Fatih Erbakan: TUSAŞ'a düzenlenen saldırı terör örgütünün bir mesajıdır
YENİDEN Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "TUSAŞ'a düzenlenen saldırı terör örgütünün bir mesajıdır.
YENİDEN Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, "TUSAŞ'a düzenlenen saldırı terör örgütünün bir mesajıdır. Kanlı ve çok net bir biçimde silah bırakmaya niyetli olmadıklarını ortaya koymuşlardır. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli'yi bir dönem daha seçim kazanmak uğruna terör örgütleriyle anlaşmaya ve terörist başıyla pazarlık yapmaya değmez diyerek buradan bir kez daha uyarıyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak aslında idam cezasına yıllar önce mahküm olmuş eli kanlı bir teröristin bir bebek katilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne adım dahi atmasını asla kabul etmiyoruz" dedi.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında konuştu. Erbakan, TUSAŞ'a düzenlenen terör saldırısına ilişkin, "Saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimize Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. ve tüm milletimize başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Tabii İçişleri Bakanlığımızın yaptığı açıklamaya göre bu hain saldırıyı düzenleyen örgüt üyeleri, PKK terör örgütüne mensup kimseler olduğunu ifade ettiler. Tabii ki bizler terörü nereden kimden gelirse gelsin hangi amaçla neye hizmet ederek yapılıyor olursa olsun kınıyoruz, lanetliyoruz, asla kabul etmiyoruz. ve buradan hain emelleri herkesçe bilinen ihaneti tescilli bu PKK terör örgütünün milletimize ve devletimize asla diz çöktüremeyeceğini bir kez daha haykırıyoruz, ilan ediyoruz. Savunma sanayimizin göz bebeği olan bir kuruluş. Ankara'nın ortasında başkentte ve aynı zamanda buraya yapılan saldırı güpegündüz ve adeta teröristler ellerini, kollarını sallayarak yaptıkları bir saldırı olarak karşımıza çıkıyor. Tabii ki burada birtakım soruların sorulması lazım bir defa orada ilk etapta bir jandarma kontrol noktası var. Bu jandarma kontrol noktasından uzun namlulu kaleşnikof silahlarla bu teröristler nasıl geçtiler? Arkasından ikinci bir kontrol noktası daha var. Burada plaka tanıma sistemi de var. Bu ikinci kontrol noktasından nasıl geçtiler? Bir taksinin içerisinde ve uzun namlulu silahlarla. Maalesef bir güvenlik ve istihbarat zaafımız olduğu ve yetkililerin ifade ettiği gibi terörün de tam manasıyla bitirilmiş olmadığını bu saldırıyla bir kez daha görmüş olduk. Tabii ki bu zaafların giderilmesi, tedbirlerin alınması ve bu olayın çok yönlü bir şekilde soruşturulması gereklidir" diye konuştu.
'TERÖRLE MASAYA OTURULMAZ, PAZARLIK YAPILMAZ'
Erbakan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında 'PKK lideri Abdullah Öcalan'a umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması için çağrı yapmasına yönelik açıklamaları ile ilgili şunları söyledi:
"Terörist başı Abdullah Öcalan'ın istiklal harbimizi yürütmüş olan gazi meclisimize davet edilmesi ve umut hakkından istifade ederek serbest kalmasına yönelik çağrıdır. Böyle bir olay milletimizin terörle mücadelesine ve aziz şehitlerimizin hatırasına vurulmuş ağır bir darbedir. 40 sene boyunca Türkü'yle, Kürt'üyle bu kadar kayıplar verdik. Bu kadar şehitler verdik. Bu kadar mücadele yaptık. Güvenlik güçlerimiz, askerlerimiz gözünü, kolunu, bacağını kaybetti. On binlerce yavru yetim, öksüz kaldı. Eşler dul kaldı. Ekonomik, maddi, manevi, sosyolojik olarak ne büyük bedeller ödedik. Bütün bu mücadele, bütün bunlar bunun için miydi sorusu elbette ki soruluyor. Bu terör yüzünden en çok Kürt kardeşlerimiz zarar gördü. Örgüt onları haraca bağladı. Köylerini bastı, evlerini yaktı. Onlara zulmetti. O terör örgütünün eylemleri yüzünden bölgenin ekonomisi geri kaldı. İşsizlik, fakirlik aldı başını gitti. Sadece Türkler değil, sadece Batı'daki vatandaşlarımız değil, en çok da Doğu'daki vatandaşlarımız, Kürt kardeşlerimiz bu terör örgütünden zarar gördüler. Burada bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki, Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi ne Abdullah Öcalan ne PKK ne PYD ne YPG'dir ne de tek başına HDP'dir, DEM Parti'dir. Çözüm için bir muhatap aranıyorsa, Kürt halkının temsilcisi siyasi partilerdir. Bölgedeki STK'lardır, bölgedeki kadim aşiretlerdir. ve oradaki Kürt vatandaşlarımızın ta kendisidir. Yeniden Refah Partisi olarak doğrudan Kürt vatandaşlarımızın meşru muhatapların muhatap alınacağı bir çözüm sürecine elbette ki evet diyoruz. Bunu elbette ki destekleriz. Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi bizim herkesten daha çok istediğimiz bir husustur. Güvenlik güçlerimizden, kundaktaki masum bebeklere kadar 50 bin insanın kanı elinde olan bir bebek katilinin, bir teröristin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşturulması ve umut hakkından yararlanarak, özgürlüğüne kavuşturulması her şeyden önce devletimizi ve milletimizi aciz gösterir. Bu hususa özellikle dikkat çekiyorum. Böyle durum Türkiye'nin hayrına ve yararına değil bu bir acziyettir, teslimiyettir. Kırk yıllık mücadelemize ve şehitlerimizin aziz hatırasına yapılan bir saygısızlıktır. Kadınlar, çocuklar ve bebekler de dahil olmak üzere on binlerce şehidimizin kanı elinde olan terörist elebaşından yardım istemek son derece yanlış bir durum. Bu davet, bu çağrı ve böyle bir şeyin gerçekleşmesi bizim devlet olarak, millet olarak bu terörist başından yardım istememiz manasına geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni aciz gösterir. Ordumuzu, güvenlik güçlerimizi aciz gösterir. Bunun manası nedir? Efendim biz kırk sene sizinle mücadele ettik. Bütün kurumlarımızla, emniyetimizle, ordumuzla hükümetlerimizle ancak bu mücadelede başarılı olamadık. Onun için siz şimdi gelin bizi bu durumdan kurtarın. Siz bu çağrıyı yapın. Biz bunu başaramadık. Siz bu çağrıyı yaparak bizi bu durumdan kurtarın. Terörle masaya oturulmaz. Terörle pazarlık yapılmaz. Teröristlere söz verilmez. Teröristlerin sözüne güvenilmez."
