Rumeli-Balkan Buluşması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah artık koalisyonlar döneminin büyük ölçüde kapanmasının, istikrarın ve güvenin garanti altına alınıyor olmasının en büyük faydasını ekonomide göreceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnşallah artık koalisyonlar döneminin büyük ölçüde kapanmasının, istikrarın ve güvenin garanti altına alınıyor olmasının en büyük faydasını ekonomide göreceğiz. İstikrarın olduğu yerde ekonomi büyür, yatırımlar artar, ihracat yükselir." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen "Rumeli-Balkan" buluşmasında yaptığı konuşmada, Özal, Demirel, Türkeş, Menderes, Yazıcıoğlu, tüm siyasetçilerin başkanlık sistemini istediğini, çünkü hepsinin de koalisyon sisteminin, kaosun, çatışmaların, kavgaların, ülkeye nelere mal olduğunu yaşayarak gördüklerini ifade etti.
"Bizim de çok uzun zamandır dile getirdiğimizi bu yönetim sistemine, Rabbim nasip ederse, 16 Nisan'dan sonra kavuşma şansını hep birlikte elde edeceğiz." diyen Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde başarısız olan liderlerin ayakta kalması mümkün olmadığı için kendine güvenemeyenlerin işi başka taraflara çekmeye çalıştığını söyledi.
Yeni yönetim sisteminde, hükümetlerin, sandıkta doğrudan millet tarafından kurulacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Başkan seçilecek, Cumhurbaşkanı, o da ne yapacak, kabinesini kuracak. Bu nedir? Milletin verdiği direkt yetkidir. Meclisin dağınıklığından istifadeyle otel odalarında, hatırlıyorsunuz değil mi o günleri, gençler hatırlamaz da, meşhur Güneş Motel hatırası vardır. Neler yaşandı neler? Otel odalarında, medya patronlarının villalarında, yurt dışındaki lobi ofislerinde pazarlıklar yapılarak kurulan hükümetler döneminin sona erecek olması, bazılarının işine gelmiyor. Bu durum onların işine gelmiyor ama milletim kendi işini çok iyi biliyor. Bize düşen de milletimizin işine gelen yolu takip etmektir. Onun için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini halk oylaması aşamasına kadar getirdik. Parlamentoda, AK Parti'li, MHP'li milletvekilleri, hep birlikte referanduma 'evet' dedi. Şimdi sıra millette. Ben de diyorum ki şimdi milletimiz gerek AK Parti'ye, gerek MHP, gerek CHP'ye, gerek BBP'ye, gerek Saadet Partisi'ne gönül verenler, hep birlikte konsolide olmak suretiyle 'evet' dediğiniz taktirde, bu iş biter. Şimdi söz de karar da yetki de milletindir.
İnşallah artık koalisyonlar döneminin büyük ölçüde kapanmasının, istikrarın ve güvenin garanti altına alınıyor olmasının en büyük faydasını ekonomide göreceğiz. İstikrarın olduğu yerde ekonomi büyür, yatırımlar artar, ihracat yükselir. İşte ekonomi 'çöktü, battı, bitti' diyenler Çanakkale ile cevabı aldılar. 18 Mart Çanakkale Köprüsü, yerli ve yabancı ortaklığıyla yapılıyor. Bedeli 11 milyar Türk Lirası. Kore ve Türk işbirliği. İstikrar var, güven var. İki kule arası mesafe itibarıyla dünyanın bir numarası olacak. Avrupa'dan gelen Asya'ya, Asya'dan gelen Avrupa'ya rahatlıkla, süratle geçebilecek. İşte biz de bir söz var, hatırlayın; iman, azim öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır.
Güvenin olduğunu yerde işsizlik azalır, enflasyon düşer, bütçe rantiyecilere değil millete harcanır. Türkiye'nin son 14 yılında işte bunları yaparak ülkemizi 3 kat büyüttük. Yeni yönetim sistemimizde inşallah 2023 yılına kadar ülkeyi 2,5 kat daha büyütecek ve hedefimize ulaşacağız."
Dün Kastamonu olduğunu anımsatan Erdoğan, "Kısa süre önce Ilgaz Dağı'nı deldik, Ferhat gibiyiz. Cumhuriyet tarihinde yapılanların çok ötesinde, dağları dele dele geliyoruz. Çünkü millet Şirin, biz Ferhat. Dağları dele dele geliyoruz. Ilgaz Dağı'nı da deldik. Ankara-Kastamonu arasını iki saate düşürdük. Kışın oralardan geçilmezdi. Şimdi artık kar kış demeden Ilgaz Dağı'nı rahat rahat geçebileceğiz. Mesele o inanç, o azim." diye konuştu.
Erdoğan, salondan "Hollanda..." diye seslenilmesi üzerine, "Onlar da görecekler. Onlar çılgına dönüyorlar, Türkiye bunu nasıl yapıyor diye. Almışlar yanlarına PKK'yı, DEAŞ'ı onlarla beraber yürüyorlar, FETÖ'yü almışlar yanlarına, onlarla beraber yürüyor. Bizimle baş edemeyeceksiniz. Biz milletimizle yürüyoruz." karşılığını verdi.
