Erdoğan: "Türkiye İsrail'e nöbetçi ülke olmayacak" -
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adana'da tırların önünü kesenlerin paralel yapının uzantıları olduğunu belirterek "Şu anda bunların hesabı soruluyor.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adana'da tırların önünü kesenlerin paralel yapının uzantıları olduğunu belirterek "Şu anda bunların hesabı soruluyor. İstanbul operasyonu budur, şimdi hesap soruluyor. Bakın şimdi ortaya neler çıkacak neler" dedi.
Erdoğan, Adana'da İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingte yaptığı konuşmada, şu anda zalime karşı çıktıkları, mazlumun yanında durdukları için, İsrail medyasından çok, içerideki bazı işbirlikçilerin kendilerini eleştirdiğini söyledi.
Erdoğan, "CHP İsrail'e söz söyleyemiyor, hükümete iftira atarak, Pensilvanya medyası yalan söyleyerek, İsrail zulmüne destek veriyor. Pensilvanya'daki beyefendileri taziye diliyor, İsrail'e bir laf söyleyemiyor. Çünkü efendisi..." diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, 8 yıllık görevi süresince adeta bir "monşer" örneği sergilediğini, hiçbir zaman yürekli bir çıkışı olmadığını ifade ederek, "Gazze iyi bilir, Filistin iyi bilir, Hamas iyi bilir, El Fetih iyi bilir. Bizim onlara olan muhabbetimizi Ekmel beyin ölçmeye ne gücü yeter, ne düşünce dünyası yeter" dedi.
İhsanoğlu'nun Gazze'ye gitmesinin şahsiyetinden kaynaklanmadığını, görevi nedeniyle uluslararası hukukun sağlamış olduğu imkanlardan kaynaklandığını vurgulayan Erdoğan, kendilerinin sadece o görüşmelerle kalmadıklarını, bütün maddi-manevi imkanlarla her zaman Filistin'in yanında olduklarını söyledi.
Erdoğan şöyle konuştu:
"Bunlar akşam yatar sabah kalkar bir başka yalan. 'Türkiye İsrail'e jet yakıtı veriyor' dedi. Tamamen yalan, tamamen iftira. Bu yalanı bu iftirayı, İsrail'in Gazze katliamını perdelemek için kullandılar ve kullanıyorlar. İsrail'in uçakları bizim ülkemize gelir, buradan yakıtını alır, bu onun uluslararası en doğal hakkı. Fakat bunun yanında İsrail'e haftada 40 uçak kaldırıyoruz biz. Bizim uçaklarımız da oraya gittiği zaman oradan yakıtını alır, aynı şekilde geri döner. Fakat bizim ihracat gibi bir şeyimiz söz konusu değil.
- "Yıllarını İsrail zulmüne göz yumarak geçirdi"
"CHP Genel Müdürü iki gündür, Kürecik'teki radarın İsrail'e hizmet verdiğini söylüyor. Yalanını yüzüne çarptım ama utanacak, arlanacak yüz yok, cahillik paçalarından akıyor" diyen Erdoğan, Kürecik'teki radarın NATO'nun olduğunu ve Türkiye'nin savunmasına yönelik 4 üs kurulduğunu kaydetti. Suriye ile başlayan süreçte bunların kurulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bunun İsrail'e hizmet verme gibi bir durumu söz konusu olmadığı gibi, aynı zamanda İsrail'in de zaten buna ihtiyacı yok. Ondan daha ileri teknoloji zaten onlarda var" dedi.
Başbakan Erdoğan, İhsanoğlu ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllarını İsrail zulmüne göz yumarak geçirdi. Ona bir görev verdik, bir emanet verdik, gitti o emanete ihanet etti. Senden önce böyle bir aday çıkarmamız söz konusu olmadı, daha iktidarımızın yeni yıllarıydı, seni gösterdik ve kazandın. Sana bütün desteğimizi verdik, şimdi çıktın nankörlük yapıyorsun. 'Türkiye Gazze için bir şey yapmadı' diyorsun. Gözüne dizine dursun. Bunlar kibir abidesi. Türkiye'nin İslam Konferansı Örgütü'ne vermiş olduğu destek konusunda gelip 'şu kadar para veriliyor, benim burada başarılı olmam için buraya verilen desteği şuraya çıkarın' diyen sensin. Bunları nasıl görmemezlikten gelirsin?"