'SAYIN ERDOĞAN VE SAYIN BAHÇELİ'Yİ UYARIYORUZ'
TUSAŞ'a düzenlenen saldırının terör örgütünün bir mesajı olduğunu ifade eden Fatih Erbakan, "Silah bırakmaya niyeti olmadığını açık bir şekilde terör örgütü bu saldırıyla ifade etmiştir. Kanlı bir biçimde ve çok net bir biçimde silah bırakmaya niyetli olmadıklarını ortaya koymuşlardır. İktidar kanadının attığı bu adımın bir anayasa değişikliği için DEM Parti'nin desteğini almaya yönelik bir adım olduğunu ve arkasından da belki tabii seçimlere yönelik olarak DEM Parti, AK Parti ve MHP ittifakının kurulması düşüncesinin olabileceğini ifade etmek istiyorum. Hatırlayacağınız üzere 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmak için Abdullah Öcalan'ın kardeşi devletin televizyonlarına çıkartıldı. Abdullah Öcalan'ın mektubu orada okutuldu. Bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni bile kazanacağız diye oradaki DEM Partili, HDP'li seçmenlerin desteğini alacağız diye bu adımlar atıldı. Şimdi de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha seçimi kazanalım. Bu Cumhurbaşkanlığı seçimini ve yeni sistemi bizim istediğimiz şekilde oluşturabilelim diye Abdullah Öcalan'dan bir medet umma durumuna geçtiklerini görüyoruz. Tabii iktidarın istekleri doğrultusunda olası bir anayasa değişikliği ve sonrasında yapılabilecek olası bir AK Parti, MHP, DEM Parti ittifakı Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir kez daha seçilmesine kolaylık sağlayacaktır. Tabii ki biz Yeniden Refah Partisi olarak siyasi partiler arasında ittifakların yapılmasına karşı değiliz. Bunu yadırgamıyoruz. Ancak Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli'yi bir dönem daha seçim kazanmak uğruna terör örgütleriyle anlaşmaya ve terörist başıyla pazarlık yapmaya değmez diyerek buradan bir kez daha uyarıyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak aslında idam cezasına yıllar önce mahküm olmuş eli kanlı bir teröristin bir bebek katilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne adım dahi atmasını asla kabul etmiyoruz" dedi.
'SAYIN CUMHURBAŞKANI'NIN BU KONUDAN HABERSİZ OLDUĞUNA İNANMIYORUM'
Erbakan, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın bilgisi olmadığını ifade ettiler. Türkiye'de maalesef ekonomi kayıt dışı. Bununla beraber dış ilişkiler kayıt dışı bu gibi müzakereler, bu gibi adımlar kayıt dışı, şeffaflık yok yeterli bilgilendirme özellikle meclise, diğer siyasi partilere, muhalefete ve milletimize, halkımıza, kamuoyuna yeterli bilgilendirme yapılmıyor. Kim neyi biliyor, kim neyi bilmiyor? Kim arasında ne konuştu da böyle bir adım atıldı, bunun arkasında ne var? Asıl amaç nedir? Bunlarla ilgili maalesef yeterli bilgilendirme yapılmıyor. Ancak tabii ben Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konudan habersiz olduğuna inanmıyorum. Daha basit konularda dahi Sayın Bahçeli'yle Sayın Cumhurbaşkanı sık sık istişare ederek birbirlerine haber vererek açıklamalar yaptığını, adımlar attığını biliyorum, biliyoruz. Hele hele böyle kritik, böyle önemli bir konuda böyle tarihi bir konuşmada Sayın Bahçeli'nin, Sayın Cumhurbaşkanından habersiz bilgisiz böyle bir adım atacağını zannetmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı da bir miktar daha bekleyip görme stratejisini uyguluyor diye düşünüyorum. Tepkiler ne olacak? Kamuoyu bunu nasıl değerlendirecek? Onun arkasından da kendisi de pozisyonunu ifade edecek diye değerlendiriyorum" diye konuştu.