Kurtulmuş: İnsanlık cephesini güçlendirirsek, İsrail adım adım yalnızlaşacak
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail'in çok büyük medya, ticari ve finans güçleri olduğunu belirterek, "Ama halkın vicdanı ve aklı, bunların üstündedir.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail'in çok büyük medya, ticari ve finans güçleri olduğunu belirterek, "Ama halkın vicdanı ve aklı, bunların üstündedir. Eğer bu insanlık cephesini kuvvetlendirirsek, İsrail adım adım yalnızlaştığı bir sürecin içinde bulacaktır kendisini" dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Katar'da yayın yapan bir gazeteye açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, Türkiye ve Katar ilişkilerine yönelik, "Türkiye ile Katar arasındaki ilişkileri mükemmel seviyede görüyoruz. İlişkiler dostluk temeline dayanıyor. İki ülke arasındaki ilişkiler, inşallah bölgedeki ülkelere de örnek teşkil edecektir ve bu ilişkilerin sürdürülmesi iki ülke halkına hayırlara vesile olacaktır. Bu ilişkiler yüksek ve stratejik düzeyde devam ediyor. Hem Türkiye'nin bölgedeki zor süreçlerinde, özellikle de 15 Temmuz darbe teşebbüsünde karşılaşmış olduğu o dış destekli saldırılar karşısında Katar, vermiş olduğu destekle hem de daha sonraki dönemde Körfez krizinde Türkiye, Katar'ın yanında durmuştur. Zor zamanlarda ortaya çıkan dostluklar da kalıcı ve güçlü olur. Öncelikle bu ilişki, hakikaten bir kardeşlik ilişkisi olarak ve herhangi bir resmiyet olmaksızın devam eden bir ilişkidir. Bunun resmi yansıması da yüksek düzeyli stratejik iş birliği toplantılarında ele alınıyor. Bütün bu konularda, kültürden ticarete, sanayiden yatırıma kadar bu geniş kapsamlı alanlarda her iki tarafta da ilgili bakan arkadaşlar çalışmalarını yapıyor ve bunları sadece bir temenni olmanın ötesinde, ortak projeler ve iş birlikleri şekline dönüştürüyorlar" diye konuştu.
FİLİSTİN'DE İNSANİ DURUM
Filistin'de yaşanan insani duruma yönelik TBMM'nin konumunu anlatan Kurtulmuş, "Şu anda 6 farklı siyasi partinin grubu var. İsrail'in Gazze'ye ilk saldırdığı günün hemen ertesi günü TBMM'deki 6 siyasi parti, ortak bir bildiriyle İsrail'in saldırganlığını kınadı ve bununla ilgili bir deklarasyon yayımladı. Arkasından, el-Ehli Baptist Hastanesi'nin bombalandığı gün, TBMM oturumu devam ediyordu. Arkadaşlarımız oturumu kestiler ve yine bütün partiler bir araya gelerek, yapılan bu insanlık dışı saldırıyı kınadıklarını ilan eden ikinci bir bildiri yayımladılar. Her vesileyle Filistin davasının yanında olduğumuzu, İsrail'in işlediği insanlık suçlarının uluslararası mahkemelere intikal ettirilmesi gerektiğini, Gazze'ye her türlü insani yardımın ulaştırılması gerektiğini bütün uluslararası temaslarımızda dile getirdik" dedi.
'BAZI ÜLKELER İSRAİL'DEN DAHA İSRAİLCİ'
TBMM'nin halkın nabzına birebir sahip olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Gazze'deki bu saldırıların başladığı günden bu yana 5 uluslararası parlamento başkanları toplantısına fiilen katıldık. Avrupa parlamentoları başkanları, G20 ülkeleri parlamento başkanları, MIKTA (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye, Avustralya) ülkeleri parlamento başkanları, Kırım Platformu parlamento başkanları toplantılarına katıldık ve Antalya'da Asya Parlamenterler Asamblesi'ni ağırladık. Bu çerçevede bütün bu toplantılarda nihai bildirilere, Gazze'deki durum ile ilgili bazı ifadeler koymaya çalışıyoruz. Üzülerek ifade etmek isterim ki bazı ülkeler, İsrail'den daha fazla İsrailcidir. Onların dirençleriyle karşılaşıyoruz. Tam manasıyla uluslararası platformda bir mücadele veriyoruz. Söz konusu ifadelerin sonuç bildirgesine eklenmesi için büyük bir gayret gösteriyoruz. Çünkü nihayetinde ister istemez, o ülkelerin siyasetçileri de tıpkı halkları gibi etkileniyor. Bu süre içerisinde 22 ülkeden 41 cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanvekili düzeyinde insanlarla birebir görüşmemiz oldu" diye konuştu.
