Remzi Çayır: 12 Eylül milliyetçilere, ülkücülere karşı yapılan bir darbeydi
MİLLİ Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, "12 Eylül darbesi aslında Amerikan darbesidir.
Milli Yol Partisi lideri Remzi Çayır beraberindeki partililer ile birlikte, Muhsin Yazıcıoğlu Fikir Akademisi tarafından Taceddin Dergahında düzenlenen '12 Eylül Ülkücünün Çilesi' adlı sergisini ziyaret etti. Burada açıklamalarda bulunan Remzi Çayır, 12 Eylül darbesinin üzerinden 43 yıl geçtiğini söyledi. Çayır, "12 Eylül'de çok acılar çekildi, çok evler yıkıldı, çok canlar alındı. Ne yazık ki 1,5 milyonu aşkın insan bir şekilde soruşturmaya tabi tutuldu. 230 bin dosya açıldı. İşkencede yüzlerce kişi öldü ve öldürüldü. Öldürülürken de faili meçhuller arasına konuldu. 50 vatandaşımız idam edildi. 9 ülkücü darağaçlarında can verdi. Başta o insanlık dışı muameleleri yaşayan şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nu burada anmak isteriz. 12 Eylül darbesi aslında Amerikan darbesidir. 12 Eylül cuntası Amerika'nın elemanlarıdır. Hayata ilişkin umutlarımızı çaldılar. Bir nesli yok ettiler. Aslında 12 Eylül darbesi, milliyetçilere, ülkücülere karşı yapılan bir darbeydi. 12 Eylül darbesinin ülkücülere, milliyetçilere Karşı yapılmış bir darbe olduğu konusunda hiç tereddüt edilmesin" diye konuştu.
'DARBECİLER HER ZAMAN LANETLE ANILMIŞLARDIR'
Çayır, hiçbir darbenin insani olmadığını ve izah edilemeyeceğini belirterek, "Karşı duruşu, kimliği ne olursa olsun 1960 darbedir, 12 Eylül de bir suçtur ve darbedir, 28 Şubat da darbedir, 15 Temmuz da darbedir. Üzülerek ifade ederim ki bu coğrafyada yapılan bütün darbelerin arkasında Amerika Birleşik Devletleri ve emperyal güçler vardır. Türk milletine kastetmek, Türk milletinin onurlu ve şerefli yürüyüşüne engel olmak, itiraz eden bireyleri bir şekilde saf dışı etmek içindir. Fikirlerimiz, inançlarımız, davamız, yolumuz ne olursa olsun konuşabilmeyi becermeliyiz. Yeryüzünde nerede yapılırsa yapılsın hiçbir darbe milletine ve toplumuna hayır getirmemiştir. Darbeciler her zaman lanetle anılmışlardır. Buradan siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına açık çağrıda bulunmak istiyorum. Halen 40 yıl öncesinin anayasasıyla, darbenin anayasasıyla Türkiye yönetilmektedir. Bu yasalarla Türkiye'yi yönetmeye kalkanlar kesinlikle milletin istikbali ve menfaati değil, kendi menfaat ve çıkarlarını düşündükleri için darbenin anayasasına iki elle sarılmayı bir gereklilik görmüşlerdir. Artık 'yeter.' Türk milleti siyaseti kendi çıkar kapısı yapanlarla siyaseti hizmet kapısı yapanları ayırt etmek zorundadır" dedi.