Erdoğan'dan Cahit Koytak'a: Biz Tabanı 3 Belirledik Ama Cahit Bey Tavana Yürüdü
Erdoğan'ın usta şair Cahit Koytak'a yaptığı espri ödül törenine damgasını vurdu: Biz tabanı 3 olarak belirledik ama maşallah Cahit Bey tavana yürümüş...
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla sahiplerini buldu. Erdoğan'ın "Cahit Bey'in kaç çocuğu var, 7-8 mi? Biz tabanı 3 belirledik ama Cahit Bey aldı yürüdü. Torunları da var. Kendisine sağlıklı ömürler diliyorum." esprisi törene damga vurdu.
İşte Erdoğan'ın törendeki konuşmasından satır başları:
"EHL-İ HÜNERİN KADRİNİ BİLMEK DE BİR HÜNERDİR"
"Aralık ayında Necip Fazıl Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri, ardından TÜBİTAK ve TÜBA ödüllerine katılarak kültür ve sanatçılarımızın ödüllerini bizzat verme imkanı buldum. Türkiye'nin her alanda yeni değerler yetiştirmesinin ancak varolan değerlerine sahip çıkmasıyla mümkün olduğuna inanıyorum. Ehl-i hünerin kadrini bilmek de büyük bir hünerdir anlayışıyla törenlere katılmaya özellikle dikkat ediyorum. Bizim medeniyet ve kültürümüzde kültür ve sanat beşerin, yaradıcının her eserinde müşahade ettiği güzellikleri çeşitli yol ve yöntemlerle ortaya koymasının vasıtasıdır. Bilgiyi hikmetle taçlandırıp, irfana ulaştırmadıkça hiçbir şeyi yerli yerine oturtamayız.
"TEKNOLOJİYİ ÜRETEN KÜLTÜR VE SANATA DA HAKİM OLUR"
Matematikten felsefeye, mimariden edebiyata, hukuktan sağlığa kadar her alanda insanlığın bugün sahip olduğu birikimin temeline baktığımızda hep ecdadımızı görürüz. Unutmamalıyız ki, kültür ve sanatı küçümseyen toplumlar kaybetmeye mahkumdur. Bugün Batı medeniyeti sadece teknoloik ve bilimsel üstünlüğüyle değil aynı zamanda kültür ve sanattaki üretimiyle dünyayı yönlendirmektedir. Bu iki unsur birbirini üreten ve besleyen mahiyettedir. Teknolojiyi üreten kültür ve sanata da hakim olur. Medeniyetimizin ışığını yeniden yükselteceksek bunun yolu her alanda gayret göstermekten, üretmekten, eser ortaya koymaktan geçiyor. Medeniyet tek taraflı, tek yönlü, tek veçheli değildir. Her alanda değer üretmezseniz, iddia ortaya koymazsanız hedeflediğiniz gelişmeyi gösteremezsiniz.
"SADECE ALDIK VE NE YAZIK Kİ SADECE TAKİP ETTİK"
Ülkemizin sıkıntısı son birkaç asırdır diğer medeniyet ve kültürlerle olan iletişimini tek taraflı yapmış olmasıdır. Sadece sadece aldık ve ne yazık ki, sadece takip ettik. Kendimiz üretmedik, örnek olmadık. Elbette istisnalar vardır ama maalesef genel görüntü budur. Bugün bölgesinde ve dünyada yeniden iddia sahibi olma mücadelesini verirken bu ilişkiyi yeniden kurmak zorundayız. Güvenlik önemlidir ama sanatı ihmal ederseniz hedefinize ulaşamazsınız. Ekonomi önemlidir ama kültürü ihmal ederseniz aynı neticeyi verir. Yeni Türkiye'nin inşaası çalışmalarında kültür ve sanata da özel önem veriyoruz. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Milli Eğitim Bakanlığımıza, Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımıza, Bilim ve Sanayi Bakanlığımıza, Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve ilgili kurumlara çok önemli görevler düşüyor.
"EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİLİZ"
Biz alınız ilmini Garbın alınız sanatını veriniz hem de mesainize son süratinizi aşamasındayız. Marmaray, Avrasya, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü varsa ve şimdi 18 Mart Çanakkale Köprüsü hazırlıkları, Kanalistanbul başlıyorsa şimdi bunun adımını atıyoruz. Sadece belli alanlarda ileriye giderek medeniyet inkişafı gerçekleştirilemez. Ülkemiz geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşümün en zayıf halkalarını ne yazık ki eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konuda hayal ettiğimiz noktaya ulaşamamızdan dolayı fevkalade müteessirim. Bu bir özeleştiridir.
"BİZ HİÇBİR ZAMAN 18 YAŞI BİR LÜKS OLARAK GÖRMÜYORUZ"
Özellikle gençlerimizden kültür, sanat, edebiyat, bilimin her alanında çok daha aktif olmalarını beklediğimi belirtmek istiyorum. Gençlerin sahip çıkmadığı, içinde olmadığı hiçbir projenin, faaliyetin toplumlar için kalıcı kazanıma dönüşmesi mümkün değildir. Bu anlayışla anayasayla değişikliğiyle seçilme yaşını 25'ten 18'e indiriyoruz. Bazıları "çoluk çocuğa mı bırakacağız?" diyor. Bunlar tarih bilmiyor. Şu anda 57 ülkede genç insanlar yönetimde. Benim ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp, bir çağ açıyor peki ya biz? Hiçbir zaman 18 yaşı bir lüks olarak görmüyoruz.