'FİLİSTİNLİLERLE KALPTEN BAĞIMIZ VAR'
Filistin'deki duruma ilişkin açıklama ve kınamaların sürece ne gibi etki ettiği sorulan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Maalesef insana en çok acı veren tarafı da bu. Halklar, Gazze'de yaşananları büyük bir acıyla takip ediyor ve lanetliyor; ama maalesef sonuç alacak adımlar atılamıyor. Bu düşmanlığı, bu barbarlığı durduracak adımlar atılamıyor. Bu olayların öncesinin 1991'de Amerika'nın Irak'ı işgali ile başladığını görmemiz gerektiğini düşünüyorum. O zamanki ABD Dışişleri Bakanı Sayın Condoleezza Rice, '22 İslam ülkesinin sınırları değişecek' demişti. Ne yazık ki ondan sonra Filistin, Yemen, Lübnan, Suriye, Irak, Libya ve Yemen'de olanlara şahit olduk. Ardından yeni düşmanlıklar oluşturuldu. Dolayısıyla bu parçalanmışlık bugüne dek sürdü. Velhasıl, İsrail'in karşısında bir güç olacak, güçlü İslam devletleri ayakta duramadı. Bu dünüydü, önceki günü de 1917'de başlar. Osmanlı cihan devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca İngilizler, buraya Yahudileri getirmeye başladı. Uzun süre Filistin topraklarında hükümran olmuş ve oraya 400 seneden uzun bir süre boyunca adaleti, hakkı, hukuku getirmiş bir milletin çocukları olarak, Filistinli kardeşlerimizle sadece tarihi olarak değil, bugün de aynı duygularla kalpten kalbe bir bağımız olduğunu biliyoruz, hissediyoruz. Ayrıca bunu sadece bir kalbi yakınlık hissi olarak değil, aynı zamanda da Türk dış politikasının en önemli ayaklarından birisi olarak görüyoruz. Bu politikaların sürdürülmesi çok önemli. Allah Türkiye'nin gücünü, kuvvetini, imkanlarını arttırsın."
Bazı halkların ve parlamentoların Filistin konusunda tavırlarını açık bir biçimde ortaya koyduğunu belirten Kurtulmuş, Londra'da önce 300 bin, bir hafta sonra 1 milyon kişinin Filistin bayraklarıyla, Filistin'e destek vermek için sokaklara çıktığını söyledi.
'3 BİN 200 AVUKAT, ULUSLARARASI SAVAŞ SUÇLARI MAHKEMESİ'NE BAŞVURDU'
Kurtulmuş, İsrail'in dünya halkları nezdinde yalnızlaşma sürecine girdiğini kaydederek, "Evet, çok büyük bir medya güçleri var, çok büyük ticari güçleri var, çok büyük finans güçleri var, birçok parlamentoyu belki etkileyebilecek güçleri var; ama halkın vicdanı ve aklı bunların üstündedir. Eğer bu insanlık cephesini kuvvetlendirirsek, İsrail adım adım yalnızlaştığı bir sürecin içinde bulacaktır kendisini. Üçüncü olarak da bu konuda hemen yakın dönemde yapılması gereken şey, Netanyahu ve ekibinin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne gitmeleri için başvuruların yapılmasıdır. Bu hafta içerisinde Türkiye'den 3 bin 200 avukat, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde suç duyurusunda bulundu. Dünyanın dört bir yanından avukatlar tarafından mahkemelere dosyalar, suç duyuruları yığıldığı zaman, işte esas o zaman uluslararası alanda kapılar açılacaktır. 'TBMM olarak böyle bir şey yapabilir miyiz' diye hukukçularımıza hemen sorduk, fakat o anlaşmanın tarafı olmadığımız için resmi olarak müracaat edemiyoruz; ama avukatlar bu şekilde özel olarak müracaat edebiliyorlar" açıklamasında bulundu.