CHP kontenjanından boşalan RTÜK üyeliğine Okan Konuralp seçildi

RTÜK'te CHP için ayrılan kontenjana Meclis Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Kılıçdaroğlu'nun İletişim Koordinatörü Okan Konuralp seçildi.

TBMM Genel Kurulu'nda CHP kontenjanı içerisinde boş kalan RTÜK üyeliği için yeni bir oylama gerçekleştirildi.

274 oy alan Okan Konuralp yeni RTÜK üyesi olarak açıklandı. Konuralp'in RTÜK üyesi seçildiği oylamada, Faruk Bildirici 133 oy alırken, 19 oy da geçersiz sayıldı.

KILIÇDAROĞLU'NUN İLETİŞİM KOORDİNATÖRÜ SEÇİLDİ

Adapazarı'nda 1973'te doğan Konuralp, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldu. 1998'de Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Programını tamamlayan yeni RTÜK üyesi; Tempo dergisi ve Hürriyet'te parlamento muhabirliği yaptı.

Aynı zamanda diyanet ve İslami hareketler, Kürt sorunu, azınlıklar konularında da çalışmalar yürüterek yazı dizileri hazırladı. 2015'ten bu yana CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İletişim Koordinatörlüğü görevini yürütmüş olan Konuralp, evli ve iki çocuk babası.

NE OLMUŞTU?

RTÜK Üst Kurulu, AK Parti kontenjanından seçilen Başkan Ebubekir Şahin'in talimatıyla Faruk Bildirici'nin üyelikten çıkarılması için olağanüstü toplanmıştı. Üyeler, Bildirici'nin TBMM çatısı altında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile yaptığı basın açıklamasını gerekçe göstererek, "Tarafsızlığı zedelendiği için üyeliği düşürülmeli" görüşünü dile getirmişti.

Bildirici, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in TÜRKSAT ve Basın İlan Kurumu yönetim kurullarına üyeliği bulunduğunu açıklamıştı. RTÜK yasasına işaret ederek üyeliklerin 'etik ve yasa dışı' olduğunu ifade eden Bildirici, Şahin'in "RTÜK'teki görevlerinden çekilmiş sayılması" için TBMM ve RTÜK Başkanlığı'na dilekçe vererek, gereğinin yapılmasını talep etmişti.

CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan Faruk Bildirici'nin üyeliği, 2'ye karşı 6 oyla 31 Ekim'de düşürülmüştü. Bildirici, üyeliğinin düşürülmesi kararı hakkında yürütmenin durdurulması ve sonrasında iptal edilmesi için mahkemeye başvurmuştu. Bildirici dilekçesinde, "Kararının Üst Kurul'da alınması; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yetkilerinin gaspı niteliğinde olup Anayasa ve kanunlara açıkça aykırıdır" ifadelerin kullanmıştı.