Erdoğan, İhsanoğlu'nun Gazze'ye ve Filistin'e, İslam İşbirliği Teşkilatı olarak hiçbir desteğinin olmadığını ifade ederek, Gazze'de, Filistin'de, oraya en fazla yardımı ve yatırımı yapan ülkenin Türkiye olduğunu, yaralıları da Türkiye'ye taşıyarak burada tedavilerinin yapılması için kapıları açtırmaya çalıştıklarını söyledi.
- "Adana'daki ihanet izah edilemez"
Mitingte, "Adana'daki tırların önünü kim kesti. Paralel yapı. Bir savcı kalkıp da miting tırlarının önünü kesemez, onu arayamaz. Fakat ne yazık ki, paralel yapının bir çok yerdeki uzantılarıyla bunu yaptılar. Bbunun hesabını verecekler, biz sabırlıyız" diye konuşan Erdoğan şöyle devam etti:
"Irak'taki Türkmen kardeşlerimizin de yanındayız. Kırım'daki Tatar kardeşlerimizin de yanındayız. Bu muhalefet Ankara'da miskinlik içinde yatarken biz dünyanın her köşesine, dünyadaki tüm kardeşlerimize, akrabalarımıza, Türk topluluklarına ulaşıyoruz. Peki bunlar ne yapıyorlar? İsrail'in, Pensilvanya'nın arkasına takılıyor, bizi engellemeye çalışıyorlar."
Başbakan Erdoğan İstanbul'daki operasyona da değinerek şu açıklamayı yaptı:
"Adana'daki ihanet izah edilemez. Bu Pensilvanya'nın savcıları, hakimleri, emniyet içindeki uzantıları Adana'da çok alçakça bir ihanet içinde bulundular. Şu anda bunların hesabı soruluyor. İstanbul operasyonu budur, şimdi hesap soruluyor. Bakın şimdi ortaya neler çıkacak neler! Çıkıyor birileri konuşuyor, diyorlar ki 'deliller ortaya çıkmadan bu tür şeyleri yapmak, onları almak doğru değil.' Onların canı yanmıyor ki, bizim canımız yanıyor. Onların sırtında yumurta küfesi yok."
"Şimdi bunların hepsi tek tek ortaya çıkacak. CHP ihanet şebekelerine yapılan operasyondan rahatsız olmuş. Varsın olsun. İhanet şebekelerine yapılan operasyondan monşer de rahatsız olmuş, varsın olsun. Benim diğer ülkelerin devlet başkanlarıyla yaptığı telefon görüşmelerini dinlemişler. Bakan arkadaşlarımın son derece önemli, son derece mahrem telefon görüşmelerini dinlediler. Sayın Mahmut Abbas ile yaptığımız telefon görüşmelerini dinlediler. Türkiye Cumhuriyeti bunun hesabını sorar ve soruyor" diye konuşan Erdoğan, "Sanmayın ki mesele sadece Gazze, Filistin meselesidir. Mesele Türkiye'nin bağımsızlığı meselesidir" dedi.
Erdoğan şunları kaydetti:
"Gezi olaylarını niye çıkardılar? İsrail'e nöbetçi olmayı reddeden bu hükümeti devirmek için çıkardılar. 17-25 Aralık operasyonunu niye yaptılar? Gazze için sesini yükselten hükümeti susturmak için yaptılar. İşte şimdi de ortak bir aday çıkardılar. İsrail zulmüne susan bir cumhurbaşkanı olsun diye piyasaya sürdüler. Bu ülke inşallah, İsrail'in, diğer zalimlerin nöbetçisi bir ülke olmayacak. Bu ülkeye hiç kimse istikamet çizemeyecek. Kendi gündemimizi kendimiz belirleriz. Kendi istikametimizi kendimiz çizeriz. İşte onun için 10 Ağustos çok önemli"
(Sürecek)