Erdoğan: "Pensilvanya'da ki bu zatın yalanlarına maalesef aldandık" -
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "(Erzurumlu Alvarlı Efe'nin torunu) Sadi Efendi'den şikayetçi olan genç, Pensilvanya'daki zat, biliyor musunuz? Jandarmaya gitmiş, 'Sadi Efendi, Atatürk aleyhinde konuşuyor' diye şikayette bulunmuş. Ve bu yalanla da Sadi Efendi'yi tutuklattırmış.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "(Erzurumlu Alvarlı Efe'nin torunu) Sadi Efendi'den şikayetçi olan genç, Pensilvanya'daki zat, biliyor musunuz? Jandarmaya gitmiş, 'Sadi Efendi, Atatürk aleyhinde konuşuyor' diye şikayette bulunmuş. Ve bu yalanla da Sadi Efendi'yi tutuklattırmış. Görüyorsunuz değil mi, takiyyenin, yalanın, fitnenin ne zaman başladığını" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin, Erzurum'da, Gar Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka hitap etti.
Erdoğan, konuşmasında, "Maşallah barekallah Erzurum, Dadaşlar diyarı Erzurum, İslam topraklarının kilidi Erzurum. Seni yürekten selamlıyorum Erzurum" diyerek başladı.
Erzurum ve ilçelerinin isimlerini sayarak vatandayları selamlayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dadaş bu ne güzel manzara, Dadaş. Bu ne güzel manzara, Erzurum. Bugün bir kez daha tarih yazıyorsun. Bugün kabına sığmıyorsun, Erzurum. Bugün Allahuekber Dağları gibi heybetlisin, Erzurum. Bugün Nene Hatun gibi düşmana korku salıyorsun, ey Erzurum. Varolasın dadaş. Çok hayırlar göresin, dadaş. Rabbim hepinizden razı olsun."
Alvarlı Muhammet Lütfü Efe'nin, "Mevlaya Emanet Olsun Erzurum" isimli şirini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Alvarlı Efe'yi rahmetle yad ediyorum. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerini yad ediyorum. Şükrü Paşa, Hacı Salih Efendi'yi, Nene Hatun'u, Kazım Karabekir'i, rahmetle, minnetle yad ediyorum. Kafkas cephesinin, Sarıkamış şehitlerini, Erzurum'un tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum, mekanları inşallah cennet olsun diyorum. Bugün bir kez daha Erzurum'da yer Allahuekber, Erzurum'da gök Allahuekber'dir, Erzurum'da dağ Allahuekber'dir. Erzurum, işte bugün meydanda Allahuekber, diyor."
"Erzurum bugün tek yürek halinde iradesine sahip çıkıyor, yiğitlerin şehri, mertlerin, dürüstlerin şehri, kahramanları şehri Erzurum, bir kez daha dim dik duruyor" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dadaş, sen burada olduğun müddetçe biiznillah bu ülkeye hiçbir şey olmaz. Dadaş, sen böyle yiğit, böyle mert, böyle yürekli durduğun müddetçe namahrem eli bu ülkeye uzanamaz. Rabbim her birinizden razı olsun. Dadaşın analarından Allah razı olsun. Bizim ablalarımız, birilerinin ablaları gibi değil. Allah yol arkadaşlığımızı, kardeşliğimizi daim etsin. 30 Mart seçimleri, ülkemiz, milletimiz, demorkasimiz, en çok da Erzurum için hayırlara vesile olsun."
