Mansur Yavaş: 'İktidarı 21 yıl önce aldığınızda PKK diye bir olay yoktu, terör sıfırdı, nasıl becerdiniz de bu hale getirdiniz?'
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Batıkent semtindeki Murat Karayalçın Kent Meydanı'nda yurttaşlara seslendi. Yavaş, iktidarın PKK ve terör konusundaki başarısızlığına dikkat çekerken, karalama ve iftiralarla mücadele ettiklerini söyledi.
Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Daha düne kadar ağzına geleni söyledikleri Sayın Sinan Oğan'ı şimdi yanlarına aldılar. Biz de görüştük Sinan Oğan ile. Sinan Oğan'ın o kadar oyu almasının en büyük sebebi, hükümete muhalefet etmekti. Ne oldu şimdi, ne değişti? O ettiğiniz sözler, külliye, saray hakkında ettiğiniz, iktidara ettiğiniz sözler ne oldu? Ama ben inanıyorum ki iki tarafın da politikasını beğenmeyip Sinan Oğan'ın peşine koşanlar, şu anda gerçeği gördü, hükümetin durumunu gördü. ve inşallah onların da katkısıyla, Zafer Partisi'nin de katkısıyla 28'inde zafer bizim olacak. Bu nedenle birleşe birleşe kazanacağız" dedi.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, bugün Ankara'nın Batıkent semtindeki Murat Karayalçın Kent Meydanı'nda yurttaşlara seslendi. Yavaş'a, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen eşlik etti. Yavaş, şunları söyledi:
"İKTİDARI 21 YIL ÖNCE ALDIĞINIZDA PKK DİYE BİR OLAY YOKTU, TERÖR SIFIRDI, NASIL BECERDİNİZ DE BU HALE GETİRDİNİZ"
"2019 seçimlerini hepiniz hatırlıyorsunuz. Bir sürü karalama ve iftira. Neden? Çünkü rant düzenin devam etmesini istiyorlardı. İmar rantlarıyla, bir meclis kararıyla zengin olanlar, kendi çocuklarına televizyon, spor kulübü alanlar, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde yaptıkları işlerle Türkiye'nin ilk 100'üne giren iş adamları çıkaranlar, elbette o makamları bırakmak istemiyorlar. Bunun için de türlü karalama ve iftiralar yapıyorlardı. Şimdi geldiğimiz durumda, şu anda gördüğünüz gibi kira davaları üçe dörde katlanmış, kredi kartları patlamış, bankalar kredi veremiyor, nakit para veremez hale gelmiş; insanlar, ekmek kuyruğunda, et kuyruğunda, doğru dürüst alışveriş yapıp geçimini sürdüremiyor, ancak bunlar maalesef hiç konuşulmuyor. Sadece tutturmuşlar 'PKK'. Ben de soruyorum size; bu iktidarı 21 yıl önce aldığınızda PKK diye bir olay yoktu, terör sıfırdı, nasıl becerdiniz de bu hale getirdiniz? Bunun sorumlusu siz değil misiniz?
"ŞEHİTLERİMİZİN FOTOĞRAFLARINI ALIP ONLARIN KANLARI ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYORLAR"
Canınız isteyince kanun çıkarıyorsunuz, Kandil'e görevliler gönderiyorsunuz, milletvekilleri görevlendiriyorsunuz, onların da görevli olduğu için yargılanmayacağına dair kanunlar çıkarıyorsunuz, sonra valililere 'dokunmayın' diyorsunuz. Aradan zaman geçiyor, istediğinizi almayınca bu sefer 'Şehirleri silah deposuna çevirdiğinizi biliyoruz' diyorsunuz ve daha ısrarla 'vazgeçtik' deyince de 800 şehidimize mal oluyor. Şimdi onların fotoğraflarını alıp onların kanları üzerinden siyaset yapıyorlar. Maalesef gerçeklerin konuşulmaması için bu iftiraları atıyorlar.
