Diyarbakırlı aktivist Fatih Hatipoğlu'ndan Tuncer Bakırhan'a açık mektup
Diyarbakırlı aktivist Fatih Hatipoğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'a mektup yazdı. Hatipoğlu mektubunda, "Öcalan, Marx'ın son yazmak istediği kitabı ben yazacağım" dediğini aktarırken, yüzünüzdeki ciddiyet ve inanmışlığınız da hakikatten ibret verici." dedi.
Diyarbakırlı aktivist Fatih Hatipoğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'a mektup yazdı. Hatipoğlu mektubunda şu ifadelere yer verdi: "Sayın Bakırhan merhaba, sizi baba yurdumuz Siirt'te Belediye Başkanı olduğunuz günlerden beri tanıyorum. Tülay hanımla birlikte DEM'in başına geçtiğinizden bu yana her Kürt gibi ben de sizleri dikkatle, hayretle ve çoğu zaman da ibretle takip ediyorum.
"HAKİKATEN İBRET VERİCİ"
Gazeteci Ruşen Çakır'a konuk olduğunuz söyleşinin bir yerinde "Öcalan, Marx'ın son yazmak istediği kitabı ben yazacağım" dediğini aktarırken, yüzünüzdeki ciddiyet ve inanmışlığınız da hakikatten ibret verici. Kürt milletini infiale, sükutu hayale ve hüsrana uğratan açıklamalar konusunda mevkidaşınız Tülay hanımla ve Batman Belediye Başkanınız Gülistan hanımla aranızda sanırım bir rekabet var.
"KÜRTLERİN KOMÜNİST MANİFESTOLARA İHTİYACI YOK"
Sayın Bakırhan, Kürtlerin Ehmedê Xanî gibi bilge ve filozofları, Selahaddin-î Eyyubî gibi sultanları ve hükümdarları, İdris-î Bitlisî gibi akil insanları ve devlet adamları, Yusuf Azizoğlu gibi siyasetçileri varken neden sürekli Marx, Lenin, Che, Mahir, Deniz gibileri üzerimize boca ediyorsunuz? Kürtlerin komünist manifestolara, sosyalist fantezilere, devrimci distopyalara ihtiyacı yok. Küba ve Kuzey Kore gibi olmak istemiyor Kürtler. İran ve Afganistan gibi de olmak istemiyor. Medeni milletlerin elde ettiği saygınlığa, haklara ve standartlara erişmek istiyor.
"KÜRTLER SOSYALİST BİR DEVRİM HAYALİ İLE SİZE OY VERMİYOR"
Sayın Bakırhan, sandığa giden Kürtler, sosyalist bir devrim gerçekleştirme hayali ile size oy vermiyor? Saçma sapan feminist yorumlarınıza destek vermiyor. Din, Aile, Devlet, Kültür, Milli bilinç konularındaki pervasızlığınıza asla teveccüh göstermiyor. Soğuk savaş döneminde kalan, dünyada tedavülden kaldırılan ve bugünün iç ve dış politikasında asla geçerliliği olmayan sol ve anarşist jargon ve literatürünüzü de anlamıyor. Bir milleti bir sınıfa indirgemenizden, kadim binlerce yıllık tarihi ve mücadeleyi iğdiş etmenizden, kutsal olan her şeyi dünyevileştirmenizden, haklı ve meşru olan siyasi ve sivil zemini militarize etmenizden de bıktık.
Devletin çözümsüzlüğü aşmak ve yeni bir dönem başlatmak için açtığı yeni ve temiz sayfaya güzel üç satır yazı yazamamak akıl tutulmasıdır, basiretsizliktir ve iş bilmemezliktir. Kürtlerin sürekli muhalif bloka konumlayan, iktidarı devirmek için motive eden, sürekli sandıkta kaybeden, seçmenin talepleri ve mağduriyetleri yerine iktidar savaşında yanlış ve gereksiz yerde pozisyon alan bir politik akıl neden muvaffak olsun?! Bu akıl kaybetmeye mahkumdur.
"ABSÜRT AÇIKLAMALARLA NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ?"
Sayın Bakırhan, 22 Ekimden bu yana Genel Başkan olarak şahsınız ve parti yetkilileriniz Külliye, Ak Parti, MHP, Hüdapar, KDP Genel merkezlerini ziyaret ederek, İmralı ve Edirne'ye heyet göndererek, ABD, Rusya, İran ve İsrail büyükelçiliklerine vekillerden oluşan bir heyet yollayıp sürecin önemi anlatılarak, Kürt kamuoyunu yeni dönem için hazır hale getirerek, CHP ve muhalif siyasetle araya mesafe koyup iktidar blokuna geçmenin işaretlerini vererek, şehir şehir gezip barışı ve çözümü anlatarak, ülkenin en büyük medya kuruluşlarıyla, sivil toplumla ve finans çevreleriyle görüşmeler tertip ederek, karşı tarafa güven verecek jestler yaparak süreci rasyonel ve iyimser bir zemine oturmak varken hala CHP ile müttefikliğe devam ederek, küçük ve küsüratlı muhalif partilerin ayağına giderek, radikal, marjinal ve iktidar karşıtı muhalif kanallara konuk olarak ve absürt açıklamalar yaparak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Yeni dönemin ruhunu ve kodlarını anlamamak bir yana sabote ettiğinizin farkında mısınız?
Sayın Bakırhan,10 yıl önceki tarihi fırsatlar siyasi ferasetsizlikler yüzünden heba ve heder edildi. Kürtlerin ne 10 yıl daha ne de 100 yıl daha kaybedecek zamanı ve sabrı kalmadı. İdeolojilerle, radikal ve yıkıcı muhalefet diliyle, kör inatla hareket edersek kaybetmeye devam ederiz. Kürtlerin menfaati ve maslahatı her şeyin üstündedir. Akılla hareket edersek her halükarda kazanırız. Kürtleri, CHP'nin piyadesi yapacak her proje bizim aleyhimize olacaktır. Hem içerde hem dışarda kazanacak tarafta yer almamızın vakti geldi geçiyor. Saygılarımla."