-"Erzurum, gerçek gönül insanıyla sahtesini birbirinden ayırır"
Erzurum mitinginin kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Erzurum bizi anlıyor, biz Erzurum'u anlıyoruz. Biz Erzurum'un ne demek istediğini biliyoruz, Erzurum da bizim ne demek istediğimizi biliyor. Erzurum ilim şehridir. Erzurum, gönül şehridir. Erzurum, evliyanın, ulemanın şehri demektir. Bu topraklarda nice aydınlar yetişti. Alvarlı Efe Hazretleri, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Solakzade Hazretleri, Hacı Salih Efendi Hazretleri, işte bu şehirden çıktı. Erzurum o muhteşem basireti sayesinde gerçek gönül insanıyla sahtesini birbirinden ayırır. Erzurumlu'nun o şaşmaz feraseti, vatanseverle vatanında fitne çıkaranı birbirinden ayırır. Erzurum, kendi hırsına teslim olanlarla, hırsını ayaklarının altına alanı birbirinden ayırır. Cahille ilim sahibini, birbirinden ayırır. Biz hükümet olarak Pensilvanya'daki bu zatın yalanlarına maalesef aldandık. Başka hesapların peşinde olduğunu, başka niyetlerle yol yürüdüğünü bilemedik. Kimin hesabına çalıştığını maalesef bilemedik. İyi niyetimizin kurbanı olduk."
-"Sadi Efendi'den şikayetçi olan genç..."
Meselenin çok eskilere dayandığını, bu meselenin de anlaşıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu Pesilvanya'daki zat gençliğinde, Erzurum'da bu çok önemli, bilmeyebilirsiniz, öğrenmekte fayda var, Erzurum'da Alvarlı Efe Hazretlerinin mederesesine gidip geliyor, kendi yazdığı kitapta, Alvarlı Efe'nin torunu olan Sadi Hoca'dan ders aldığını, Sadi Hoca'nın tecrübesiz ve bilgisiz olduğunu aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle medreseden ayrıldığını söylüyor, bi taraftan Şadi Hoca'dan ders aldığını söylüyor, diğer taraftan da bilgisiz olduğunu söylüyor. Bir gazeteci hanım kardeşimiz, Alvarlı Efe Hazretlerinin torunu, Nagip Efendi'ye ulaşıyor, işin aslını soruyor. Nagip efendi, bu gazeteci kardeşimize meselenin, aslını anlatmış ve bir gün medreseye jandarmalar geliyor. Sadi efendinin kollarına, kelepçe takıyor. Gürcükapı'dakri karakola götürüyorlar. Erzurum ayağa kalkıyor. Halk Gürcükapı'daki karokolun önüne yığılıyor. Erzurum'da adeta kıyamet kopuyor. Kısa süre sonra hadise anlaşılıyor. Sadi Efendi'den şikayetçi olan genç, Pensilvanya'daki zat, biliyor musunuz. Jandarmaya gitmiş, 'Sadi Efendi Atatürk aleyhinde konuşuyor' diye şikayette bulunmuş. Ve bu yalanla da Sadi Efendi'yi tutuklattırmış. Görüyorsnuz değil mi, takiyyenin, yalanın, fitnenin ne zaman başladığını. Görüyorsunuz değil mi?"
-"Her şey artık ayan beyan ortada"
Burs himmet, kurban nereye gitti, bunlar CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle dedi:
"Kardeşlerim, ben sizlere buradan farklı bir gerçeği, hakikati haykıracağım. Unutmayın kişi sevdikleriyle bebarer haşrolunacaktır. Kılıçdaroglu ile haşrolunacaksın. Bahçeli ile haşrolunacaksın. BDP ile haşrolonucaksın. Her şey artık ayan beyan ortada. Bu ülkenin Başbakanına hain diyecek kadar seviye kaybına uğrayan, bunun bedelini ödeyecek. Elhamdulillah bizim bu ülkede ihanetimiz olmadı ama sen 1999'da bu ülkeden kaçıp gittin. Said-i Nursi'yi seviyoruz, diyorsun, yalan söylüyorsun. Said-i Nursi, kaçıp gitmedi. Onu Sibirya'ya sürdüler, Sibirya'dan fırsat bulup tekrar vatanına döndü, buraya kaçtı, geldi. Sen niye Pesvilvanya'da bulunuyorsun? Sorduklarında inizivaya çekilmek için. Niye Pensilvanya'ya gittin, Medeniye'ye git, Mekke'ye git, Erzurum'a gel. Konya'ya gel. Bizim ne yerlerimiz var, bu topraklarda inzivaya çekilmek için."
(Sürecek)