Öztrak: "Milletvekillerimiz 'çoklu baro' projesine karşı büyük bir mücadele verdi"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, okulların 31 Ağustos'ta açılacak olmasına ilişkin, "Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı, '40 metrekarelik sınıfta 10 öğrenci ve 1 öğretmen olacak' diyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, okulların 31 Ağustos'ta açılacak olmasına ilişkin, "Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı, '40 metrekarelik sınıfta 10 öğrenci ve 1 öğretmen olacak' diyor. Resmi okullarda 15 milyon 88 bin 592 öğrenci var, buna karşılık 571 bin 351 derslik var. Bu, derslik başına 26 kişi eder. Nerede 10 kişi? Ne yapacaksınız? Bu sorunu nasıl çözeceksiniz?" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans aracılığıyla yapıldı.
Toplantının ardından açıklamada bulunan Öztrak, Türkiye'de adalet sisteminde, ekonomide, eğitim sisteminde, dış politikada ve demokraside sorunlar yaşandığını, ülkenin 2014'ten bu yana her alanda patinaj yaptığını söyledi. Millet işsizliğinin, fukaralığının, perişanlığının iktidarın umurunda olmadığını savunan Öztrak, "Milletin çifte diplomalı evlatları iş bulamıyor, umudunu kesip eve kapanıyor, TÜİK bu çocukları işsizden bile saymıyor, saray efradı gözü karartmış, yedi sülalesinin dünyalığını yapıyor. Üçer beşer maaşlar, ballı yönetim kurulu üyelikleri, sefirlikler, makamlar, mevkiler, adrese teslim ihaleler, sarayın 'sosyete pazarına' düşmüş, kapanın elinde kalıyor." diye konuştu.
Öztrak, Türkiye'nin Prag Büyükelçisi Egemen Bağış'ın sosyal medya hesabından paylaştığı "cuma namazı" fotoğrafını eleştirerek "Gerçek Müslüman, ibadetin reklamının yapılmayacağını bilir ama kendisi yine milletin kutsallarının ardına saklanmış. Sıkılmadan milleti bir kez daha uyutmaya çalışıyor. Büyükelçi, devletinin şan ve şerefini temsil eder. Din istismarına gitmez." ifadelerini kullandı.
Katar'a Büyükelçi olarak atanan Mehmet Mustafa Göksu'nun, AK Parti Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'nun kardeşi olduğunu kaydeden Öztrak, atamada liyakatin değil sadakatin etkili olduğunu ileri sürdü.
Sakarya'da patlamanın meydana geldiği havai fişek fabrikasında 6 yurttaşın hayatını kaybettiğini, 126'sının yaralandığını, 1 kişinin ise kaybolduğunu hatırlatan Öztrak, bunun aynı fabrikada son 11 yılda yaşanan 5'inci patlama olduğuna dikkati çekti. Öztrak, bundan önceki patlamalarda ise 4 işçinin hayatını kaybettiğini, 40 işçinin yaralandığını anımsatarak "Yani bu fabrikanın iş cinayetlerinde sabıkası hayli kabarık. Şimdi soruyoruz, bu kadar iş cinayeti ve patlamaya rağmen, bu fabrika bugünlere kadar sahibini değil ama ismini değiştire değiştire nasıl geldi? Kimler burayı koruyup, kolladı?" dedi.
Böyle bir kazada iş yeri sahibinin hukuken sorumlu olduğuna işaret eden Öztrak, "Müfettişlerin bölgedeki çalışmaları bitmeden, bir Cumhurbaşkanı'nın iş yeri sahibini birkaç defa araması normal değildir. Bilgi almak istiyorsa bakanları orada. Kadim dostu olduğu anlaşılan yandaş iş adamına telefonda ne demiştir acaba?" diye konuştu.
"Geçmişte çok uyardık"
Faik Öztrak, Sakarya'daki bu fabrikanın 11 yılda beş kez patlamasına göz yumanların, bugün Türkiye'de nükleer reaktör inşa ettirdiğini kaydederek "Aziz milletim, durumun ciddiyetinin farkında mısınız?" diye sordu.
