Ağırdır: AK Parti Yüzde 40'ın Altında Alırsa Saldırganlaşır
AK Parti adına anketler yapan KONDA'nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, "AK Parti yüzde 40'ın altında kalırsa saldırgan bir tutum sergiler." dedi.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır 30 Mart yerel seçimlerinde AK Parti için önemli olanın oy oranı yüzdesi olduğunu söyledi.
Seçimler öncesi her türlü ihtimalin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Ağırdır "40'ın altında kalırsa, cumhurbaşkanlığı seçimini risk altında göreceği için bu sefer de tam tersi, daha saldırgan bir dile dönebilir. Veya üç dönem kuralını değiştirip, 'hodri meydan, partinin başındayım devam ediyorum' diyebilir Erdoğan. O zaman daha gerilimli bir yere doğru gideriz" dedi.
Ağırdır'ın Evrensel gazetesinden Serpil İlgün'e verdiği röportajın ilgili bölümleri şöyle:
30 Mart sonrasına dair birtakım senaryolar üretiliyor. "AKP yüzde 40'ın üzerinde alırsa şöyle olur, altında olursa şöyle olur" öngörüleri... Her iki duruma ilişkin sizin analiziniz ne?
Ben üçe ayırıyorum. AK Parti, yüzde 45'in üzerinde alırsa, cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici gücün kendisinde olduğu bir kere daha tescil edilmiş olur. Bu elini rahatlatacağı için şöyle bir sonuç üretebilir; Ak Parti evrensel değerlere göre değil ama kendisine göre radikal bir demokratikleşme hamlesi yapabilir. Çünkü toplumsal gerilim yükseliyor. Sonuçta her gün masalarına gelen istihbarat raporlarından görüyorlardır gerilimi.
"YÜZDE 45'İN ÜZERİNDE OY ALIRSA..."
Toplumsal gerilimin yükseldiği görüldüğü halde neden düşürmeye değil, yükseltmeye, ayrıştırmaya dönük işler yapılıyor?
Kendisini saldırı altında hissettiği için savunma hattını genel siyasetten kurdu. Diyelim yolsuzluk meselesinde, "bunlar mahkemenin meselesi, gidin aklanın" demeyi tercih etmedi, her şeyi siyasi bir operasyon olarak gördü. Her şeyi, ölüm kalım dili üzerinden tartıştırıyor. Bu Ak Parti'nin paradokslarından biri ama bu kutuplaşma hâlâ yüksek oy desteği getiriyor olduğu için siyaseten bunu sürdürüyor. Eğer yüzde 45'i aşan bir oy oranı yakalarsa yerel seçimlerde, "Bu gerilimi artık bir durdurmak lazım" ya da "en azından odun atmayalım ateşe" diyebilirler. Elbette "bir anda demokratikleşme hamlesi yapılacak" demiyorum ama kendi vizyonları içinde yapabilecek kadar bir demokratikleşme hamlesi yapabilirler. Biraz da AB beklentisine bağlı olarak, çünkü Almanya ve Fransa yeni fasılları açma iradesi gösterirken eminim bir beklentileri var. "Siz de yeniden Avrupa'yı düşünün" demişlerdir doğal olarak.
"SOKAKTA İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ HAVASI YOK"
Yani Erdoğan'la birlikte yürümek istemeyen uluslararası güçlerle, Erdoğan arasında yeni bir mutabakat mı oluşacak?
Evet. Yeni devlet aklında Türkiye'de bir iç zımni mutabakat olduğu gibi dünyada da Ak Partili Türkiye konusunda yeniden bir zımni mutabakat oluştuğunu sanıyorum. Çünkü Suriye meselesi bütün dünyaya gösterdi ki en kanlı diktatör bile olsa, eğer karşısında toplumu arkasına alan bir ideal, bir ütopya yoksa yalnızca itiraz bir sistemi yıkmaya yetmiyor. 17 Aralık'tan sonra bütün bu ortalığa dökülenlere rağmen, sokakta bir iktidar değişikliği havası var mı? Yok. Hâlâ Ak Parti belli bir oranda desteğini sürdürüyor. Hâlâ siyasi rekabet eksik. Desteğin sürmesi sadece Ak Partinin başarısı değil, biraz da muhalefet partilerinin başarısızlığından. Bu tablodan baktığınız zaman Ak Parti'siz ya da Erdoğan'sız Türkiye senaryoları yazabilirsiniz ama pratik olarak Türkiye, yönetim krizi yaşamasına tahammül edilir bir ülke değil. Ne ekonomik büyüklüğü ile ne nüfus büyüklüğü ile ne de Kürt meselesi ile kendi haline bırakılabilir bir ülke değil burası.
"AK PARTİ YÜZDE 40'IN ALTINDA KALIRSA SALDIRGANLAŞIR"
AK Parti, yüzde 45'in üzerinde alırsa eli rahatlar, demokrasi hamlesi yapabilir. Peki, 40'ın altına düşerse?
40'ın altında kalırsa, cumhurbaşkanlığı seçimini risk altında göreceği için bu sefer de tam tersi, daha saldırgan bir dile dönebilir. Veya üç dönem kuralını değiştirip, "hodri meydan, partinin başındayım devam ediyorum" diyebilir Erdoğan. O zaman daha gerilimli bir yere doğru gideriz. Yüzde 40'ın altına düşmüş desteğini yeniden 50'lere çıkarmayı doğal olarak MHP seçmenine yanaşarak yapmak ister. Dolayısıyla sertleşebilir demektir. Daha şoven bir dil başlayabilir.
AK PARTİ'DEN GİDENLERİN TERCİHİ
O biraz da rakiplerinin ne yapacağına bağlı. CHP 22-25'te kaldıysa başka bir durum, 30'u zorlar veya geçerse başka bir durum gibi daha farklı senaryolar çalışabilir. AK Partiye destek evet yüksek seviyede devam ediyor ama inişleri çıkışları var. Gezi'de olduğu gibi, Suriye meselelerinde olduğu gibi…
İniyor çıkıyor ama arkasından gelen çizginin de ikinci parti olması beklenir. Yani "Ak Parti'den gidenler MHP'ye veya CHP'ye gidiyor" diyebilmemiz lazım. Sorun şu ki o çizgi "Oy vermeyeceğim" ya da "Kararsızım" diyenler. Yani Ak Partiden çözülme olduğu zaman bile henüz başka bir partiye gitmiyor.