Sancar, HDP Grup Toplantısı'nda konuştu
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Emekli amirallerin yayınladığı bir bildiri var. İktidar, yine her zaman yaptığı gibi siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve bunu siyaseten kullanma telaşına girdi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Emekli amirallerin yayınladığı bir bildiri var. İktidar, yine her zaman yaptığı gibi siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve bunu siyaseten kullanma telaşına girdi. Yani yine mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidardalar, 19 yıldır mağdurlar." dedi.
Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, her gün kriz üreten, sorunları büyüten, eşitsizlik ve adaletsizlik yaratan, toplumu kutuplaştıran, sosyal adaleti ortadan kaldıran, lime lime dökülen bir yönetim sisteminin altında yaşadıklarını savunarak, "Sistemin kendisi güçlerin tek adamda toplandığı, tekçi bir sistemdir ama ürettiği sorun ve krizler çokludur. Bu sistemde denetim, halk, yurttaş yoktur. Bu sistemde tek adam, tek adamın etrafına çöreklenmiş gruplar vardır." diye konuştu.
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi'nin maddelerine geçilmesine dair oylamanın yenilenmesini anımsatan Sancar, parlamentonun nasıl hiçleştirildiğinin çarpıcı bir örneğini yaşadıklarını söyledi. Sancar, İçtüzüğü zorlayarak, oylamayı yenileyerek kendi çoğunluklarıyla yasanın maddelerine geçilmesini kabul edenlerin parlamentonun iradesine bir kez daha darbe indirdiğini öne sürerek, "Parlamentoyu değil sarayı esas aldıklarını gösterdiler." dedi.
Sancar, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi'nin "fişleme yasası" ve "olağanüstü hali kalıcı kılma çabası" olduğunu savundu. Karşılarında yurttaşları tehlike olarak gören, hemen her alanı güvenlik zinciriyle kuşatmaya çalışan bir zihniyet olduğunu iddia eden Sancar, "İşsizliğe, yoksulluğa çare aramazlar. Tek bildikleri güvenlikçi yasalarla ve polis uygulamalarıyla, yargı operasyonlarıyla halkı tehdit etmek ve sindirmeye çalışmaktır. Yapmaya çalıştıkları şey, korku salarak iktidarlarını devam ettirme çabasıdır. " ifadesini kullandı.
Yargının iktidarın siyasi gündemine göre pozisyon aldığını ve karar verdiğini; iktidar işaret verdiğinde harekete geçtiğini ileri süren Sancar, bunun en çarpıcı örneğini Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesine giden süreçte ve sonrasında gördüklerini belirtti.
Mithat Sancar, Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, hiçbir şekilde boyun eğmediğini, sözünü kısmadığını, başını dik tuttuğunu dile getirerek, "Bu onlara büyük bir derttir. HDP, onuru ayakta tutmanın, başı öne eğmemenin adıdır. O nedenle her gün HDP'ye saldırı için buldukları her imkanı pervasızca kullanmaya devam ediyorlar. İktidarın küçük ortağı, hedef göstermeyi sürdürüyor. Hatta partimizi hedef göstermeyi ve yargıya talimat vermeyi aştı, artık yargıyı açıkça tehdit ediyor. Anayasa Mahkemesini çok açık bir şekilde tehdit ediyor, Anayasa Mahkemesi Başkanını hedef gösterebiliyor. 'Bu anlayış nedir' diye sorarsanız bunun kitaplarda, siyaset biliminde ve siyasi tecrübede adı açıktır. Bu, faşist bir zihniyettir ve ülkeye giydirmeye çalıştıkları sistem de tam budur." diye konuştu.
Ekonomide bir çöküş yaşandığını savunan Sancar, şunları söyledi:
"Bu çöken ekonominin altında kalanlar yoksul, emekçi halklarımızdır. Bu çöküşün her şart altında nimetini yiyenler de vardır. O nedenle kriz kelimesi yetersizdir. Bir ekonomik çöküş yaşıyoruz. Tablonun öbür tarafına bakarsanız yandaş sermayenin nasıl büyüdüğünü görürsünüz. Oraya akan milyar dolarları görürsünüz. Merkez Bankasının kaybolan 128 milyar dolarlık rezervinin nereye aktığını görürsünüz. İşte bu nedenle bu sistem ülke ekonomisini yoksulların, emekçilerin üzerine çökertmeye çalışıyor. Bu düzenin adı Kürşatlar düzenidir. Yetiştirdikleri yeni nesil de Kürşat nesli olmuştur. Bu ülkeye vadede vadede geldikleri yer Kürşatlar düzeni, Kürşat neslidir. Bunu reddediyoruz."