"Kişi, sevdikleriyle beraberdir"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir şeye bakıyorum, kim 'hayır' diyor, bakıyorum ki Kandil'dekiler 'hayır' diyor. Kandil'de kim var? PKK'nın başları var. Onlar, 'hayır' diyor. PKK, 'hayır' diyor. FETÖ, Pensilvanya'dan sesleniyor, 'hayır'. Buradan şimdi hayır diye aldatılanlar ne anlama geliyor? Siz de onlarla berabersiniz. Bu ne demek? Kişi, sevdikleriyle beraberdir. Olay budur. Hepsi bir tarafa bizim daha delinecek çok dağlarımız var, bunu da biliniz. İnşa edilecek çok köprülerimiz var. Daha kurulacak çok fabrikalarımız var daha kepengi açılacak çok dükkanlarımız var. Onlar Güneydoğu Anadolu'da benim Kürt kardeşlerimin evlerinin önünü deldiler, çukurlar, hendekler açtılar. Tehditle evlerine girdiler. Evleri birbirlerine tünelle bağladılar. Oralara bombaları yerleştirdiler. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan hala 'el aman' diliyorlar. Yok. Adalette neyse bunun bedelini ödeyeceksiniz."
Salondan "idam" seslerinin yükselmesine ise Erdoğan, "Ben kanaatimi söyledim. 16 Nisan'dan sonra parlamentomuz idam ile ilgili kararını olumlu istikamette verir, bana geldiğinde de bunu onaylarım." dedi.
Devletin, özellikle de FETÖ'nün darbe girişimindeki 249 şehidin katillerini affetme yetkisinin olmadığını belirten Erdoğan, "O yetki kimindir? O şehitlerin kendi vasilerinindir. Başka kimse bunları affedemez. Devlet, kendisine karşı borcu olan varsa, onları affeder. O ayrı mesele. Ama katil, asla. Biz affedemeyiz. Ben kendimde böyle bir yetkiyi görmüyorum. Onun için inşallah 16 Nisan'dan sonra, Sayın Bahçeli düşüncesini açıkladı, Sayın Yıldırım'ın kanaatini de biliyorum. Şimdi Kılıçdaroğlu da açıklasın bakalım. 'Tamam getirsinler, ben varım' diyor. Ne güzel. Tamam, var mısın? Güzel. 16 Nisan'dan sonra inşallah bunu görelim." değerlendirmesinde bulundu.
Gerekirse vatan için, istiklal için, istikbal için akıtılacak çok kanları bulunduğunu ifade eden Erdoğan, millete yapılacak daha çok hizmetlerinin olduğunun altını çizdi.
"Dürüstlüğü de bizden öğrenecek inşallah"
Erdoğan, 16 Nisan'daki referandumun önemine işaret ederek, "Türkiye'nin potansiyelinin tam anlamıyla kullanılabilmesini sağlayacak cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için tüm milletimizle birlikte sizlerden gayret bekliyorum." dedi.
Referanduma 24 gün kaldığını hatırlatan Erdoğan, herkesten sabah akşam demeden çalışmalarını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gençlerle ilgili yalan yanlış şeyler söylüyorlar. Diyor ki 'Ankara'dakiler kendi çocuklarını parlamentoya sokacaklar. 18 yaşında genç milletvekili olacak. Hemen emeklilik hakkını da kazanacak. Ekmek elden, su gölden parayı da alacak' diyor. Yalanı görüyor musunuz? Sanki seçime giriyoruz, parlamento tamamen 18 yaş grubuyla doldu. Bir defa böyle bir şey yok. 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 ve 25, bunların içinden şu anda son seçimde 5 genç, 25-30 yaş grubu arasında parlamentoya girdi. Niye yalan söylüyorsun? Şimdi burada acaba kaç 18-25 yaş arası genç parlamentoya girecek? Bu bir. İkincisi; parlamentoya giren ikinci dönem milletvekili olamadığı takdirde ona devlet şakır şakır emekli maaşı ödemeye başlamıyor. Böyle bir şey yok. 23 yıl bir defa sosyal güvenlik tazminatını, primi ödeyecek. Emekli olması ne zaman? Şu anda ne zamansa yine o zaman. O zamana kadar da bekleyecek. Yalan söyleme, dürüst ol. Ama bu dürüstlüğü de bizden öğrenecek inşallah. Fakat öğrenmeden emekli olursa vay haline tabii."
Notlar
Rumeli-Balkan Buluşması'nda Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turhan Gençoğlu da hazır bulundu.
Konuşmalar öncesinde, "Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu"nca Rumeli-Balkan türküleri konuklara dinletildi.
Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonunca Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çeşitli hediyeler takdim edildi.
(Bitti)