Gazeteci Yazar Uğur Mumcu'nun Ölümünün 20. Yılı
DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Uğur Mumcu davası, failler bulununcaya kadar zaman aşımına uğramamalıdır" dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Uğur Mumcu davası, failler bulununcaya kadar zaman aşımına uğramamalıdır" dedi.
Mumcu'nun ailesini parti yöneticileriyle birlikte evinde ziyaret eden Türker, Mumcu'nun eşi ve TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, kızı Özge Mumcu ve oğlu Özgür Mumcu'ya taziye dileklerini iletti. Masum Türker, Mumcu'nun evine yaptığı taziye ziyaretinin ardından Uğur Mumcu Sokak'ta düzenlenen törene katıldı. Masum Türker, bir gazetecinin "Mumcu'nun failleri hala bulunamadı. Bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Uğur Mumcu araştırarak ve bilgiye dayanarak yazılarını yazan, iddialarını araştırmalarının sonucunda somut bilgilerle ortaya koyan bir yazar, değerli bir düşünce adamıydı. Uğur Mumcu cinayetinin faillerinin geçen 20 yıl içinde bulunmaması, bu sokakla ilgili olarak yapılmak istenen işlemler göstermektedir ki Uğur Mumcu'nun isminden bile hala korkar haldedirler. Çünkü araştıran, gerçek bilgiye dayanan yazılar yazan Mumcu, onların en çok korktuğu ve tehlike olarak gördüğü bir insandı. Uğur Mumcu ülkesini seven bir insandı. O yüzden Türkiye aleyhine olan insanlar için tehlikeydi. Geçen 20 yıl içinde görüyoruz ki Mumcu'nun yazdıkları bir bir ortaya çıkıyor. 20 yıl önce yazdıkları günümüzde yaşanan her bir olaya bağlı olarak yayınlandığında bile sanki bugün yaşıyormuş da değerlendirme yapıyormuş gibi algılanabiliyor. Bu da onun ne kadar öngörülü ve ufku geniş biri olduğunu gösteriyor. Uğur Mumcu'nun cenaze töreninin yapıldığı o yağmurlu günü hatırlıyorum… O gün o büyük kalabalığın yaşadığı hissiyat, bugün burada hala yaşanıyor."
20 yıllık sürecin ardından cinayetin gerçek faillerinin bulunamadığını ve Mumcu'nun patlamada parçalanan arabasının ailesine verilmek istendiğinin sorulması üzerine ise Türker, "Eğer gerçekten bir Ergenekon varsa, derin devlet yargılanıyorsa, bu olayın gerçek faillerin de bulunması gerekiyor. Bu durum gösteriyor ki Uğur Mumcu'nun, Ahmet Taner Kışlalı'nın, Bahriye Üçok'un ve bu çizgide olanların failleri bulunmayacak. Türkiye'de rejim kavgası yapıldığı için Cumhuriyet değerlerini savunanların failleri, bulunmuyor. Onun boşluğu doldurulamadı. Ancak görüyoruz ki onun ülke adına taşıdığı endişeler, yıllar önce yazdığı olaylar bugün bir bir gerçekleşiyor" diye konuştu.
Uğur Mumcu'nun yanı sıra onunla aynı çizgide olan ve cinayete kurban giden aydınların faillerinin yeterince araştırılmadığına dikkat çeken Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu da gösteriyor ki, aslında failler bugünkü zemini hazırlayanlardır. Bugünkü zeminin içinde aktör olanlar bu konuda herhangi bir eylemde bulunmuyorlar. Aslında failleri bulmaları kolay. Zaman zaman bunlar gündeme geldi, bulunacak noktaya geldi, fakat yine kaçırıldı. Uğur Mumcu'nun faillerini de hiç bulamayacaklar. Çünkü Uğur Mumcu onların kim olduğunu keşfetmiş, onları tanımıştı. Ama bir gerçek var, Uğur Mumcu'nun yürüdüğü yol ve düşünce metodolojisi devam ediyor ve edecek."
Masum Türker, ortadan kaldırılmak istenenin sadece Uğur Mumcu olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerleri olduğunu belirterek, "Onlar Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerini, halkın çıkarlarını, ulusal çıkarları koruyanları bu yüzden hedef haline getirdiler ve Uğur Mumcu'yu da bu yüzden öldürdüler. Uğur Mumcu'nun arabasını ailesine vermek istemeleri, 'Artık failleri araştırmayın, alın arabayı' anlamı taşımaktadır. Bu bile Türkiye adına utanç vericidir" diye konuştu.
Mumcu davasının zamanaşımına uğramasının sözkonusu olduğunu anımsatan ve bu konuda görüşlerinin sorulması üzerine ise Türker, şunları kaydetti:
"Bu davanın zaman aşımından düşmemesi gerekir. Bugün geçmişe yönelik davaları ele alabiliyorlarsa bu konuda bir yasal düzenleme yapıp Mumcu davasını sürdürmeleri gerekir. Uğur Mumcu'nun davası yalnız Uğur Mumcu'nun katillerini bulmak, Uğur Mumcu'nun ailesi adına bunu sorgulamak için açılmış bir dava değildir. Mumcu davası Türkiye için bir kamu davasıdır. Bu davanın muhakkak failler buluncaya kadar sürdürülmesi, zaman aşımına uğramaması gerekir." - ANKARA