Enflasyon verilerinin açıklandığını dile getiren Sancar, "Yoksullaşmayı bu kadar açık ortaya koyan ve servet, kaynak transferini bu kadar güçlü yaratan başka bir mekanizma olamaz. Faiz, rant, enflasyon..." dedi.
Sağlık sisteminin de "müşteri sistemine" dönüştürüldüğünü ve rant sisteminin güçlü bir halkası haline getirildiğini öne süren Sancar, "O nedenle pandemiyle, halk sağlını esas alan bir mücadeleyi bu iktidar yürütemez. Çünkü, kurulan sistem halk sağlını esas almıyor. Sermayeyi kollayan, rantı gözeten bir sistem kurulmuştur. Bir yandan Aslı Özkısırlar gibi insanlar hastane bulamadıkları, doktora gidemedikleri için hayatlarını kaybediyorlar; bir yandan yandaşa Londra'ya bir ambulans helikopter gönderebiliyorlar. Kimin parasıyla kime hizmet ediyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
"Bu iktidarın darbeci anlayışla herhangi bir sorunu yok"
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, bazı emekli amirallerin açıklamasına değinerek, "Topluma güven verebilecekleri inandırıcı ve samimi bir politikaları yok. Bu iktidar çözüm gücü değildir; sorun kaynağıdır, kriz üretme merkezidir. Ellerinde hiçbir şey kalmayınca mağduriyet siyasetine sarılıyorlar. İktidar, her zaman yaptığı gibi fırsatları büyük bir kurnazlıkla değerlendiriyor. Emekli amirallerin yayınladığı bir bildiri var. İktidar, yine her zaman yaptığı gibi siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve bunu siyaseten kullanma telaşına girdi. Yani yine mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidardalar, 19 yıldır mağdurlar." dedi.
Darbelerin Türkiye'de büyük yıkımlara ve tahribatlara neden olduğunu vurgulayan Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar bizim çok iyi bildiğimiz gerçeklerdir. Askeri ya da sivil bütün darbelere karşı her zaman en açık tutumu alan ve her türlü darbeci zihniyetle mücadele eden bir siyasi geleneğe sahibiz. Buradan bir kez daha hatırlatalım; bütün sorunların çözüm yolu demokrasidir, siyasettir, demokratik siyasettir. Bunun dışındaki her girişime, yaklaşıma, uygulamaya karşı bizim tutumumuz nettir ama bir bildiriden bir darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara da tekrar şunları hatırlatalım; eş genel başkanlarımızdan belediye eş başkanlarımıza kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının adı nedir? Darbe değil midir? Bu bir darbeci icraat değil midir? Seçme ve seçilme özgürlüğünü ortadan kaldırarak halkımızın belediyelerini kayyımlarla gasp etmek halkın iradesine darbe değil midir? Milyonlarca oy alan partimiz hakkında kapatma davası açtırmak demokratik siyasete bir darbe girişimi değil midir? Ömer Faruk Gergerlioğlu, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın vekilliğini haksızca, hukuksuzca düşürmek halk iradesine bir darbe değil mi? 15 Temmuz sonrası OHAL ilan ederek yüzbinlerce kamu çalışanını KHK'lerle işten atmak, gazete ve televizyonları kapatmak darbeci bir uygulama değil midir? İstanbul Sözleşmesi'ni tek taraflı bir tasarrufla feshetmek kadın kazanımlarına yönelik bir darbe değil mi? Anayasayı, hukuku rafa kaldırmak darbelerin temel özelliğidir. Bu iktidara yönelik en küçük bir eleştiriye dahi tahammül göstermeyen, bir tweet atanı, röportaj vereni tutuklattırmak yurttaşa karşı darbe değil midir? 28 Şubat'ın ürünü olan güvenlik yasasını darbe mantığı ile yürürlüğe sokmak yine aynı şey değil midir?
Bu iktidarın darbeci anlayışla herhangi bir sorunu yok. Bu iktidarın darbecilikle hesaplaşma konusunda en ufak bir samimiyeti de olamaz. Eğer gerçekten darbeci zihniyetle, darbeci herhangi bir girişimle hesaplaşma konusunda samimi ise o zaman bu iktidarın yapacağı ilk şey kendi icraatları ile yüzleşmektir. Eğer cesareti varsa bu iktidar aynaya bakar, o zaman bu ülkede hangi anlayışın darbecilikle nasıl bir iç içelik yaşadığını daha iyi görür. Bizim duruşumuz ve tutumumuz nettir. Biz, siyaset, demokrasi dışı hiçbir arayışa prim vermeyiz. Siyaset, demokrasi dışı her türlü arayışın karşısındayız. Bugün demokrasiyi rafa kaldıran, siyaseti lağveden iktidar, bizatihi kendisi sürekli bir darbe sarkacının merkezi, kaynağı haline gelmiştir."