İsipab Türk Grubu Başkanı Atalay Açıklaması
"El Fetih ile Hamas arasında gerçekleşen ittifak sebebiyle morali bozulan İsrail, öfkesini, yeryüzünün en daracık zindanına dönüştürdüğü Gazze'ye vahşice saldırılarıyla hem de bütün dünyaya meydan okurcasına Filistintiler'i bu ittifaka pişman ettirerek dindirmek istiyor"
İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, "El-Fetih ile Hamas arasında gerçekleşen ittifak sebebiyle morali bozulan İsrail, öfkesini, yeryüzünün en daracık zindanına dönüştürdüğü Gazze'ye vahşice saldırılarıyla hem de bütün dünyaya meydan okurcasına Filistintiler'i bu ittifaka pişman ettirerek dindirmek istiyor" dedi.
Bir grup AK Parti'li milletvekili ile birlikte açıklama yapan Atalay, İsrail'in, ötekilerle barışık yaşama imkanının asla kalmadığının açık olduğunu kaydetti.
"Keza yarım asrı aşkın tarihinde, hangi mazeret ve yalanlara sığınırsa sığınsın İsrail'in asla vazgeçemeyeceği geleneksel politikasında bir değişiklik beklemek safdillik olacaktır" ifadesini kullanan Atalay, şunları söyledi:
"Çünkü bağımsız bir Filistin devletiyle sonuçlanacak her bir sürece vahşice saldırmak, Kudüs'ün en küçük bir parçasından dahi vazgeçmemek, diasporadaki Filistinliler'in dönüşünü engellemek, işgal ettiği topraklarda yeni Yahudi yerleşimlerini sürdürmek ve su başta olmak üzere tabii kaynakların bulunduğu toprakları ne pahasına olursa olsun elde tutmak onun yegane varlık sebebi olduğu asla unutulmamalıdır. Nitekim en sağından en soluna liberalinden dincisine kadar iktidara gelen her hükümetin aynı politikayı izlemesi bu yüzdendir. Bundan ödün verenlerin sonu ise 1995'de fanatik bir dinci tarafından öldürülen İzak Rabin'in akıbeti gibi olacaktır.
Son günlerde Filistin direniş tarihinde önemli bir parametre olan El-Fetih ile Hamas arasında gerçekleşen ittifak sebebiyle morali bozulan İsrail, öfkesini, yeryüzünün en daracık zindanına dönüştürdüğü Gazze'ye vahşice saldırılarıyla hem de bütün dünyaya meydan okurcasına Filistintiler'i bu ittifaka pişman ettirerek dindirmek istiyor.
Bu vahşetin mimarı katil Netanyahu'nun 'sivilleri yanlışlıkla vuruyoruz' ifadesi, açık bir yalan olmanın ötesinde esasında insanlığın zekası, hafızası ve vicdanıyla alay etmekten başka bir anlamı yoktur. Zira İsrail'in kurulduğu günden bu yana katlettiği insanların yüzde doksanının sivillerden oluştuğunu bilmeyen mi kaldı? Keza İsrail'in sivillere yönelik katliamlarında hiçbir yanlışlığın olmadığı, aksine bu katliamların tıpkı diğerleri gibi son derece bilinçli ve sistematik yapıldığını da...
Düşman diye tanımlanan Filistinliler'e ilişkin asker sivil, genç yaşlı, kadın erkek, insan hayvan hatta bitki diye bir ayırıma dahi gitmeksizin karşı tarafta yer alan her canlıyı yok etmek artık İsrail için kutsal birer görev olmuştur.
O nedenle her kim ne derse desin bugün insanlık için en büyük tehlike, ötekisine karşı kalbine kutsal kitabından kan çekip, kin kusan, ölüm yağdıran Siyonizm tehlikesidir. Başta Ortadoğu olmak üzere dünyada hiç kimsenin bu tehlikeyi görmezlikten gelmek veya onunla yüzleşmek için yarınları beklemek gibi bir lüksü olamaz." - TBMM