Türkiye'deki iş kazalarına ve işçi ölümlerine dikkati çeken Öztrak, "Attığınız her adımda, söylediğiniz her sözde, yaptığınız her işte millet sizi görüyor, Notunuzu veriyor, sandık geldiğinde de yerinizi gösterecek. CHP iktidarı, bu vicdansız düzenin tekerine milletimizle birlikte çomağı sokacak. Çalışana sahip çıkan, haktan, hukuktan, adaletten yana, hiçbir çocuğun yatağına aç girmediği, hakça bir düzeni elbette milletimizle birlikte kuracağız." şeklinde konuştu.
Barolarla ilgili yasa teklifinin Adalet Komisyonu'ndaki görüşmelerinin dün gece yarısı tamamlandığını anımsatan Öztrak, şöyle konuştu:
"Milletvekillerimiz Adalet Komisyonu'nda 'çoklu baro' projesine karşı büyük bir mücadele verdi. Saraydan talimatlı vekiller ve koalisyon ortakları, aklın ve sağduyunun emrettiği uyarı ve itirazlarımızı dikkate almadı. Peki bu yasa teklifinde ne var? Bu teklifte saray hükümetinin yandaş avukatlarına yeni iş alanları açma çabası var. 'Yargıda FETÖ borsasını yöneten' saray avukatlarının işini daha da kolaylaştırmak var. Genel Başkanımız bu durumu kaç kez dile getirdi. Saraydan 'gık' çıkmadı. Hakim ve savcıları oradan oraya tayin ettirebilen avukatlar var. Hakim ve savcılara talimat veren avukatlar var. Şimde de barolar olacak. Geçmişte bu kadroları çok uyardık. Hakimleri, savcıları götürdüler bir cemaate teslim ettiler. Şimdi de anlaşılan avukatları teslim edecekler. Avukatların cüppelerine düğme diktirip, ilik açtıracaklar. Adaleti tamamen sarayın vesayeti altına alacaklar. Daha da önemlisi bu yasa teklifinde müellifi FETÖ olan 'paralel/çoklu baro projesi' var."
"Taslağı hazırlayanların niyetini sorgulayın"
Öztrak, bundan 100 yıl önce işgal altındaki İstanbul'da, işgal güçlerinin etnik ve dini esaslara göre barolar kurduğunu hatırlatarak, "Bu teklifte, emperyal güçlerin, mütareke döneminde uygulamaya koydukları, 'adaleti böl ve yönet projesi' var. Bu teklifte, etnik, mezhepsel, siyasi meşrebe göre ayrı ayrı barolar kurarak 'cumhuriyetin modernleşme projesinin adalet ayağını' tamamen bitirmek var." görüşünü savundu.
"Bu ülkede hukuk birliği bozulursa, üniter yapı, yani devletin birliği nasıl korunacak?" diye soran Öztrak, "İstiklali tam olmanın ön koşulu 'hukuk birliğidir.' AK Parti ve MHP koalisyonunun getirdiği bu teklif, 784 bin kilometrekarelik vatan toprağını parçalama projesidir. Koalisyonu bir kez daha uyarıyoruz, bu taslağı size kim hazırlayıp getirdiyse niyetini bir kez daha sorgulayın. 'Aldatılma kotanız' doldu. Milletin eli iki cihanda da yakanızda olur." ifadelerini kullandı.
Öztrak, Halk Tv, Tele 1 kanallarına ekran karartma cezası verildiğini, sosyal medyaya karartma uygulamak istendiğini dile getirerek sosyal medyada nefret dilinin, lincin önlenmesi, kişisel verilerin izinsiz kullanılmasının önüne geçilmesi, bu mecralardaki kazançların vergilenmesi gibi konularda, tüm dünyada çalışma yapıldığını, Türkiye'nin de bu bağlamda tüm paydaşlarla herkesin görüşünü alarak çalışabileceğini söyledi. Ancak bunlar gerekçe gösterilerek "Sosyal medya mecralarını topyekün yasaklayıp kapatırız." denilmesini kabul etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Öztrak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dijital ortamın sansürlendiği ve yasaklandığı bir ülkede yaratıcılık, katma değer, güven, yatırım, refah olmaz, tencere dolmaz. Son 7 çeyrektir, yani neredeyse iki yıldır ülkemizde yatırımlar sürekli geriliyor. Yabancı sermaye ardına bakmadan kaçıyor. En son, o kadar teşvik, o kadar taviz ve garanti verilmesine rağmen, alman otomobil devi Türkiye'de yatırım yapmaktan vazgeçti. 1 milyar doların üzerindeki bir doğrudan yatırımı kaçırdık. Ülkede hukuk ve adalet olmadan, doğru düzgün istatistik olmadan, yatırımcı önünü göremiyor."