"BİRİNCİ TURDA 25 MİLYON İNSAN, ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEDİĞİNİ GÖSTERDİ"
Birinci tur geçti. 25 milyona yakın insan, onlar gibi düşünmediğini gösterdi. Onların tümüne yapılıyor bu hakaretler. Hem bir yandan 'Dağlarda 77 terörist kaldı, ayakkabı numaralarına kadar biliyorum' diyeceksin, sonra Türkiye'yi bölünme korkusuyla korkutup terörün arkasına saklanarak, onun reklamını yaparak bu halktan oy isteyeceksin. Ama maalesef bir miktar başarılı olduklarını kabul etmek gerekir. Bunu geri çevirmek bizim elimizde, inşallah halkımızın gözüne gerçekleri sokarak… Ki birinci turdan sonra hatırlarsınız, bankalara gidip kredi kartından nakit alıp işini görmek isteyenlere parayı vermediler, kapattılar. Daha sonra baktılar halkın tepkisi çok, aynı gün verdikleri kararla yeniden açtılar.
"GEMİ KARAYA OTURDU, OTOBÜS FRENSİZ BİR HALDE GİDİYOR"
Ama şunu bilin ki 28 Mayıs'tan sonra, 29'u geldiğinde göreceksiniz, şu anda bile insanlar bankadaki paralarını çekemez hale geldiler. Bunların dünyada görülmedik bir ekonomi modelleri var. Israrla herkesin eleştirmesine rağmen dinlenmiyorlar, bildiklerine devam ediyorlar. Sonunda gemi karaya oturdu, otobüs frensiz bir halde gidiyor. Ama Millet İttifakı'nın içerisinde bunu çözecek çok değerli ekonomistler var. Eğer denenmişi denersek maalesef ki Türkiye'nin geleceği için olumlu konuşamıyoruz.
"İKİ TARAFIN DA POLİTİKASINI BEĞENMEYİP OĞAN'IN PEŞİNE KOŞANLAR GERÇEĞİ GÖRDÜ"
Daha düne kadar ağzına geleni söyledikleri Sayın Sinan Oğan'ı şimdi yanlarına aldılar. Biz de görüştük Sinan Oğan ile. Sinan Oğan'ın o kadar oyu almasının en büyük sebebi, hükümete muhalefet etmekti. Ne oldu şimdi, ne değişti? O ettiğiniz sözler, külliye, saray hakkında ettiğiniz, iktidara ettiğiniz sözler ne oldu? Ama ben inanıyorum ki iki tarafın da politikasını beğenmeyip Sinan Oğan'ın peşine koşanlar, şu anda gerçeği gördü, hükümetin durumunu gördü. ve inşallah onların da katkısıyla, Zafer Partisi'nin de katkısıyla 28'inde zafer bizim olacak. Bu nedenle birleşe birleşe kazanacağız.
"2019'DAKİ DEĞİŞİKLİKTEN SONRA, ANKARA'DA ÇALINMADAN ÇALIŞILACAĞINI GÖSTERDİK Mİ"
Kötüye giden durumu hep birlikte kurtaracağız. Çok önemli görevimiz var. Herkes, sandığa gitmeyen kim varsa onları sandığa götürmek için, umutsuzluğa kapılmış kim varsa onların da umutlarını canlandırıp sandığa sahip çıkmak için görev almak zorundadır. Çok iyi bir çalışma yapıldı. Türkiye Gönüllüleri ile şu anda sandıklarda problemli gördüğümüz sonuçların hepsine en az beşer, onar tane müşahitler ayarlandı. İnşallah çaldırmayacağız. Bakın, 2019'daki değişiklikten sonra Ankara'da ne oldu? Çalınmadan çalışılacağını gösterdik mi? Daha iyi yönetebileceğini gösterdik mi? Şu anda 21 yıllık bir iktidar var ve bu gençlerin birçoğu bir başkasını görmemiş. Sadece onların söylediklerini dinlemiş ama gençlerin geldiği nokta şu; liyakatsizlik, torpil… Artık gelecekten umutlarını kesmeye başladılar, hayallerini dahi kuramaz hale geldiler.
