Kılıçdaroğlu: ''O acılar bizim ortak acımızdır'' -
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "(Berkin Elvan ve Burak Can Karamanoğlu'nun ölümü) O acıyı yaşayanlardan birisi olarak söylüyorum, Allah kimseye evlat acısı vermesin.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "(Berkin Elvan ve Burak Can Karamanoğlu'nun ölümü) O acıyı yaşayanlardan birisi olarak söylüyorum, Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sadece Berkin hayatını kaybetmedi. Ertesi gün bazı olaylar oldu. Burak Can, o da hayatını kaybetti. O da bizim evladımız, o da bizim çocuğumuz" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Gebze mitinginde yaptığı konuşmada, huzurlu ve barış içinde yaşayan bir Türkiye istediklerini ifade ederek, bir daha Gebze'ye Başbakan olarak gelmeyi arzuladığını söyledi.
En büyük güvencesinin halk olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Gebze'nin son 15 yılda en hızlı gelişen ilçelerden biri olduğunu kaydetti.
Kılıçdaroğlu, Gebze'de Kocaeli nüfusunun önemli bir kısmının yaşadığını ve burada onbinlerce işçinin çalıştığını dile getirerek, "alın terinin merkezi" olan Gebze'de insanlarla buluşarak Kocaeli'nin sorunlarını burada tartışmak istediklerini bildirdi.
Hiçbir provokasyona prim verilmemesi için geçen dönemde yazılı açıklama yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Çünkü, 'abbas yolcu' provokasyon yapıyor. Milleti bölüyor. Asla bölünmeyeceğiz. Beraber olacağız, ister güneyde, ister kuzeyde. Bölünmeyeceğiz ve provokasyona asla ve asla prim vermeyeceğiz. Bakınız geçen gün, gencecik çocuğumuz 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Babalarımız bize şunu öğretti; 'Allah kimseye evlat acısı vermesin". O acıyı yaşayanlardan birisi olarak söylüyorum, Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sadece Berkin hayatını kaybetmedi. Ertesi gün bazı olaylar oldu. Burak Can, o da hayatını kaybetti. O da bizim evladımız, o da bizim çocuğumuz. Askerden yeni gelmişti. 22 yaşında annesinden izin istiyor, 'anneciğim dışarıya çıkacağım' diye, 'çık olaylara bulaşma diyor' ama önce elektrikler söndürülüyor, ondan sonra provokasyon yapılıyor ve Burak Can hayatını kaybediyor. Buradan açıkça söylüyorum, bütün Türkiye'ye 'başınız sağolsun' diyorum, ölen her çocuk bizim çocuğumuzdur. Aynı gün Elazığlı bir hemşehrimiz de Tunceli'de hayatını kaybetti. 'Sıkılan bir biber gazlarından etkilendiği' ifade ediliyor. Kalp krizinden öldüğü açıklandı. O polis kardeşimin ailesine de başsağlığı diliyorum. Ona da 'Allah rahmet eylesin' diliyorum. İnsanımızı seviyorum. Ülkemi seviyorum, bana oy versin, vermesin bütün vatandaşlarımı başımın üstünde taşımaya hazırım."
Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman ayrılık, gayrılık yapmadığını, hiçbir yerde "sen neden bu partiye oy vermedin? hadi buradan çık" diye bir lafın ağzından çıkmadığını anlatarak, demokrasiye inandığını kaydetti.
İsteyen vatandaşın istediği partiye oy verebildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ama bu 'memleketi soyan zat', geçen açıklama yapıyor. Diyor ki 'falan işverenin mağazasından alışveriş yapmayın' yahu sen ülkeyi mi yönetiyorsun, yandaşlarını mı yönetiyorsun. O nedenle ben buna ne diyorum 'baş çalan' diyorum." ifadesini kullandı.
- "Size bir saldırı yapılırsa asla ve asla karşılık vermeyin"
Bu bölgenin sanayinin başkenti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sanayicilere seslenerek, asla ayrımcılık yapmayacağını söyledi.
"Ben sadece birşey bekliyorum. Üretin, istihdam yaratın, fabrikalar çalışsın, bacaları tütsün, siz şu görüştensiniz ya da bu görüştensiniz diye ayrım yapmayacağım" diyen kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün sanayicileri ve işçileri kucaklayacağım, onlar ürettikçe ben gurur duyacağım. Ayrılık ne demektir. İş veren kardeşlerime sesleniyorum, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bizi eleştirdiğiniz zaman ertesi gün kapınıza vergi müfettişleri gelmeyecektir. Tam tersine eleştirilerinizi dikkatle izleyeceğiz. Dikkatle değerlendireceğiz. Çünkü biz baskı kurmayacağız. Biz özgürlükten yana bir partiyiz. Herkes konuşsun, konuşan Türkiye'yi savunacağız. Herkesin düşüncesini özgürce açıkladığı bir Türkiye ne güzel. En büyük arzumuzun bu olması gerekir. Birlikte yaşayacağız bu topraklarda. Hava ne güzel, bir bahar havası. 30 Mart'ta sandığa gideceğiz. Bir bahar havası içinde gideceğiz, bir demokrasi şöleni içinde gideceğiz. Herkes oyunu kullanacak, demokrasimizi biraz daha pekiştireceğiz. En büyük arzum bu. O nedenle söylüyorum, 'abbas yolcu' provokasyon çıkarmaya çalışacaktır. Milleti birbirine düşürmeye çalışacaktır, çok dikkatli olmanız gerekiyor. Sizden özellikle isteğim bu, çok dikkatli olun. Size bir saldırı yapılırsa asla ve asla karşılık vermeyin. Bekleyin, ayın 30'u gelecek ve demokrasiyi yaşatacağız bu ülkede. Beraber mücadele edeceğiz."
