Orta Afrika Cumhuriyeti tezkeresi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Birleşmiş Milletlerin (BM) Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ( Tsk ), Birleşmiş Milletlerin (BM) Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Tezkere üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, bugün dünyada devam eden 28 aktif çatışmadan sekizinin Afrika kıtasında yaşandığını belirtti.
Torun, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin de bu trajik tablonun bir parçası olduğunu, çatışmalar nedeniyle halkın yerinden edildiğini, ülkenin istikrarsızlaştığını ve insani yardıma muhtaç hale geldiğini söyledi.
Bu istikrarsızlığın bölgeyi krize sürüklediğine işaret eden Torun, "Bu bağlamda BM, Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonuyla (MINUSCA) sivillerin korunması ve insani yardımların ulaşması için devreye girmiştir. Bölgede istikrar ve kalıcı barış için daha etkin tedbirler gerekirken en azından bu yöndeki uluslararası iradeyi ortaya koymak adına bu misyonun sürmesi önemlidir. İnsani krizlere karşı duyarlı bir tavır izleyen Türkiye için tutarlılık ve Afrika'da izlediği aktif dış politika açısından da bir uyumluluk gereği MINUSCA için bu tezkerenin onaylanmasını önemli buluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, BM barış misyonlarına kategorik olarak olumsuz bakmadıklarını ancak tezkereyle ilgili bazı tereddüt ve sorularının bulunduğunu söyledi.
Bu tezkere doğrultusunda Orta Afrika Cumhuriyeti'nde sadece birkaç polisin olduğunu dile getiren Ergun, ilgili bakanların parlamentoyu bilgilendirmesini istedi.
Sadece polisleri yurt dışında görevlendirmek için böyle bir tezkereye ihtiyaç olmadığını belirten Ergun, "Ancak TSK için çıkarılması gereken bir tezkereyi uzatmamızı istiyorsunuz. Üstelik bu yetki konusunda, şümul ve mahiyetini Sayın Cumhurbaşkanı'nın keyfiyetine bırakarak, bizden açık çek imzalamamızı istiyorsunuz. Bu, partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne bağlı yaşadığımız yeni bir garabet türüdür. Bu konuda iktidar hem bizleri hem de kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapmadığı sürece İYİ Parti olarak bizim bu tezkereye 'Evet' dememiz mümkün değildir. Eğer bu tezkere konusundaki çekincelerimiz giderilirse ve ihtiyaç hasıl olursa destek vermekten geri durmayız." diye konuştu.
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkilerin ticaret, eğitim savunma ve kültürel alanda giderek gelişerek stratejik işbirliği olarak devam ettiğini belirtti.
Türkiye'nin Afrika'yla kazan kazan anlayışıyla süren ilişkilerinin giderek derinleştiğine işaret eden Özdemir, şöyle konuştu:
"Bu ilişkiler, sadece iki taraf açısından değil üçüncü taraflara da büyük kazanımlar sağlayan bir potansiyeli beraberinde getirmektedir. 2023 yılı itibarıyla Afrika ile olan ticaret hacmimiz, 45 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu durum Afrika'yla süregelen ilişkilerini hangi boyuta çıkmış olduğunu açık ve net bir şekilde gösteriyor. Türkiye ve Türk milleti, Afrika'ya yabancı değildir. Türkiye'nin tarihi ve kültürel bağları bulunduğu ve 21'inci yüzyılın yükselen değerleri arasında yer alan Afrika Kıtası'yla da münasebetlerini geliştirmesi, bizim tarafımızdan da memnuniyetle karşılanmaktadır. Bu nedenle tezkereye olumlu yönde oy vereceğiz."
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, 6,1 milyonluk nüfusun 3,4 milyonunun tamamen yardımlara bağımlı yaşadığını söyledi.
Bundan dolayı MINUSCA'nın çalışma faaliyetlerini değerli bulmakla birlikte eksik olduğunu dile getiren Cupolo, "Bu yardımın onlara ulaşması gerekiyor ama insanların tek ihtiyacı yardım değildir. O yüzden bütünlüklü yaklaşmak gerekiyor." dedi.
"Afrika'daki doğrudan yatırımlarımızın değeri 6 milyar doları geçti"
AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, MİNUSCA'nın sivillerin korunması, sivil halka yönelik tehditlerin tespit edilmesi ve kaydedilmesi, silahlı çatışmalardan etkilenen kadınlar ve çocuklar için özel yardım ve koruma imkanlarının sağlanması gibi amaçları kapsadığını kaydetti.
Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki iç çatışmalara dikkati çeken Özen, nüfusun sadece yüzde 15'ini oluşturan Müslüman halkın önemli bir kısmının çevre ülkelere sığınmaya başladığını belirtti.
MINUSCA'nın varlığının bölgenin istikrarı için büyük önem arz ettiğine işaret eden Özen, Türkiye'nin bölgedeki faaliyetlerini anlattı.
Özen, şu ifadeleri kullandı:
"Yüzyıllara dayanan tarihi, kültürel ve insani bağlarımızdan aldığımız güç ve ilhamla Afrika ile birlik ve dayanışmamız devam etmektedir. 2002 yılında 12 olan Afrika'daki büyükelçilik sayımız, bugün 44'e yükselmiş durumdadır. Afrikalı ortaklarımız da Türkiye'deki temsilciliklerini artırmaya devam etmektedir. Bugün Ankara'daki Afrika ülkesi büyükelçilik sayısı 38'e ulaşmıştır. Afrika'da 41 ülkede 62 destinasyonda ayak izi bulunan ve kıta dışı en geniş uçuş ağına sahip gurur abidemiz olan Türk Hava Yolları, ortaklığımızın adeta kanatları olmuştur. Türkiye Maarif Vakfı, Afrikalı gençlerin eğitimine katkı sunarken Yunus Emre Enstitüsü, kültürümüzü tanıtarak Afrika ülkeleriyle insani bağlarımızı güçlendirmeye devam etmektedir. AK Parti iktidarları döneminde Afrika'yla toplam ticaretimiz 2003 yılında 5,4 milyar dolar iken şimdi bu rakam 42 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Afrika'daki doğrudan yatırımlarımızın değeri bugün 6 milyar doları geçti."
TSK'nın bölge barışına sağladığı katkıya değinen Özen,"TSK unsurlarımız, ülkemizin sınır güvenliği için sınırda ve sınır ötesinde azami gayret gösteriyor. TSK, ülkemizin birliği, milletimizin yaşam hakkı, dünyada barış, huzur ve istikrar için dün olduğu gibi bugün de sınır ötesinde aziz milletimizin desteğiyle nerede olması gerekiyorsa orada yerini alacak, nerede terör, terörist varsa inlerine girmeye devam edecektir." dedi.
"Bir an için doğru olduğunu düşünsek bile..."
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, AK Parti'nin dış politikasını eleştirdi.
AK Parti'nin dış politikasının çelişkili olduğunu savunan Emir, şöyle konuştu:
"Halkımızın giderek yoksullaşması, eğitimin ve sağlığın çürümesi, toplumsal barışımızın yok edilmesi gibi her tür sorunun altında ezilen AKP iktidarı, bir şekilde bir yerden düşman bulur. O düşmanla bir süre oyalanır ve bütün halkımıza 'Şimdi sırası değil yoksulluğu, açlığı, işsizliği, yolsuzluğu konuşmanın, arkama sıralanın ve biz şu beka sorununu bir atlatalım.' diyor. Bu düşman bir gün Amerika'dır, bir gün AB'dir, bir gün Hollanda'dır, bir gün Mısır'dır, bir gün Yunanistan'dır, uzunca bir süre Suriye oldu, bugün de İsrail."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik açıklamalarını anımsatan Emir, "Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak 'İsrail'in bir sonraki hedefi biziz.' demek ve bunun altına hiçbir gerçekçi temel, kanıt koyamamak son derece vahimdir. Bir an için doğru olduğunu düşünsek bile bir Cumhurbaşkanı'nın söylememesi gereken bir gerçekliktir. Varsa böyle bir şey, kısa, orta, uzun vadeli tedbirlerinizi alırsınız ve yaşama geçirirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, İçişleri Bakanlığının yürüttüğü "Huzur ve Kardeşlik Projesi" kapsamında Şırnak'tan gelen şehit ve gazi yakınları, AK Parti Şırnak Milletvekili Arslan Tatar eşliğinde Genel Kurul çalışmalarını locadan bir süre takip etti.
Eski TBMM Başkanvekillerinden Sadık Yakut da 2010 yılında şehit olan Yüzbaşı Levent Çetinkaya'nın oğlu Görkay Çağan Çetinkaya ile izleyici locasından bir süre Genel Kurul çalışmalarını izledi. Yakut, şehit yüzbaşının oğluna genel kurul salonuna ilişkin bilgi verdi.