Haberler

Selçuk Özdağ; "Darbeler Milletleşmemizi Dumura Uğrattı"

Abone Ol

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Anadolu çocuklarına korku, şantaj ve vaatlerle siyaset yaptırılmadığını belirterek; “Ama artık Türkiye’de siyasetçiler korkmayacak, şantaj ve vaatlere ‘yok ya’ diyerek elinin tersiyle itecek” dedi.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Anadolu çocuklarına korku, şantaj ve vaatlerle siyaset yaptırılmadığını belirterek; "Ama artık Türkiye'de siyasetçiler korkmayacak, şantaj ve vaatlere 'yok ya' diyerek elinin tersiyle itecek" dedi.

Adnan Menderes Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı Uluslararası Darbe Sempozyumunun ikinci günü "Siyasi ve Toplumsal Travma Olarak Darbeler" konulu oturumla devam etti. Moderatörlüğünü ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan'ın yaptığı oturuma TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ ve Star Gazetesi yazarı Yakup Köse konuşmacı olarak katıldı.

ADÜ'nün büyük bir sorumluluk alarak düzenlediği Uluslar arası Darbe Sempozyumunda 2 gün boyunca darbelerin her yönüyle ele alındığını belirten Rektör Cavit Bircan, bu oturumda ise darbe mağduru olan ve bu yüzden bedel ödeyen iki kişinin yaşadıklarını anlatacağını söyledi. 15 Temmuz darbe girişimini 'sümsük bir adamın' tek başına planlayamayacağına işaret eden Bircan, FETÖ'nün arkasındakilerin, iş birlikçilerinin ve dış güçlerinin bilinip iyi tanınması gerektiğini vurguladı.

Dünyada ebedi devletler olmadığını ancak devlet kurma özelliğine sahip olan milletler olduğunu kaydederek sözlerine başlayan Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Türk milletinin bu konuda Orta Asya'dan bu yana önemli işler başardığını ifade etti. Darbe nedeniyle 7 yıl hapis yattığını, üniversiteden uzaklaştırıldığı ve 2-5 yıl işsiz kaldığını kaydeden Özdağ, "1960'da darbe oldu, Menderes ve arkadaşları asıldı. Darbelerin üç yönlü zararı oldu. Ekonomiye büyük zarar verdi, Türkiye her darbede yüzde 50 fakirleşti. Demokrasimize zarar verdi, demokrasiyi içselleştirmemizi engeldi. En önemlisi bizim kültürel savrulmalarımıza neden oldu. Milletleşmemizi dumura uğrattı. Dünyada saf ırk yoktur, saf ırk sadece atlarda olur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir kişinin doğup büyüdüğü yerde askerlik yapamamasını sağlayarak milletleşmenin önünü açmıştı. Darbeler bizim milletleşmemizi engelledi. Darbeler Müslüman ve Türk coğrafyasında oluyor ama batıda olmuyor. Çünkü onlar bize darbeleri dayatıyor. Millet olarak sağcısı solcusu el ele verip darbeleri çöpe atacağız. Anadolu çocuklarını korkuttular, Menderes'e tahammül edemediler. Anadolu çocuklarının siyaset yapmasını istemediler. Siyasetçileri ya korkuttular, ya şantaj yaptılar ya da vaatler vererek kendi taraflarına çekmeye çalıştılar. Ama artık Türkiye'de siyasetçiler korkmayacak, şantaj ve vaatlere 'yok ya' diyerek elinin tersiyle itecekler" diye konuştu.

"Artık Anadolu'nun çocukları kava etmesin"

Sağcı ve solcu gençlerin sokaklara çıktığı eylemlerde hep darbecilerin rolü olduğuna dikkat çeken Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "80 darbesinde cezaevine girdim, aktif olarak eylemlere katıldım. Hem sağdan hem de soldan yanımda idama gidenler oldu. Şimdi keşke şimdi sokağa çıkmasaydık, dövüşmeseydik ve meselelerimizi konuşarak çözebilseydik diyorum. Bu ülke niçin liderlerini cezaevinde pişiriyor, siyasetçinin cezaevinde ne işi var. Bu ülkenin evlatları hep oyuna getirildi. Türkiye sağ da solda hata yaptı. Üniversitelerde halen kavgalar oluyor. Artık Anadolu'nun çocukları dövüşmesin, birlik olsun. Darbelerle bizi kamplaştırıp, kutuplaştırıyor sonra parçalamaya çalışıyorlar. Kamplaşmaları Menderes döneminde başlattılar. O zaman birbirlerin kız alıp vermediler, aynı mezarlığa bile gömülmediler. Anadolu'da yaşayan 80 milyonun son kaleye sahip çıkması lazım. Bütün darbeler kötüdür. Cumhuriyetimize ve demokrasiye sahip çıkarak gelecek nesillerine zengin bir Türkiye bırakalım"

"Hep birlikte son limana sahip çıkalım"

Darbe sürecinde cezaevinde yaşadıklarından söz eden gazeteci Yakup Köse'de, Türk milletinin 15 Temmuz'da dünyaya örnek olduğunu söyledi. Köse, "14 yaşında tutuklandım. 5'er dakika süren üç mahkeme sonunda 15 yaşında kalem kırılıp idam kararı yüzüme okundu. 28 Şubat'ın hakimleri işgüzar bir komutana talimat verip beni dar ağacına götürdü ama ben hiç korkmadım. Amaçları imam hatipler üzerinden halkın üzerinde korku salmaktı. Bu hadiseler yaşandıktan sonra imam hatibe gidenlerin sayısı yarı yarıya düştü. 11 yıl hapis yattım, 14 yaşında Fetullah Gülen yüzünden cezaevinde zumla uğradım. Fetullah Gülen'in kasetini dinleten kişi, kaset çalmaya devam ederken 'Niye sen bu adamın yanında değilsin' diyerek sürekli beni dövdü. Cezaevinde 'Ben bu adamı hiç sevmeyeceğim' dedim ve dilim döndüğünce hep bildiğim doğruları anlatmaya çalıştım. Yine 25 Aralık sürecinde FETÖ terör örgütü yüzünden ceza alıp, 7 ay daha hapis yattım. Bedeller ödedik ama 15 Temmuz'da da olduğu gibi demokrasi ve hürriyetimize sahip çıktık. Artık Türkiye ümmetin ve mazlumların güvenilir tek limanı haline geldi. Birileri bu güvenilir limana zarar vermek istiyor. Bizim el ele verip bu limanı korumamız lazım. Allah Türkiye'nin ve Türk milletinin yardımcısı olsun" şeklinde konuştu. - AYDIN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Selçuk Özdağ Yakup Köse Menderes Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title