"İNSANLARI PKK DEYİP KORKUTURKEN AYNI GÖRÜŞÜ SAVUNAN HÜDA PAR İLE YAN YANA GELDİLER"
Ama bu seçimde Türkiye'nin her yerinde 60'a yakın miting yaptık. Orada gördüğüm şuydu; ön tarafta gençler, arkasında kadınlar… Artık hepsi kendi haklarına sahip çıkıyorlar. Çünkü insanları PKK deyip korkuturken aynı görüşü savunan HÜDA PAR ile yan yana geldiler. HÜDA PAR milletvekillerinin açıklamalarını gördünüz. Belki de yemin etmeyecek, o tereddütle hala YSK sonuçları açıklamıyor. Resmi sonuçları halkın görüntülenmesine hala açmıyor. Bu, önümüzdeki zamanlarda neyle karşılaşacağımızın en büyük delilidir. Belki de zihnen zaten çok yakınlar. Birbirlerine demediler mi, 'Afganistan'daki Taliban bize yakın' diye? Demediler mi, 'İktidarda kalmak için her türlü kılığa gireriz, gerekirse papaz cübbesi bile giyeriz'. Bugün cuma, Sayın Genel Başkan'ımızın çok önemli bir tweeti var: 'Artık bıktım bu kadar iftiradan. Varsa bir şey açıklayın, yoksa sizi Allah'a havale ediyorum' diyor. Biz de önce Allah'a, sonra da size havale ediyoruz.
"BİZİM VERGİLERİMİZLE TRT'DEN PROPAGANDA YAPIYORLAR"
Nedir bu Allah aşkına? Bir ülkenin başındaki şahıs, kendileri gibi düşünmüyor diye insanlara hakaret etmek hakkına sahip midir? Devletin malını kullanarak hala bakan kisvesi altında devletin imkanlarıyla propaganda yapıyorlar. Bizim vergilerimizle TRT'den, televizyonlardan olsun, devletin imkanlarıyla propaganda yapıyorlar. Oralarda hepimizin payı var. Hakkınızı helal ediyor musunuz bunlara? Etmiyoruz. Eğer kul hakkından korkuyorlarsa, gerçek Müslümanlarsa ki gerçek Müslüman asla kimseye hakaret etmez, yalan söylemez, montaj yapmaz. Dolayısıyla inşallah artık insanların, gençlerin, kadınların ve ülkemizin hakkettiği üretimi getirmek bizim elimizde. Bunun için üşenmeyeceğiz, uyumayacağız, sandıklarımıza sahip çıkacağız. ve inşallah kötüye giden ülkeyi hep birlikte düzlüğe kavuşturacağız.
"HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKMANIN TAM ZAMANI. BU FIRSAT BİR DAHA ELİMİZE GEÇMEZ"
Sayın Genel Başkan'ımızı, gerçek cumhurbaşkanlığı makamı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün makamına inşallah hep birlikte oturtacağız. Ben, kalben inanıyorum. Düşünebiliyor musunuz, geçen hafta cuma namazına gittiğimde bekledim, imam bir şey söyler mi diye. Sırf Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsetmemek için, Kurtuluş Harbi'nin kahramanlarını, şehitlerini, gazilerini dahi ağızlarına almadılar. Açın bakın, hutbe yayınlanıyor internette… Belki de Cumhuriyet'le olan kavgalarına devam edecekler. Zaman zaman yüzyıllık rüya gibi sözleri duyuyoruz. Bu nedenle haklarımıza sahip çıkmanın tam zamanı. Bu fırsat bir daha elimize geçmez. Şu anda onlara oy vermeyen insan sayısı en az yüzde 12. Bunları bir şekilde ikna edip, sandığa getirip, uçurumdan önceki son çıkış olan 28 Mayıs'taki seçimde inşallah başarıya hep beraber el atacağız ve kazınacağız.
