Erdoğan: "Anayasa Taslağı Halka Gitsin, Halk Onaylasın İstiyoruz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Artık Referandum Kültürüne Alışması Gerektiğini Belirterek, Hazırlanan Anayasa Taslağını Cumhurbaşkanından Sonra Halkın Onayına da Sunmak İstediklerini Belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin artık referandum kültürüne alışması gerektiğini belirterek, hazırlanan anayasa taslağını cumhurbaşkanından sonra halkın onayına da sunmak istediklerini belirtti.
Başbakan Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre ve Kültür Sarayı Rumeli Salonu'nda düzenlenen AK Parti İstanbul İl Teşkilatı'nın geleneksel iftar yemeğine katıldı. İftarda İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İşadamı Ali Koç, Erdoğan Demirören, Ceyda Eren, Adnan Polat, Semahat Arsel, dini cemaat liderleri, Muazzez Ersoy, Behzat ve Süheyl Uygur Kardeşler, Emel Sayın, Milletvekili Osman Yağmurdereli ve çok sayıda misafir hazır bulundu.
Türkiye'nin 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra yoğun bir siyasi gündem yaşadığını belirten Başbakan Erdoğan, "21 Ekim'de anayasa değişikliği referandumu var. Çok şeyler söylendi, '200 trilyon maliyet getirecek' dendi. 'Yeni anayasa hazırlanıyor, bu düzenlemeler anayasanın içinde de olabilir, niçin bir referanduma gidiliyor' deniliyor. Burada bir saptırma var. Hedef saptırmayı ortadan kaldırmak için açıklama yapmalıyım" dedi. 21 Ekim referandumunun seçimlerden sonra alınan bir karar olmadığını anlatan
Erdoğan, "16 Mayıs'ta bitirmemiz gereken cumhurbaşkanlığı seçimleri için akla hayale gelmez manevralarla tıkayan bir yapı vardı. 367 şartı bunlardan biriydi. 22 Temmuz seçimleriyle birlikte milletimiz cumhurbaşkanını da seçsin istedik. Spekülasyonlara meydan vermek istemedik. O gün yapılanlar yeniden sil baştan mantığı ile seçimlerin önü tıkanıyordu. Madem ki bu başkan cumhurun başkanıdır. Onun için cumhurbaşkanını cumhur seçsin dedik. O zamanki cumhurbaşkanımızın teklifi geri iadesi sebebiyle muvaffak
olamadık. 120 günlük süreç işlemeye başladı. 21 Ekim'de yapılacak olan referandum bu süreçtir. Daha sonraki süreçte 22 Temmuz seçimi yapıldı, Cumhurbakanımızı seçtik, hükümet güven oylaması aldı. Derken bunlara odaklandık. Arada kalan dar süreçte referandumla halkımızla bütünleşecek, kucaklaşacağız. Çalışmalarımızı sürdüreceğiz. 81 vilayette merkez karar ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım çalışmalarımımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
Referandumda 7 maddenin halkoyuna sunulacağını belirten Erdoğan, "Referandumda halka sunulacak teklifler arasında milletvekilliği süresinin 4 yıl olması talebi vardı, cumhurbaşkanlığı seçiminin 5 artı 5 yıl olması talebi vardı. 'Anayasada bu düzenlemeler yapılabilir' deniliyor. Anayasada da yapılsın. Biz öncelikle işi burada bitirelim, işimizi sağlama alalım. Orada nasıl olsa yerini alır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 184 sayı toplantı yeter sayısı olsun. 7 maddelik bu paketi referandumla halledeceğiz.
Referandumda bizim oyumuz 'Evet'tir. Hayır oyu zaten halkın seçimi noktasında aslında halka gitmeyelim, parlamento içinde halledelim anlayışının devamıdır. 5 yılda bir seçimi, cumhurbaşkanını 7 yıl seçimine devam demektir. Anayasa çıktığı takdirde bu seçilecektir" şeklinde konuştu.
Ana muhalefetin referandumun 200 trilyona mal olacağı ve israf olacağı nitelemesine ise Erdoğan, "Biz de diyoruz ki, Türkiye bundan böyle referandum kültürüne alışmalıdır. Bu ülkede öyle konular gündeme gelecek ki, bu konuları sahibine götüreceğiz. Sahibi millettir, millete götüreceğiz, çözecek, Türkiye buna alışması lazım" dedi.
"ANAYASAYI YÖK YAPMAZ, MİLLETVEKİLLERİ YAPAR"
Yeni anayasa taslağına yönelik tartışmaların kendisini üzdüğünü belirten Erdoğan, "Doğmamış bir çocuğu boğmak istiyorlar. Bundan dolayı üzülüyorum. Taslak ortada değil, taslağın taslağı üzerinde spekülasyonlar başladı. Bilim adamlarına bunu hazırlatıriyoruz. YÖK rektörler toplantısında, 'bu bizim hakkımızdır, siyasiler yapamaz' diyorlar, çok çirkin bir anlayış. Bilim adamına hazırlatıyoruz, 6 bilim adamı hazırladı YÖK'e hazırlatmadık. İcazeti YÖK'ten almamız gerekirdi. O zaman bu tartışmalar yaşanmazdı.