"Böyle bir düşüş görülmedi"
Salgının en etkili olduğu "nisan-mayıs-haziran" aylarında, elektrik tüketiminin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,5 düştüğüne işaret eden Faik Öztrak, "Mevcut seride böyle bir düşüş daha önce hiç görmemişiz. Küresel finansal krizin en derin hissedildiği 2009'un ilk üç ayında bile, elektrik tüketimi sadece yüzde 6,3 daralmıştı. Aynı dönemde ekonomik daralma ise yüzde 14,4 oldu. Şimdi elektrik tüketimindeki daralma 2009'daki daralmanın neredeyse iki katı. TÜİK'in başına atanan yeni saray damadı sihirli bazı dokunuşlar yapmazsa ekonomik daralma da o dönemin 2 katı olacak gibi görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Öztrak, pahalılıktan marketlerde bebek mamalarına hırsız alarmı takılacak noktaya gelindiğini kaydederek şöyle konuştu:
"Sarayın kibirli adamı hala 'Enflasyonu tek haneye indireceğiz' diyor. Bunu diline pelesenk etti ama olmuyor. Söylemekle olmuyor. Ne dedi millete? 'Faiz enflasyonun sebebidir, faizi düşürürsek enflasyon da düşer.' Faiz düştükçe düştü ama enflasyon bir türlü düşmüyor, arttıkça artıyor. Enflasyon tek haneye inmez mi? İner ama bu saray yönetimi, bu tek adam vesayet rejimi bunu beceremez. Güven yok. Yeni dayanışma programı yok. Yeni bütçe yok. Lafla bu iş olmaz. Memur ve emeklilerimize ikinci altı ay için yüzde 1,75 enflasyon farkı alacak. Yine yılın ikinci yarısına ait yüzde 4 zamla beraber, memur maaşları yüzde 5,75 zamlanacak. En düşük memur maaşındaki artış 202 lira. 202 lirayla ne yapılır? Yapılan zam, tek bir günde üç öğün yemeği karşılamıyor."
Öztrak, fedakar sağlık çalışanlarına ayrım yapmadan bayram öncesi birer maaş ikramiye verilmesini, emeklilerin ikramiyelerinin en az 1500 lira yapılmasını istedi.
"Velilerden taahhüt isteniyor"
Salgında G-20 ülkeleri içinde vatandaşına en az karşılıksız maddi destek veren yönetimin Türkiye'de olduğunu öne süren Öztrak, vatandaşların salgın sürecinde yaşadığı sıkıntılara değindi.
Sosyal devletin öneminin bu salgında çok daha iyi anlaşıldığının altını çizen Öztrak, "Siz getirmezseniz, CHP iktidarında ilk iş 'aile destekleri sigortası' uygulamasını başlatacağız. Bu ülkede hiçbir babanın evladına okul pantolonu alamadığı için canına kıymasına izin vermeyeceğiz. Hiçbir çocuğumuzun, yatağa aç girmesine müsaade etmeyeceğiz." dedi.
Öztrak, salgın sürecinde eğitimin normalleşmesine ilişkin alınan tedbirlere de değinerek şu açıklamada bulundu:
"Salgın sürecinde eğitimin normalleşmesinde kaos devam ediyor. Okulların başlama tarihi ikide bir değişiyor. Velilerden taahhüt isteniyor. Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı, '40 metrekarelik sınıfta 10 öğrenci ve 1 öğretmen olacak' diyor. Resmi okullarda 15 milyon 88 bin 592 öğrenci var, buna karşılık 571 bin 351 derslik var. Bu, derslik başına 26 kişi eder. Nerede 10 kişi? Ne yapacaksınız? Bu sorunu nasıl çözeceksiniz? Bilim Kurulunun ve Sağlık Bakanlığının 'sosyal mesafe' şarlarını nasıl yerine getireceksiniz? 1 milyon 200 bin açıköğretim öğrencisi, bütünleme sınavı veya yaz okulu beklentisi içinde. Bu konuda ne yapacaksınız?"
