Dervişoğlu'ndan hükümete "Defolun gidin" tepkisi: Emekliler için yıkım planı 2008 yılında başladı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu partisinin grup toplantında hükümete "Garabetlerinizden ve aymazlıklarınızdan yorulduk artık. Defolun gidin" sözleriyle yüklendi. Dervişoğlu "Emekliler için yıkım planı 2008 yılında başlamıştır. 2008 yılında sözde reform denilen değişimle emekli maaşı hesaplama sistemi değişti. Değişim yapılmasaydı bugün en düşük emekli maaşı 30 bin liranın üzerinde olacaktı" ifadelerini kullandı.
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hükümete "Aymazlıklarınızdan yorulduk, defolun gidin" diye seslenen Dervişoğlu milyonlarca emeklinin yaşadığı duruma da isyan etti.
"KADINLARIMIZIN ÜZERİNDEN ELLERİNİZİ ÇEKİN"
Konuşmasına kadın cinayetlerine dikkat çekerek başlayan İYİ Parti lideri Dervişoğlu, "Artık yeter kadınlarımızın üzerinden ellerinizi çekin. Bu milletin kürsüsünden sesleniyorum; Gelin kadın cinayetlerini sonlandırmak için çalışalım, bu vahşete son verelim. Garabetlerinizden ve aymazlıklarınızdan yorulduk artık. Defolun gidin" ifadelerini kullandı.
"EMEKLİ İÇİN YIKIM PLANI 2008'DE BAŞLADI"
Ekonomiye yönelik eleştirilerde bulunan Dervişoğlu, emekli aylıklarına yapılan zammın yurttaşla dalga geçmek anlamına geldiğini kaydetti. Dervişoğlu, "AKP iktidarının söylediği ve yaptığı arasında her zaman olduğu gibi dağlar kadar fark var. AKP demek aldatmaca demektir, vatandaşa tuzak kurmak demektir. Emekliler için yıkım planı 2008 yılında başlamıştır. 2008 yılında sözde reform denilen değişimle emekli maaşı hesaplama sistemi değişti. Değişim yapılmasaydı bugün en düşük emekli maaşı 30 bin liranın üzerinde olacaktı" diye konuştu.
"TÜRKLÜK BİRÇOK BADİRE ATLATMIŞTIR"
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: "Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası'nda ortaya koyduğu başarı ve gösterdiği yüksek mücadeleyle hepimizi sevince boğmuş, bu sıkıntılı atmosfer içerisinde ihtiyacımız olan milli gurur ve birlik duygusunu bizlere yaşatmıştır.
Futbolcumuz Merih Demiral mutluluğunu tribünlerdeki ve ekranları başındaki aziz milletimizle Türklüğün sembolü olan bozkurt yaparak paylaşmıştır. Türklük, tarih bilindi bilineli dünya coğrafyasının dört bir yanında insanlık serüveninin, en önemli yazarlarındandır. Bu serüven esnasında şüphesiz ki birçok badire atlatmıştır.
Türk, tarih karşısında asla pes etmemiş, hürriyet ve İstiklalinden vazgeçmemiş, destansı yolculuğuna haysiyetli bir şekilde daima devam etmiştir. Bu da bozkurtla sembolleşmiştir. Yani bozkurt hiçbir koşulda haktan ve onurdan taviz vermemenin işaretidir.
"BOZKURTÇA HAYKIRIYORUZ"
Liderlik ederken arkandakileri düşünmenin işaretidir. Meydandan ve mücadeleden kaçanların değil, göğüs göğüse çarpışanların işaretidir. Bozkurt, en umulmadık zamanda en büyük atılımları yapabilmenin sonsuz bir dirilişin işaretidir. Bozkurt bir ruhtur. Benimsersiniz ya da benimsemezsiniz. Seversiniz ya da sevmezsiniz. Biz bununla ilgilenmiyoruz. Biz Türk'e yaraşmakla Türk'e yaraşanlarla ilgileniyoruz.
Bugüne kadar Türklüğü ayaklar altına aldık diyen güruhların bozkurtu bu şuuru, bu ruhu pisliklerine alet etme girişimlerini görüyor biliyor ve buradan ihtar ediyoruz: Biz varız ve buradayız! Türklüğe adalet yeminiyle, milletine sadakat yeminiyle, Cumhuriyetine hürriyet yeminiyle, atasına ise vefa yeminiyle bağlıyız! Meydanı mankurtlara bırakmamak bozkurtları diriltmek için buradayız! Anaların gözyaşlarını görmeyip muktedirleri tebessümlerine bakan; milletin çığlığına sağır, efendilerinin fısıltılarını dahi duyanlara karşı milletin sesi, anaların gözyaşı, çocukların çığlığı olarak buradayız ve bozkurtça haykırıyoruz. Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. Ya adalet ya kıyamet."