadaşlarım da yardımcı olmak istiyoruz, 'Aracı olalım' diyoruz, ama bakıyorsun maalesef kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz. Sizler nasıl düşünüyorsunuz? Bu konuda gerçekten işi çok uzatmayalım. Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz 30, 35, 40... Alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım.
Gençler, nasibinizi böyle 30-40, bu yaşlarda değil, gençlik yaşında halletmek lazım. Ben Eyyüp'e onu söylüyorum, 'Bak, sen Gençlik Kolları Başkanısın. Onun için ekiplerimizi genç yaşta evlendirme sorumluluğunuz var, buna dikkat edeceksiniz. ve bir de tabii bizim bir kutsalımız daha var, yani bu LGBT falan, bu işlere de karşıyız. Onun için Gaziantep'te Mehmet Tahmazoğlu kardeşimiz bu işlerde çok gayretli. Gaziantep'ten sürekli gençleri Çanakkale'ye götürüyor ve Çanakkale Şehitliği'ni dolaştırmak suretiyle, onlara o kutsiyeti, Çanakkale Zaferi'ni nasıl elde ettik, bunu onlarla yerinde yaşamak ve onlardan da yavrularına bunu yaşatmak suretiyle o adımları atıyorlar. Ondan dolayı da ben belediye başkanımızdan çok memnunum, teşekkür ediyorum."
"20 bin kişilik stadyumu süratle halledeceğiz"
Erzurumlu olduğunu belirten bir üniversite öğrencisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Erzurum'un Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından 2025 Yılı Turizm Başkenti olarak seçilmesinden ötürü şükranlarını sundu.
Öğrencinin, "2025'te şehrimizi neler bekliyor? Devletimiz tarafından şehrimize sürpriz yatırımlar yapılır mı?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Şüphesiz ki bu yatırımlarla ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu işin takibini yapacak ve bu takibin yanında da Erzurum Büyükşehir Belediyesi, bu işi en yakından takip etmek suretiyle de bu adımları atacak. Eksiklerimiz nelerdir, bu eksikleri süratle gidermemiz gerekecek. Ağırlıklı, Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu işe büyük önem verecek ve Erzurum inşallah turizmin başkenti olmanın adresi olarak tadını çıkaracak. Bu arada biz de bu 20 bin kişilik stadyumu süratle halledeceğiz. Zaten Gençlik ve Spor Bakanım da burada. Kendisine talimatı daha önceden verdik. Süratle o da bu arada bunu bitirecek. Bir de bu 20 bin kişilik stadyumun dışında inşallah bir butik sahayı da yine Erzurum'a kazandıralım istiyoruz. Bunları Osman Bey gerçekleştirecek. Erzurum, bu sene ligde iyi gidiyor, birincilikle bitirmesi lazım."
Ardından, down sendromlu bir genç kız sahneye geldi ve Erdoğan'a "Hoş geldiniz, seni çok seviyorum. Sana çok dua ediyorum. Allah yardımcınız olsun, seni korusun." dedi. Genç kız, daha sonra izin isteyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini öptü. Erdoğan da engelli genç kızın elini öperek karşılık verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Tayyip dede seni çok seviyorum" diyen bir çocuğa da "Ben de seni seviyorum." dedi ve çocuğu sahneye davet etti.
Çocuğun iki kardeşinin olduğu öğrenen Erdoğan, iki çocuğu olan sanatçı Ferhat Göçer'e üç çocuk tavsiyesinde bulundu.
"İnsan ve para yönetiminde çok hassasız"
Bir başka üniversite öğrencisi, küçük bir aile işletmelerinin olduğunu ve zaman zaman her esnafın yaşadığı gibi özellikle yönetim anlamında zorlukla karşı karşıya kalabildiklerini hatırlattı.
"Bizler bu küçük işletmelerimizi dahi yönetmekte bu kadar zorlanıyorken, sizler bu 86 milyon nüfuslu Büyük Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bu kadar mükemmel yönettiğinizi açıklayabilir misiniz?" sorusuna Erdoğan, şu cevabı verdi:
"Ülkenin yönetiminde iş planlamasında çok dikkatliyiz. Dünyaya yön verme noktasında ekibimizin bu yönü çok güçlü. Bu yönüyle ekibimiz ikili ve uluslararası ilişkilerde başarılı. Bu bizim işimizi kolaylaştırıyor. İnsan ve para yönetiminde çok hassasız. İnsan yönetimi, para yönetimi bizi başarıdan başarıya götürmüştür."
Bir gencin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a nelere tahammül edemediğini sorması üzerine Erdoğan, bu soruya şiirle cevap vermek istediğini belirtti. Şairin, "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdı mı hatta döverim. Dövemezsem de hiç olmazsa yanımdan kovarım." dizelerini okuyan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Zulüm, en büyük hasmım. İşte, en son Suriye'de yaşadıklarımız bunun çok açık bir örneğidir. Zulmün karşısında hep birlikte durmamız lazım. Hele hele bizim milletimiz tarih boyunca zulme açık kapı bırakmamıştır. Türk milleti adaletiyle tüm dünyada örnek olmuştur."
Erdoğan, "Sezai Karakoç'un kalemini mi yoksa Necip Fazıl'ın kalemini mi seviyorsunuz?" sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eyvah, sen beni köşeye sıkıştırdın. Hayatta olsalardı bu sorunun cevabı kolaydı. Ama şu anda her ikisi de ebedi alemde. Her ikisinin de kendine has özellikleri var. Ben doğrusu Üstat Necip Fazıl ile daha çok yaşadım. Üstada bir jübile yapacaktık. Jübile de spikerliğini kim yapsın diye sordular? Bir ben bir de başka arkadaşımız vardı. Üstat, bizzat salonda her ikimizi de dinledi. Dinledikten sonra görevi bana verdi. O zamanlarda İstanbul'da spor sergi sarayı vardı. Orada jübilesini yaptık. Ondan sonra da üstat ile Anadolu'yu dolaştık. İstanbul, İzmir, Erzurum, Ankara, bütün buraları dolaştık. Gezilerimizde onun spikerliğini yapmak ayrı bir zevkti. Üstat da çok farklı bir insandı. O hayat bir başkaydı. Herhalde daha başka bir şey anlatmaya gerek var mı?"
"İyi ki bu ülke onların eline kalmadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 'Esed gelsin görüşelim, beraber görüşelim, siz görüşün' tarzında açıklamalarda bulundu. Bu açıklamaların ardından 12 saat içerisinde Esed Suriye'yi terk etti. Ben bundan kaynaklı size verdiğim oydan dolayı çok gurur duyuyorum ancak aklıma takılan bir soru var. 2023 seçimlerinde Millet İttifakı seçimi kazanmış olsaydı Türkiye, Suriye ve Orta Doğu'da son durum ne olurdu?" sorusu üzerine, şu cevabı verdi:
"Yatalım, kalkalım, bol bol dua edelim Rabb'imize. İyi ki bu ülke onların eline kalmadı. Bunlar belediyelerde hangi sefaleti bizlere yaşatıyorlar biliyorsunuz değil mi? Bir de oraya kalsaydı yanardık."
(Bitti)