- "İşsizliği yeneceğiz"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de olduğu gibi Gebze'de de işsizliğin olduğunu anlatarak, 12 yıldır iktidarda olanların "ben işsizlik sorununu çözeceğim" diye bir cümle kurmadıklarını söyledi.
Bir evde işsizlik olduğu zaman orada huzurun olmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, her evde insanların çalışması gerektiğini kaydetti.
CHP iktidarında ilk mücadelelerinin işsizlik olacağını ve işsizliği yeneceğini belirten Kılıçdaroğlu, her türlü kaynağın Türkiye'de bulunduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, işsizliğin Türkiye'nin en temel sorunlarından birisi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Daha özgür bir Türkiye istiyor musunuz, Barış içinde yaşayan bir Türkiye istiyor musunuz, Huzur içinde yaşayan Türkiye istiyor musunuz, Herkesin işi ve aşı olsun istiyor musunuz? Hiç kimse etnik kimliğinden ötürü ötekileştirilmesin istiyor musunuz, Hiç kimse inancından ötürü ötekileştirilmesin istiyor musunuz, Kadınların başörtüsü üzerinden siyaset yapılmasın istiyor musunuz? Yer belli, yer, Cumhuriyet Halk Partisi. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, halkın partisidir. Neden ülkede işsizlik var. Türkiye neden saman ithal ediliyor. Türkiye neden kurbanlık koyun ithal ediyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez, bir hükümetin bir devleti soyduğuna tanık olduk. Herkes bunu bilmeli. Götürülen paranın miktarı, 85 milyar avro. Türk lirasıyla 247 milyar, eski parayla 247 katrilyon. Niye işsizlik var, onların çocuğu işsiz mi? Ama vatandaşın çocuğu işsiz. Onların çocuklarının yatak odalarında milyarlar var. Gebze'deki kahveci Mehmet efendinin oğlunun yatak odasında para var mı? O zaman hep beraber şunu soracağız, Türkiye'de temiz siyaset istiyor musunuz? Kul hakkı yemeyen bir siyaset istiyor musunuz? Tüyü bitmeyenlerin iktidar olduğu bir düzeni istiyor musunuz? O zaman yine adresiniz belli, halk için çalışan, insanı ötekileştirmeyen, herkesi kucaklayan bir yönetime evet diyor musunuz? Adres, Cumhuriyet Halk Partisi."
- "Hukukun üstünlüğüne inanacağız"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin önemli sorunları arasında taşeron işçiliğin de bulunduğunu anlatarak, bunun Kocaeli'de çok yaygın olduğunu söyledi.
CHP iktidarında taşeron işçilik olmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Herkes alın teriyle çalışacak. Bir kişinin güvencesi, bir başkasının 2 dudağı arasında olmayacak. Hukukun üstünlüğüne inanacağız. Avrupa Birliği'ndeki işçilerin hangi güvenceleri varsa aynısı Türkiye'de de olacak. Bu sözümdür. Bakınız, Türkiye'deki olaylarda yaşamını yitiren bütün çocuklarım için ailelere ve Türkiye'ye başsağlığı diliyorum. O acılar ortak acımızdır. Bunları paylaşarak azaltacağız. Allah aşkına bu 'baş çalanın' siz başsağlığı dilediğini duydunuz mu? Ülkeyi bölüyor. Bölücü başı o, Türkiye'yi bölüyor. İnsanları kamplaştırıyor, sakın olaki kamplaşmayacaksınız. Herkesi kucaklayacaksınız. Bir gerçeği ifade etmek isterim. Sakın olaki, AK Parti'ye oy verenleri eleştiriyorum diye algılamasınlar. Elbetteki her partiye oy verebilir ama devleti soyan bir çeteyi eleştiriyorsam onlar da benim bu duyarlılığa hak versin. Devleti soyan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bakın bunlardan birisi diyor ki, 'şu iş adamının mahkum edilmesi lazım' kime söylüyor Adalet Bakanı'na. Sen hakim misin? Yine aynı şekilde Eski Başbakanlık Müsteşarı şimdi İçişleri Bakanı oldu. Yalakalığından ötürü oldu. Efkan Ala, diyor ki 'Savcının yazısını yırt ve çöpe at, o savcıyı hemen gözaltına alın ve tutuklayın'. Sen kimsin yahu, bu devlet hukuk devleti değil mi? Şimdi yeni haber geldi, diyor ki 'Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na bir liste gönderdiği söyleniyor ve bunları 24 saat izleyeceksin' diyor. Buradan Telekomünikasyon İletişim Başkanına açık çağrı yapıyorum. Sakın olaki, yasa dışı işlere bulaşma, sakın olaki, bu kurumun saygınlığını yıpratma, bu benim en büyük arzumdur. Yaparsan hesabını verirsin, yaparsan hesabını sorarım."
(Sürecek)