"ELİNE BAYRAK ALMIŞ BU KADAR İNSANI TERÖRİSTLERLE İŞ BİRLİĞİYLE KİMSE SUÇLAYAMAZ"
Bu kadar eline bayağı almış, gururla sallayan insanları teröristlerle iş birliğiyle kimse suçlayamaz. Buradaki insanların hepsi İstiklal Marşı'nı göğsü kabararak söyler. Asla bundan çekinmez ve siz bunları terörle iş birliğiyle suçluyorsunuz. Televizyonda muhabir soruyor; 'Ayıp olmuyor mu, bu kadar oy vermeyen insanı teröristlerle iş birliğiyle suçluyorsunuz?' Pişkin pişkin gülüyorlar. Biz, asla ve asla Cumhur İttifakı'na oy verenleri bu şekilde itham etmedik. Oy versin vermesin, işte belediye başkanlarımız burada, herkese eşit hizmet ediyoruz. Dolayısıyla inşallah öyle bir yönetim gelecek. 85 milyon insanı kucaklayan, insanlar arasına fitne sokmayan, hepsiyle birlikte ülkeyi yöneten bir yönetime hasret kaldık. 28 Mayıs akşamı hep birlikte sevineceğiz."
ALPER TAŞDELEN: BU ÜLKEDE ARTIK İFTİRALARIN, YALANLARIN, MONTAJ KASETLERİNİN İŞE YARAMADIĞINI GÖSTERECEĞİZ
Alper Taşdelen ise şöyle konuştu:
"29 Mayıs sabahında şafak demokrasi için, özgürlük için, ne ezen, ne ezilen; insanca, hakça bir düzen için doğacak. Onun için pazar günü sandıklara gideceğiz, daha fazla gideceğiz, daha çok gideceğiz ve bu ülkede artık iftiraların, yalanların, montaj kasetlerinin işe yaramadığını göstereceğiz."
FETHİ YAŞAR: SANDIKLAR AÇILDIĞINDA SANDIĞIN BAŞINDA OLACAKSINIZ. ÇÜNKÜ BUNLAR HER ŞEYİ ÇALDI. OYU DA ÇALIYORLAR
Fethi Yaşar da şunları söyledi:
"Yenimahalle'de gereken oyu adlık ama 50 bin yurttaşımız Yenimahalle'de sandığa gitmedi. Bunun için 28 Mayıs'ta herkesi sandığa götürmek mecburiyetindeyiz. Bakın, bir ağabeyiniz olarak söylüyorum, bir kardeşiniz olarak söylüyorum; bu seçim, bir partinin iktidardan gitmesi değil, bir partisinin gelmesi değildir. Bu seçim, bir rejimin gitmesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti'nin gelmesidir.
Bu seçim, bir kişinin hakkı değil, bir kişinin karar verdiği bir Türkiye değil, demokrasinin karar verdiği, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin karar verdiği, yani demokrasinin geleceği bir seçim olacak. Onun için 'Ben kendi oyumu verdim' demek yok. Herkes, sandığa gitmeyen vatandaşlarımızı götürecek. Sandıklar açıldığında da sandığın başında olacaksınız. Çünkü bunlar her şeyi çaldı. Oyu da çalıyorlar. Onun için değerli kardeşlerim; 2009'da göreve geldim, kimsenin ırkına bakmadım, kimsenin mezhebine bakmadım, kimseye 'bana oy verdi, vermedi' demedim, herkesi kucakladım. Herkesi de kucaklayacağız. İşte 13. Cumhurbaşkanı'mız, Genel Başkan'ımız Kemal Kılıçdaroğlu da bütün ülkeyi kucaklamaya geliyor, bütün insanlarımızı kucaklamaya geliyor. Bunların böldüğü Türkiye'yi bütünleştirmeye geliyor. Onun için mutlaka sandığa gidin, gitmeyenleri götürün ve ülkeye görevinizi yapın."