Muharrem İnce: ''Milyar dolarlar gitti'' -
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Ey benim aziz milletim, milyar dolarlar gitti.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Ey benim aziz milletim, milyar dolarlar gitti. Bunların hesabını 30 Mart'ta sordun, sordun, sormadın, geçmiş olsun" dedi.
İnce, CHP Yalova Belediye Başkan Adayı Vefa Salman'ın Gaziosmanpaşa-Mustafakemalpaşa Mahallesi seçim irtibat bürosu açılışında yaptığı konuşmada, 30 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin çok önemli olduğunu söyledi.
İstanbul merkezli operasyona değinen İnce, şöyle konuştu:
"Yatak odasında 7 kasa çıkmış, 'Komplo var' diyor. Ayakkabı kutularından 4,5 milyon dolar para çıkmış, 'Bana kumpas kurdular' diyor. Senin ayakkabı kutusundaki dolarları ben mi koydum? Amerika mı, İsrail mi koydu? Hırsız yakalandı, hırsız. Sen çocuğuna harçlık vermiyorsun, onların 20'li yaşlardaki çocukları milyon dolarlarla geziyor. Sonra da Müslümanlık taslıyorsun millete. 'Orduya kumpas kurdular' diyorsun. Peki üniversiteye, barolara, sivil topluma, spor kulüplerine, Fenerbahçe'ye, Futbol Federasyonuna kumpas kurdular mı? Peki orduya kumpas kurarlarken sen neciydin. Bostan korkuluğu muydun? Sen bu ülkenin Başbakanı değil miydin? Utanmadan, sıkılmadan televizyonlara çıkıyor, 'yolsuzluk yapan evladım olsa reddederim' diyor. Bence reddetmesin. Ustası sensin, ustası. Neyi reddediyorsun. İster reddet, ister etme o beni ilgilendirmez. O senin oğlunla arandaki problem. Beni ilgilendiren kısmı milletin parasını çaldınız mı, çalmadınız mı? Ben bununla ilgilenirim."
Seçimlerin hesap sorma zamanı olduğunu belirten İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ey benim aziz milletim, milyar dolarlar gitti. Bunların hesabını 30 Mart'ta sordun, sordun, sormadın, geçmiş olsun. O zaman el ile gelen düğün bayram. Yapılacak bir şey yok. Eğer sen bu ülkenin sömürülmesinden, soyulmasından, Başbakan'ın 'Kürdistan' demesinden, okullardan andımızın kaldırılmasından, tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresinin kaldırılmasından, hukukun ele geçirilmesinden, mahkemelerin ele geçirilmesinden, bu cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 'ayyaş' diyen bir Başbakan'dan şikayetçi değilsen oturun bir kere daha düşünün derim. Bakın bunlar 'El Kaideci, El Nusracı, Apocu, İmralıcı' oldular. 'Adnan Şensesci' oldular sonra da 'Ahmet Kayacı' oldular. Sağcı, solcu, Müslüman, İsrailci, AB'ci, ABD'ci oldular. Bir tek adam olamadılar, Atatürkçü olamadılar."
"Bu ülkede milletvekili, genelkurmay başkanı, general, profesör, gazeteci hapiste'' diyen İnce, şu ifadeleri kullandı:
''Başbakan'ın oğlu meydan okuyor. Polis çağırıyor gitmiyor. Size karakoldan bir kağıt gelse, 'Yarın sabah sizi karakola bekliyoruz' deseler. Hepiniz sabaha kadar uyuyamazsınız. Sabahı beklemeden karakola gidersin, öyle mi? Böyle de olması gerekir. O poliste bizim çocuğumuz, milletimizin evladı. O da bu memlekette görev yapacak, asayişimizi sağlayacak. Herkesin bir görevi var. Başbakan'ın oğluna davetiye gidiyor, 'Gel' diyor savcı. Gidiyor mu, gitmiyor. Sen kimsin? Bir de ne yapıyor biliyor musunuz? Çocuğu alıyor, Başbakan'ın makam otomobiline bindiriyor, mezarlığa gidiyor. Bak bir de din duygusu da var işin içinde. Başbakan'ın oğlu bu ülkede makam otosuna biner. Makam otosu olsa olsa polis otosu olur. Sen kimsin de meydan okuyorsun."
İnce, konuşmasının ardından seçim irtibat bürosunun açılış kurdelesini kesti.