İstanbul Kazancı Yokuşu'nda 1 Mayıs 1977'de katledilenler anıldı
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğündeki sendikaları ve meslek örgütleri temsilcilerinin Kazancı Yokuşu'ndaki anmanın ardından yapmak istedikleri Şişhane'ye yürüyüş ise polis barikatıyla engellendi.
İstanbul kazancı Yokuşu'nda 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda katledilenler anıldı. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) öncülüğündeki sendikaları ve meslek örgütleri temsilcilerinin Kazancı Yokuşu'ndaki anmanın ardından yapmak istedikleri Şişhane'ye yürüyüş ise polis barikatıyla engellendi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Bu barikatlar; işçiden alıp patrona veren, fakirden alıp, zenginin kasasını dolduran bütün çarkları, zengini daha zengin, yoksulu daha yapmak için döner ve milli gelirden, işçi sınıfının emekçilerin aldığı payı Cumhuriyet tarihinin en düşük düzeyine, yüzde 25'lere kadar düşüren düzeni anlatıyor bize" dedi.
DİSK, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda katledilenleri andı. "1 Mayıs Tertip Komitesi'nin karanfil bırakmasıyla başlayan Kazancı Yokuşu'ndaki anmaya, sol, sosyalist partilerin temsilcilerinin yanı sıra HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Musa Piroğlu ve Züleyha Gülüm de katıldı.
"Yaşasın 1 Mayıs", "Faşizme karşı omuz omuza", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganlarının atıldığı anmaya katılanların, Şişhane'deki anma için yapacakları yürüyüş ise polis barikatıyla engellendi. Burada bir konuşma yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu yılki 1 Mayıs'ın Taksim'in yasaklandığı son 1 Mayıs olacağını söyledi. Polis barikatına tepki gösteren Arzu Çerkezoğlu şunları söyledi:
"1977'DE YİTİRDİĞİMİZ KARDEŞLERİMİZİ ANMAK SADECE BİR ANIYI VE GELENEĞİ YAŞATMAK DEĞİL: Her yıl 1 Mayıs'ta burada olmak Taksim'de Kazanca yokuşunda olmak 1977'de yitirdiğimiz kardeşlerimizi anmak sadece bir anıyı ve geleneği yaşatmak değil. Aynı zamanda geleceğe dair aynı zamanda ülkemizin aydınlık geleceğini kurmaya dair kararlılığımızı ve irademizi ortaya koyması açısından da önemli. Hepimizin bildiği gibi 1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü. 1 Mayıs yılın 364 günü çalışan, üreten, bu ülkenin ve dünyanın tüm değerlerine ve güzelliklerini yaratanların, işçi sınıfının emekçileri yılın bir günü kendi talepleriyle, kendi mücadele azmiyle, kararlılığıyla gelecek dünya güçleriyle alanlarda olduğu gün.
BU BARİKATLAR İŞÇİDEN ALIP PATRONA VEREN, FAKİRDEN ALIP, ZENGİNİN KASASINI DOLDURAN ÇARKLARI ANLATIYOR: Bu barikatlar, demokrasinin son kırıntılarını da ortadan kaldıran, tümüyle haksız, hukuksuz, baskıcı, otoriter düzenin simgesidir aynı zamanda. Evet bu barikatlar çok şey anlatıyor. Bu barikatlar işçiden alıp patrona veren, fakirden alıp, zenginin kasasını dolduran bütün çarkları anlatıyor. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönen ve milli gelirden işçi sınıfının, emekçilerin aldığı payı Cumhuriyet tarihinin en düşük düzeyine, yüzde 25'lere kadar düşüren bu düzeni anlatıyor. ve bu barikatlar, açlık sınırının 10 bin liraya dayandığı bir ülkede milyonlarca işçinin, 8 bin 500 lira asgari ücretle yaşamaya mahküm edilmesini, enflasyonun, gıda enflasyonunun resmi rakamlarla bile yüzde yüzleri bulduğu, soğanın kilosunun 30 lira olduğu bir ülkede lüks ciplerle, saray gibi uçaklarla gezip, bunlarla öğünenlerin zihniyetini anlatıyor. Bu barikatlar, bu ülkenin en önemli kurumlarından istatistik kurumlarından birisi olarak TÜİK'in enflasyonu sürekli düşük göstererek soframızdaki ekmeği çalmasını anlatıyor. Bu barikatlar çok değil, son birkaç yılda 5,5 milyon olan işsize çoğunluğu genç olmak üzere 3,5 milyon yeni işsiz eklenmesine sebep olan ama diğer taraftan da kendi hısım akrabasına üçer beşer maaş bağlayanları anlatıyor. Bu barikatlar, sendika hakkımızı, örgütlenme hakkımızı bin bir engelle ortadan kaldıran, grevlerimizi yasaklayan ve üstelik grevleri yasaklamaya yeminli bir zihniyetle öğünenleri anlatıyor.
GELECEK YIL TAKSİM MEYDANI'NDAYIZ: Bugün burada bizlerle birlikte olamayan tüm sınıf kardeşlerimizle birlikte söz verelim. Gelecek yıl Gezi Parkı'nda buluşup yitirdiğimiz evlatlarımızın adını taşıyan ağaçların arasından kol kola yürüyecek ve hep birlikte 1 Mayıs Meydanı'mıza, Taksim Meydanı'na gireceğiz ve herkesi bu 1 Mayıs meydanlarında bu inançla ve bu kararlılıkla buluşmaya çağırıyoruz. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten işçi sınıfını, emekçileri, kadınları, gençleri, bütün sınıf kardeşlerimizi kötülükle iyilik, riyayla dürüstlük, hoyratlıkla hoşgörü, yalanla, doğru, arsızlıkla, tevazu, hırsızlıkla alın teri, zorbalıkla adalet ve istibdatla hürriyet arasında seçim yapacağımız 14 Mayıs'ta ve ondan önce de 1 Mayıs meydanlarında eşitlik için, adalet için, barış ve kardeşlik için, demokrasi için, demokratik sosyal bir cumhuriyet için ve ülkemizin aydınlık geleceği için hep birlikte yan yana omuz omuza almaya çağırıyoruz. Yaşasın 1 Mayıs."