"TANKIN ALTINA YATAN GENÇLERİ BİR KENARA KOYAMAZSINIZ"
Gençlerimize uygulamada böylesine mesuliyet yüklerken onları karar alma mekanizmalarının dışında tutmak hakikatle ve hakkaniyetle bağdaşmaz. Kendi geçmişimize baktığımızda 18 yaş civarında değil ülkemizi tüm dünyayı değiştirecek enerjiyi, azmi, heyecanı bulduğumuzu hatırlıyorum. Aynı şeyin bugünkü gençlerimizde de bulunduğunu çok iyi biliyorum. Bu gençleri şöyle veya böyle kenara atanlara sesleniyorum. 15 Temmuz gecesi tankların altına yatan gençleri bir kenara koyamazsınız. Bu gençler bunu başardı. Hiç çekinmediler, yılmadılar. Dediler ki, "gün bugündür, an bu andır". Gittiler kendilerini tankın altına attılar. Bu gençliğe inanacağız ve güveneceğiz.
"NESRİN HANIM TÜRK MUSİKİSİ'NE BÜYÜK KATKI SUNMUŞTUR"
İki ayağı kopmuş gençlerimizi ziyaret ettiğimde "Bir daha olsun bir daha giderim" diyor. İnşallah gençlerimizin seçme ve seçilme hakkını edebiyat ve kültürde büyük eserler ortaya koymayla birleştireceklerini düşünüyorum. Nesrin Sipahi hanımefendi Türk Müsikisi alanında gerçekten abide bir isim. Kendisinin çok büyük emeği ve katkıları var. Nesrin Hanım'ın bayrağımıza verdiği önem ve hassasiyetle ayrıca seviyoruz. Kendisine Allah'tan sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum.
"BİZ TABANI 3'LE BELİRLEDİK AMA MAŞALLAH CAHİT BEY TAVANA DOĞRU YÜRÜDÜ"
Hani her Türk asker doğar diye bir söz var ya, onun doğrusu her Türk şair doğar olmalıydı. Cahit Koytak, kimya mühendisi olarak başladığı iş hayatını ticaretin her alanında sürdürmüş ama hepsinin üzerine edebiyatçılığını oturtmuş çok yönlü bir şairimizdir. Cahit Bey'in kaç çocuğu var, 7-8 mi? Biz tabanı 3 belirledik ama Cahit Bey tavana yürüdü. Torunları da var. Kendisine sağlıklı ömürler diliyorum.
"BERİL HANIM EŞİYLE MÜŞFİK BİR EŞ OLARAK İLGİLENDİ"
Halen tedavisi devam eden Kenan Işık kardeşimiz, ülkemizin tiyatro alanında yetiştirdiği dünya çapındak iisimlerden biridir. Kenan Bey'in Malatya'da başlayan tiyatro serüveni, oyuncu, yönetmen, oyun yazarı, senarist, sunucu olarak uzun yüren sürüp gitti. Yurt dışında kültür ve sanat konularında çok önemli etkinliklere katılan sanatçımız, kazandığı ödüllerle başarısının tesadüf olmadığını göstermiştir. En büyük temennimiz usta sanatçının sağlığına kavuşup yeniden sahnelere ve ekranlara dönmesidir. Sevgili eşi Beril Hanım'a ekranlarınızda şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum. Eşiyle müşfik bir eş olarak ilgilenmesi tanımlanacak bir şey değil. Allah sizlerden razı olsun.
"MEHMET DOĞAN YAZARLIĞIN OKULUNU KURMUŞTUR"
Mehmet Doğan'ın Türkçe konusundaki hassasiyetini uzun süredir takip ediyorum. Belediye başkanlığım döneminden bu yana gerçekten Mehmet Bey'in ortaya koyduğu gayret inkar edilemez. Mehmet Doğan sadece kendisi eserler vermekle, sadece ülkemizin önde gelen yazarlarını biraraya getirmekle kalmamış, gençlerimizi edebiyata, sanata kültüre yönlendirmek için her yolu kullanmıştır. Yazarlığın okulunu dahi kurmuştur. Eserleriyle fikir ve edebiyat hayatımızın çoraklığını gideren Mehmet Doğan kardeşimize yeni çalışmalarında başarılar diliyorum.
"HERKESİN BU MÜZEYİ MUTLAKA GÖRMESİ GEREKİR"
Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamızın önderliğiyle kurulan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi gerçekten önemli bir kurumdu. Bugün Fuat hocamız yanımızda değil. 2008 yılında Başbakan olarak açılışını bizzat yaptığım Gülhane Parkı içerisinde bu müze kendi alanında bir ilktir. İslam alimlerinin 9. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasındaki dönemdeki çalışmalarının sergilendiği bu müzeyi herkesin mutlaka ziyaret etmesi gerekiyor. Bilmek önemlidir, okumak önemlidir ama insanlığın zihninde asıl derin etkiyi görmek oluşturuyor. Fuat Sezgin hocamızın kurduğu bu müze işte bu ihtiyacı karşılıyor.
Ödül alan insanlarımıza şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bizleri böylesine anlamlı merasimde bir araya getiren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza teşekkür ediyor, sizlere sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla."