"Kobani'ye Girerseniz, Bir Bataklığa, Kolay Çıkamazsınız"
Bakan İsmet Yılmaz, "Bugün Mehmetçiğe taş atanlar bile Mehmetçiğin olduğu bu Türkiye'de, bizim sağlamış olduğumuz özgürlüklerle Mehmetçiğe taş atıyor." dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Bugün Mehmetçiğe taş atanlar bile Mehmetçiğin olduğu bu Türkiye'de, güçlü bir Türkiye'de, bizim sağlamış olduğumuz özgürlüklerle Mehmetçiğe taş atıyor" dedi.
Yılmaz, AK Parti İl Başkanlığınca Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İl Danışma Meclisi Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, İslam aleminin Hicri yılbaşını kutladı.
İçinde bulunulan muharrem ayının çok anlamları olduğunu ancak ikisini söylemek istediğini dile getiren Yılmaz, "Biri; sıkıntıdan rahmete, huzura gitmenin yoludur, gitmenin başlangıcıdır. İnşallah Türkiye de geçmişteki tüm sıkıntılarını aşarak büyük bir huzur ve rahmete ulaşacaktır" ifadesini kullandı.
Yılmaz, muharremin ayrıca hüzün ve Hazreti Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesinin ayı olduğunu hatırlattı.
Zalimin karşısında mutlaka birilerinin hakkı söylemesi gerektiğini ve Hazreti Hüseyin olmasa zalim iktidarlar karşısında hakkı dile getiren bir kişinin olmayacağını belirten Yılmaz, "Cenabı Allah'a hamdolsun. Bizler Hazreti Hüseyiniz. Diyoruz ki ne olursa olsun dünya bir tarafa olsa her zaman hakkı söyleyen hem doğrudur hem de her zaman bu yolda ilerleyecektir. Vazifemiz; tarihe not düşmek değil, iki kapılı bir handa menzile yüz akıyla varmaktır. Yüz akıyla varmanın şartı bu millete hizmet etmek ve her halükarda doğruyu söylemektir" diye konuştu.
Türkiye'nin bir ateş çemberi içinde bulunduğunu anlatan Yılmaz, AK Parti'nin bu coğrafyada barışı istediğini vurguladı.
Yetki tezkeresinin çıkarılması
Son dönemde yaşanan olayların ardından birçok kesimin farklı söylemlerde bulunduğuna değinen Yılmaz, şunları söyledi:
"Birisi diyor ki ' Kobani'ye girin çıkın, ne olur', diğeri diyor ki 'Rojava'da sizler de olun. Türkiye vatandaşlarını gönderin.' Kobani'ye girerseniz, bir bataklığa, kolay çıkamazsınız. Rojava diyerek girerseniz bu milleti bataklığa sürüklemiş olursunuz. Bir daha geri çıkamazsınız. Tarihten ders alarak bu aziz milletin hukukunu düşünen AK Parti, Meclis'ten yetki tezkeresi aldı. Ne demek yetki tezkeresi? Bu milletin hak ve menfaatlerini korumak için gerekirse yabancı silahlı kuvvetlerini Türkiye'de konuşlandıracağız ve gerekirse bu milletin hak ve hukukunu korumak için silahlı kuvvetlerimizi dışarı göndermek için Meclis'ten yetki aldık. Yaptığımız her işi hukuka uygun olarak yapmak durumundayız. Yaptığınız işlem hem milli hukuka uygun olacak hem de uluslararası hukuka uygun olacak."
Yılmaz, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin, "Terör, insanlığın ortak düşmanıdır. Her ülke, terörü önlemek için elinden gelen her türlü tedbiri alacaktır" kararını anımsattı.
Bugün, uluslararası koalisyonu desteklediklerini ancak aktif olarak katılmadıklarını bildiren Yılmaz, "Görüşmelerimiz devam ediyor. O koalisyonun oluşmasına dayanak gösterilen hukuki gerekçe, BM Güvenlik Konseyinin 2178 sayılı kararıdır. Kullanmadığınız güç, sizin gücünüz olmaz. Bugün Türkiye, Meclis'ten yetki alarak kendi gücünü kullanabileceğini gösterdi. Bu caydırıcılığı sağlamak için Türkiye'ye karşı eşkıyanın herhangi bir art niyetini önlemek için bu tezkerenin mutlaka alınması lazımdı" değerlendirmesinde bulundu.
"77 milyon, birinci sınıf vatandaşız"
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin savaş yüzünden her şeyini kaybetme noktasına gelmiş insanlara ülkenin kapılarını açtığına işaret ederek, Osmanlı döneminden beri bunun her zaman böyle olduğunu kaydetti.
Kim darda kalmış ve ülkenin kapısını çalmışsa bu aziz milletin her zaman onlara kapısını açık tuttuğunu belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öyle bir açık tutmuştur ki Sovyet devriminden kaçan Beyaz Ruslar da Türkiye'ye gelmiştir, Sovyet devrimini yapan Troçki de Türkiye'ye gelmiştir. Bu coğrafyaya Humeyni de gelmiştir, Humeyni'den kaçanlar da gelmiştir. Bu ülke, Şeyh Şamillerin de İsa Yusuf Alptekinlerin, Tatarların, Kazakların, Ermenilerin, Gürcülerin, Abazaların, Çeçenlerin ve Arapların da yurdu olmuştur. Kim gelirse gelsin, biz bir imparatorluk bakiyesiyiz. Bir gün önce gelenin bir gün sonra gelenden bir üstünlüğü yoktur. 77 milyon, birinci sınıf vatandaşız. Bu kültür coğrafyasında, Çanakkale'deki şehitliklere gidin bakın, orada şehit olanların arasında Selahaddin'den gelenler var, Hama'dan, Şam'dan, Kudüs'ten, İskoçya, Üsküp, Tiran'dan gelenler var. Sormazlar mı? Dedeleri buraya geldiğinde sizin vatan topraklarınızı korumak için can verenlere kapıları açarsınız da onların torunları geldiğinde kapıları kapatmak size yakışır mı?."
Sınırda güvenli bölge oluşturma isteği
Yılmaz, Türkiye'nin, gelen kimsenin etnik kimliği ve inancına bakmadığını, Türkler için insan olmanın önemli olduğunu bildirdi.
Kuzey Irak'ta 1990'lı yıllarda Saddam Hüseyin'den kaçan 500 bine yakın kişinin yine Türkiye'ye geldiğini, bu nedenle orada güvenli bölge oluşturulmasını istediklerini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye 500 bin Kürt kardeşimiz gelince, canlarını kurtarma pahasına, bu yönde bir talepte bulunduk ve bu yerine getirildi. Şimdi yaklaşık 2 milyona yakın kişi Türkiye'ye geldi. Onların da kendi vatanlarında, kendi yurtlarında güven içinde yaşamasını istiyorsak, Türkiye olarak görüşümüz bu, Suriye'de güvenli bölge oluşturmamız lazım, uçuşa yasak bir bölge oluşturmamız lazım. Devlet olarak bunu söylüyoruz. Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor. Fransa bunun doğru olduğunu, geçmişte doğru neticeler verdiğini söylüyor. Diğer koalisyon güçlerini de ikna etmeye çalışıyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor. Bunu sağlarsak Türkiye'ye gelen 2 milyon kardeşimiz de kendi ülkelerine gider."
"IŞİD'i doğuran nedenlere de bakmak lazım"
İsmet Yılmaz, iki yıl önce hiç kimsenin IŞİD'in adını bilmediğini, kimsenin bu ismi konuşmadığını, herkesin El Kaide'yi konuştuğunu anlattı.
Şimdi El Kaide'yi konuşan kimsenin kalmadığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
"Diyoruz ki IŞİD'i doğuran nedenlere de bakmak lazım. Bunu ihmal ederseniz nasıl dün El Kaide ile Taliban ile mücadele ediyorsunuz, bugün IŞİD ile mücadele edersiniz. Onu da kaldırırsanız yarın başkası gelir. O halde terörü doğuran sebepleri, bu coğrafyadaki adaletsizlikleri, hukuka aykırı davranışları ortaya koyarak değerlendirmek gerekir. Bu coğrafya insanlarının da Batıdaki insanlar gibi hürriyeti, adaleti, hak ve hukuku hak ettiğini herkese söylememiz lazım. Bunu görmezsek, bataklıkla değil sivrisineklerle uğraşmış oluruz. IŞİD gider, bir başka örgüt gelir. Bu coğrafyadaki problemleri kökten çözmek istiyorsak her insanın temel insan hakları dahil tüm insan haklardan eşit şekilde yararlanacağını bilmek lazım. Diyorlar ki 'Bize ne, bırakın kavga etsinler. Bizim problemimiz mi?' Biz de karşılığında 'Komşunda bir ateş yanıyorsa bu ateşin nereye sıçrayacağı, nereye yayılacağını kimse bilemez. Siz olmasanız da orada bir ateş yanıyor ama siz olursanız, ateşi yönlendirebilmek ve söndürebilme ihtimaliniz var.' Bu bakımdan diyoruz ki Türkiye'nin mutlaka uluslararası koalisyonun içinde olması lazım. İçinde olması lazım ki ateş daha büyümesin, daha yanlış hareketler yapmasın, her zaman, her yerde Hazreti Hüseyin gibi doğruyu söyleyenlerden olalım. Onların içinde de kendilerinden bir parça olan Türkiye'nin bulunması ve koalisyona yön vermesi lazımdı. Şu an koalisyonu aktif olarak destekliyoruz ama içinde değiliz. Biz olmadık diye koalisyon durmuyor ki. Yine bombalamalar devam ediyor, yine ölümler devam ediyor."
Yılmaz, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun umudunun Türkiye olduğunu ifade ederken, millet olarak birlik içinde bulunmaları gerektiğini aktardı.
Devlet yoksa can ve mal güvenliği, özgürlükten bahsedilemeyeceğini söyleyen Yılmaz, "İşte Sincan'dan gelen, Şengal Dağı'ndan gelen Ezidilere bakın. Devleti yoktu, onlara sahip çıkan devleti de yoktu. Malları oldu mu? Dinleri oldu mu? Namusları oldu mu? Mallarını koruyabildiler mi? İnanç, konuşma, ifade özgürlükleri oldu mu? Bunları dile getirebildiler mi? Yok. Bugün Mehmetçiğe taş atanlar bile Mehmetçiğin olduğu bu Türkiye'de, güçlü bir Türkiye'de, bizim sağlamış olduğumuz özgürlüklerle Mehmetçiğe taş atıyor. Dolayısıyla devlet önemli. Çünkü herkesin özgürlüklerini kullanmasının garantisidir" görüşlerini iletti. - Bursa