Kültür ve Turizm Bakanı Avcı - "Istanbul'un Turizm Değerleri" - Istanbul
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen, "İstanbul'un Turizm Değerleri" konulu paneline katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen, "İstanbul'un Turizm Değerleri" konulu paneline katıldı.
"Turizm Haftası" kapsamında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen panelin oturum başkanlığını üstlenen Avcı, öğrencilerin şehirleri öğrenmesi, gezmesi ve okumasının önemine işaret etti.
Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının beraber yürüttükleri çalışma kapsamında, eğitim müfredatına "Şehir Kültürleri" dersleri eklemek istediklerini söyleyerek, projenin öncelikle İstanbul'daki üniversitelerde başlatıldığını aktardı.
Projenin liselerde devam edeceğinin altını çizen Avcı, "Bu projeyi kademe kademe alt sınıflara, ilkokullara kadar uygulamak istiyoruz." dedi.
Bakan Avcı, İstanbul üzerine yazılmış kitaplara dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ivan Illich'in Türkçe'ye de çevirilen 'H2O ve Unutmanın Suları' kitabı var. Üstelik bu kitabın şanslı bir tarafı Illich, bu kitabın Türkçe baskısı için özel bir önsöz yazmış ve kitap İstanbul sularından da bahsediyor. Muhtemelen İstanbul'a hiç gelmediği halde, literatürden bildiği kadarıyla İstanbul'un bu zenginliği çok güzel anlatmış. Oruç Aruoba'nın 'Çengelköy Defteri' de gençlerin, özellikle de Çengelköylülerin okuması gereken önemli bir kitap."
"İstanbul, yol göstermiş, örnek alınmış bir şehirdir"
Açılışta konuşan İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, İstanbul'un 9 bin yıllık bir şehir olduğunu ve bin 500 yıl boyunca başkentlik yaptığını belirterek, Avrupa, Asya, Afrika'nın yönetim merkezi olduğunu vurguladı.
Yılmaz, İstanbul'un tarihi boyunca büyük öneme sahip olduğunun altını çizerek, "Sadece siyasi yönetim merkezi değil, mimari, kültür, ilim, irfan ve ticarette rehber olmuş, yol göstermiş, örnek alınmış bir şehirdir İstanbul. Ayrıca dünya tarihinin hiçbir döneminde görülmediği gibi 16, 17 ve 18. yüzyılda aynı dinin mensuplarının, farklı mezhep ve meşrep farklılıklarından dolayı birbirlerini katlettiği bir zaman diliminde, Müslümanı, Yahudisi ve Hristiyanıyla, tabiri caizse 72 milletten insanı ve toplumu buluşturmuş. Yaşadığımız dünyaya baki bir birikim ve iz bırakan, tecrübesiyle tarihte rehberlik yapan bir şehirdir. Böyle bir şehrin turizm değerleri de elbette sonsuzdur." değerlendirmesinde bulundu.
Kültür tarihçisi Ahmet Haluk Dursun da İstanbul'un doğal güzelliklerine işaret ettiği konuşmasında, özenle yaratılmış bir şehir olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Bir şehirde insanları ağırlamanın turizm noktasında çok büyük etkisi vardır. Güvenlik bunlardan bir tanesi. Bu şehir içerisinde Tanrı'dan bize emanet edilen Boğaziçi ve Haliç var. Bir de başını üstat Mimar Sinan'ın çektiği, hassa mimarları ve daha sonraki mimarların ortaya koyduğu beşeri değerler var. Bunlarla bu şehrin değerinin çok daha fazla arttığını görürüz."
Ayasofya'nın Ortodokslar için önemli bir turizm değeri olduğuna da dikkati çeken Dursun, "Ayasofya'da Obama ile iki Papa ve iki Patrik misafir ettim. Bütün bu gelenlerin, Ayasofya'yı normal bir bina gibi görmediğini, ilahi bir mabed olarak gördüğünü bizzat fark ettim. Moskova Ortodoks Patriği dedi ki, 'Ben patrik olduktan sonra ilk ziyaret yeri olarak özellikle buraya geliyorum'. Çıkışta da kendi memleketinden kişilere (yönelik olarak) 'Sadece Antalya'ya deniz, kum için gelmeyin. Türkiye'ye, İstanbul'a Ayasofya için bile gelseniz kafidir' açıklamasını yaptı." dedi.
"Edebiyat ile turizm kadim zamanlardan beri beraber yürür"
Yazar Beşir Ayvazoğlu ise İstanbul, edebiyat ve turizm konularını ele alarak, "Edebiyat ile turizm kadim zamanlardan beri beraber yürüyen bir şeydir. Seyyahlar gittikleri yerler hakkındaki intibalarını anlatırlardı. Seyahat edebiyatı da böyle doğdu. Seyahat edebiyatı eserlerini okuyan insanlar, bu seyahatnamelerdeki yerleri merak ederek görmek ihtiyacı hissettiler. Yani başından beri, edebiyat turizmde son derece önemli bir yönlendirici, sürükleyici rol oynayan önemli bir araçtır." diye konuştu.
Ayvazoğlu, İstanbul seyahatnamelerinin literatürdeki önemli belgeler olduklarının altını çizerek, şöyle devam etti:
"İstanbul'a seçkin ve entelektüel insanlar geldiği için, yazdıkları metinler de değer taşıyor. Dolayısıyla turizm meselesi tartışılırken, seyahatnameler mutlaka göz önünde bulundurulması gereken metinler olarak çıkar karşımıza. Turizmciler ne kadar kullanıyor bu metinleri, bilmiyorum ama çok önemli edebiyat adamlarının İstanbul ile ilgili metinlerini hepimiz biliyoruz. Asıl manasında İstanbul'u bilenler, tanıyanlar, daha doğrusu İstanbul sanatını yaşamaya vakıf olanlar, elbette Türk yazar ve şairlerdir. Turizm, dış turizmden ibaret değildir. İç turizm diye bir şey var. Dolayısıyla İstanbul'un edebiyata yansıma şekillerinin de çok iyi kavranması gerekiyor."
Yaklaşık 3 saat süren panelde, yapımcı Elif Dağdeviren, yazar ve sanat eleştirmeni Hasan Bülent Kahraman ve yazar Artun Ünsal da birer konuşma yaptı.
Etkinliğin ardından konuşmacılar, dinleyicilerin sorularını cevapladı.