Prof.dr. Doğu Ergil Açıklaması
Balkan Anadolu Derneği tarafından düzenlenen Çözüm Süreci temalı konferansta konuşan Akil Adamlardan Profesör Doktor Doğu Ergil ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Kürt sorununun doğuş nedenlerinden gelinen çözüm sürecine; Yeni...
Balkan Anadolu Derneği tarafından düzenlenen Çözüm Süreci temalı konferansta konuşan Akil Adamlardan Profesör Doktor Doğu Ergil ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Kürt sorununun doğuş nedenlerinden gelinen çözüm sürecine; Yeni Anayasa'ya kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sürekli Eğitim Merkezi'nde (DESEM) gerçekleşen ve çok sayıda katılımcının dinlediği konferansta konuşan sosyolog, siyaset bilimci Profesör Doktor Doğu Ergil, Türkiye'nin bölünmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Prof. Ergil, Kürtler ile Türkler'in birlikte tarihi süreç içinde hep birlikte hareket ettiğine, Kürtler olmadan Anadolu'nun Türkleştirilemeyeceği ve İstiklal Savaşı'nın da kazanılamayacağını belirtti. Ergil, uluslaşma sürecine yeni bir ivme verildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Birbirine düşürülmüş halk kesimlerinin barışması ile olur. Barıştığımız kesim Kürtler. O Kürtler ki, Anadolu'yu Türkleştirirken, Alpaslan'ın ordusunda yer aldılar, Çaldıran'da Yavuz'un ordularına destek verdiler. İstiklal Savaşı Kürtler olmadan kazanılamazdı. Sevr'de kendilerine sunulan ayrı Kürt Devleti'ni reddettiler. Çanakkale'de de öyle. Bir an 'siz yoksunuz' derseniz, çok büyük bir haksızlık doğar. Hakka tapan milletimin istiklal diyoruz. İstiklal Marşında hakka tapmaktan bahseden millet artık hakkı vermek durumundadır"
Ergil, devletin bu zamana kadar şiddeti benimsemeyen ve destek vermeyen Kürtleri 'Kültürel Kürtler' olarak tanımladı ve bu kesimin dinlenmemesi nedeniyle PKK terör örgütünün taban kazandığını ve örgütle muhatap olunmak zorunda kalındığını belirtti.
Profesör Doktor Doğu Ergil, başka hiçbir demokratik Kürt hareketine izin verilmediği için terörün ortaya çıktığını kaydederek şunları söyledi: "Ne olur tahriklere kapılmayın. Bu ülke bölünmez. Bu kadar çalışıldı, bölünemedi. Bu kadar kan döküldü, acı çekildi. Kürtler bu ülkeden ayrılmak istemediler. Eğer isteselerdi bu ülkenin her yerinde kan dökülürdü. Kürtlerin büyük çoğunluğu, PKK ve şiddeti benimsemedi. Kültürel Kürtler diyorum ben onlara. Biz onları hiç kazanmadık. Onlar bize çözümde yaratıcı fikirler sunar dedim. Yapmadık. Yapsaydık, müzakere yaptığımız örgüt marjinalleşebilirdi. Kürtlerin önemli bir kısmının temsiliyetini kazandı. Şimdi onunla muhatabız. Başka hiçbir demokratik Kürt hareketine izin vermediğimiz için. Bu şartlar mecburi olduğu ve barış getireceği için katlanmamız gereken koşullar. O yüzden sürecin iyi yönetilmesi lazım. Bu işin ucunu bırakmayacağız biz. Her aşamada bizim de müdahil olup yanlış giden şey varsa müdahale etmemiz lazım"
Kürtlerin hakları için önce kapıyı tıkladığını, sonra gümlettiğini, ardından kapılar açılmayınca tekmeyle girmeye çalıştığını anlatan Prof. Doğu Ergil, sözlerine şöyle devam etti: "Bazı grupların kendini dışlanmış hissetmemesi gerekir. Önce kapıyı tıklayarak, sonra gümleterek, sonunda bu kapı açılmadığı için tekmeyle girmeye kalkan bir azınlık var ortada. Bunların bu tavrı haklı mı? Haklı değil. Yöntemde haklı değil. Ama talepleri haklı. Dolayısıyla şiddeti dışlayarak bunu nasıl sağlayacağız? Bu soru her bireyin sorumluluğudur. Bunu devletten bekleyemeyiz. Biz şimdiye kadar hep devlete taptık. Haklar devletin tekelinde değildir. Haklar bizim yurttaşlıktan kaynaklanan haklarımızdır. Devlete bakışımızın değişmesi gereken bir sürecin de başındayız. Biz milletin devleti olması gereken bir süreçteyiz. Bunun müzakaresini yapmak zorundayız."
Çözüm sürecinde herkesin kullandığı dile dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Prof. Ergil, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şehit cenazesinde söylenen kanı yerde kalmayacak sözü, affetmeyeceğiz ve intikam alacağız demektir. Pat diye o sözü kesiyorsunuz, bir anda katil ve caniler kardeşimiz ve yurttaşımız oluyor. ya bunda ya bir önceki tanımlamada yanlışlık var. Türkiye'den rica ediyorum, dilimize dikkat edelim. Barış süreci diyoruz, barış düşmanla değil, halkın düşmanlaştırılmış bir kesimi ile yapılıyor. Önemli yasal değişiklikler, ondan sonra da idare biçimine yansıyacak uygulamaları müzakere etmeliyiz. Birlikte yaşamayı kavga etmeden müzakere edeceğiz. Birlikte yaşama sorunsuz olmaz. Eşitlik idealdir, eşitlik doğada bile yoktur. Birbirimize tahakküm etmeden, farklılıklarımızla yaşamanın şartlarını tabii ki müzakere ile kotaracağız"
Düşmandan kurtuluş günlerinin kutlanmasını da eleştiren Prof. Dr. Doğu Ergil, şunları söyledi: "O şehrin en önemli günü olarak kutluyoruz. ya yeter. Bu soğuk savaş zihniyetidir. Dünya düşman kamplara ayrılmıştı. Darül sulha varmak zorundayız. Bu ülkeler bizim şu an dostumuz"
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da, amaçlarının Cumhuriyeti demokratikleştirmek ve daha güçlü kılmak olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Kazanımlar tehlikeye mi girecek kaygısı tabii ki haklı. Bu cumhuriyeti koruma refleksidir. Herkes bilsin ki bizim yapmak istediğimiz Cumhuriyeti daha onurlu ve güçlü kılmaktır. Eskiyi kutsarsak hiçbir reformu ve yeniliği gerçekleştiremeyiz. Maalesef örgüte kaynak sağlandı, terörle mücadele adı altında. Faili meçhuller yaşandı. Ama birazcık vicdanı olan, samimi olan herkes bilmeli ki bu artık böyle gitmez. Birileri risk almak zorunda."
Panelin ev sahipliğini yapan AK Parti İzmir Milletvekli Rifat Sait ise
"Türkiye'nin ilerlemesini ve iyi bir yere gelmesini istiyoruz. Bizi eleştirenlerin bu konuyla ilgili alternatif politikaları yok. Ben Kürt sorunu olmadığını düşünüyorum. Ortak değerleri var. Sürece destek vermeyenleri tarih affetmeyecektir" dedi. - İZMİR