Anayasayı YÖK yapmaz, bilim adamlarına müracaat edersiniz, anayasa yasama organının yapma hakkındadır. Milletvekilleri yapar, bunu söyleyince rahatsız oldular. Herkes yerini bilsin, yapacağınız işler var, yapmayacağınız var. Bilim adamlarına saygının en yükseğini gösterdik, göstereceğiz. Biz, ilim ve ilim adamının yerini, konumunu çok iyi biliriz. Hocalarımızın rahle-i tedrisinden geçerek buralara geldik. Yerini biliriz, saygıyı da çok iyi biliriz. İlim adamları ilmin konumuna gölge düşümesinler, yasama,
yürütmeye gerekli saygıyı duysunlar. Bunlar birbirinin mütemmimi olursa Türkiye çok daha iyi yere gelir. Biz birbirinin tamamlayıcısı olacağız. Bunlardan biri olmazsa diğerleri olur anlayışı içinde olmadık, olmayacağız" şeklinde konuştu.
Yeni anayasa taslağını halkın onayına da sunmak istediklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Önümüzdeki hafta anayasa taslağının bitirileceğini, daha sonra da siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, üniversite, medya, yazılı görsel, bu konulara ilgi duyan bütün çevrelere göndereceğiz, partimizin internet sitesine koyacağız. Eleştirileri alacağız, ilave ve çıkartılması istenen maddeler olabilir. Daha sonra nihai anayasayı hazırlayıp meclis başkanlığına sunacağız. Ondan sonra meclis başkanlığının
tasarrufundadır. AK Parti'nin anayasa teklifi olacaktır. Biz konsensus oluşsun istiyoruz. Meclis başkanımız anayasa komisyonunuda tartışılmasını isteyeceke, geçmesi gerekiyor. Gerekirse alt komiyon kurabilir, genel kurula gelecek, cumhurbaşkanımıza ondan sonra da onay mercii olarak halka gitsin, halk onaylasın istiyoruz. Ondan sonra da biz anayasamıza kavuşalım. Hesabımız bu" dedi.
Başbakan Erdo milletvekilliği süresinin 4 yğan 22 Temmuz seçim sonuçlarının kendilerine büyük moral verdiğini, ihracatın 100 milyar dolara çıktığını, Türk ekonomisinin uluslararası krizlere dayanıklı hale geldiğini anlattı. Bu yıl kişi başına düşen milli gelirin 7 bin doları aşacağını kaydeden Erdoğan, 2010 hedefinin 10 bin dolar olduğunu, bu hedefin yakalanması durumunda Türkiye'yi kimsenin tutamayacağını anlattı. Erdoğan, "Kişi başına milli gelir 7 bin doları yakalıyor. Göreve geldiğimizde 2 bin 500
dolardı. AK Parti hükümeti, meşruiyetinin yegane kaynağı milli iradenin göstereceği yoldan sapmadan, milletimizin en geniş mutakabatını alacak şekilde, ortak akıl ve diyalog içinde yapacaktır. Demokrasi anlayışımız; halk ve sivil toplum örgütlerinin iradesini alıp kopmak değildir, söyleyecek sözü olan herkesin iradesini her daim yönetimimize yansıtmak bu düşüncelerle icraatlarımızı şekillendirmektir. Halkla bağını 5 yılda bir kurmak değil, sürekli diyalog ve etkileşim içinde olmaktır. Mahalli iradeler
seçimi kritik dönüm noktasıdır. Kalkınma ve gelişim sürecinin aynı hızda ve kararlılıkla sürmesinin önem kazanmasıdır. AK Parti olarak Türk siyaseti ve kendimiz için başarı çıtasını yükselttik. 2008 yılında daha da yükseğe taşıyacağız" diye konuştu.
"ATILIM SÜRECİNİN KESİNTİYE UĞRAMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Önümüzdeki yıllarda bölgesinde dünyada sözü daha çok dinlenen, güçlü, müreffeh bir ülke, Türk milletini kendine daha çok güvenen tarihi ve toplumsal hasletleriyle gurur duyan bir millet haline getireceklerini belirten Erdoğan, "2010 yılında milli geliri 10 bin doları yakalayan bir Türkiye. Şu anda gelişmeler onu gösteriyor. Ondan sonra Türkiye'yi tutana aşkolsun diyorum. Atılım sürecinin kesintiye uğramasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kendimiz için değil, ülkemiz ve milletimiz için istiyoruz. Artık
Türkiye; gündemi belirlenen bir ülke değil, gündem belirleyen bir ülkedir" dedi.
Erdoğan, programının ardından Üsküdar'daki evine geçti.
(RC-CİN-OK-Y)