"İmamoğlu yapması gerekeni yaptı"
Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Kurultay hazırlıklarında son durum ne?" sorusu üzerine Öztrak, delegeleri sağlık ve demokrasi arasında bırakmadan, her iki kriteri de yerine getirerek son derece başarılı bir kurultay yapacaklarını bildirdi.
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir röportajında 'Genel başkan, cumhurbaşkanı adayı olmamalı' dedi. Cumhurbaşkanı adayının kriterleri ne olmalı?" sorusuna karşılık Öztrak, Türkiye'nin 1940'lı yıllarda cumhurbaşkanının aynı zamanda parti genel başkanı olması olgusundan vazgeçtiğini hatırlattı. Öztrak, CHP'nin cumhurbaşkanı ile parti genel başkanlığının aynı kişide olmamasını savunduğunu dile getirdi.
"CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin satın aldığı Fatih'in portresine ilişkin eleştirileri oldu. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna Öztrak, "Bu resim uluslararası tanınırlığı olan bir müzayede salonunda alındı. Bu resmi daha önce alan ve sonra satan belli. Bu resmin o dönem alındığı fiyat da belli. Dünyadaki kriz nedeniyle bu resim o dönem alınan fiyatın oldukça altında bir fiyatla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından alındı." yanıtını verdi.
Öztrak, bu resmin yerinin İstanbul olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da yapması gerekeni yaparak resmi İstanbul'a getirdiğini belirterek İmamoğlu'nu kutladı.
"Bu ne biçim yorumdur"
"Çoklu baro düzenlemesine karşı CHP'nin yol haritası ne olacak?" sorusuna Öztrak, "Genel Kurulda meramımızı anlatmaya çalışacağız. Çoklu baro sisteminin nasıl bir beka meselesi olduğunu AK Parti ve MHP milletvekillerine anlatabilmek için Meclis İç Tüzüğü'nden kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanacağız." yanıtını verdi.
Öztrak, "erken seçime" ilişkin bir soru üzerine, "Erken seçime gitmek tek bir kişinin iradesine bağlı, o da Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanı." dedi.
"2017'de temeli atılan ve 450 milyon liraya mal olan Çankırı'daki baraj ortada yok. Bu konudaki yorumunuz nedir?" sorusuna Öztrak, "Öyle görünüyor ki baraj yok olmuş. Dün de Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanı '53 tane daha barajı açıyorum' dedi. Birtakım şeyler millete anlatılıyor ama bunların ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilmek mümkün değil. İşte milletvekillerimiz gittiler Çankırı'da barajı bulamadılar. Buna benzeyen başka yerlerde de barajlar var." cevabını verdi.
"Yunanistan Başpsikoposu, Ayasofya'nın ibadete açılıp açılmayacağı tartışmalarıyla ilgili 'Türklerin buna cüret edeceğini sanmıyorum' dedi. Buna ilişkin yorumunuz ne olacak?" sorusu üzerine Öztrak, "Bu ülkenin neye cüret edip neye cüret etmeyeceğini tayin ve tespit etmek hakkı Yunanistan Başpiskoposunda yok. Bu ne biçim bir yorumdur anlamak mümkün değil. Şunun da altını çizmek lazım, daha 1 hafta önce Yunanistan Cumhurbaşkanı geldi Eşek adasını ziyaret etti. İktidar kanadından bir ses çıktı mı? Saray iktidarından ya da onun koalisyon ortağından bir ses çıktı mı?" dedi.
CHP Sözcüsü Öztrak, Ayasofya'nın ibadete açılması tartışmalarına ilişkin, "Ayasofya'yı açmak, müze yapmak Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan AK Parti Genel Başkanının bir imzasına bakar. İbadete mi açacaksınız? Atın o imzayı bitsin, başka kimse karışamaz." ifadelerini kullandı.