Sezgin Tanrıkulu'nun TSK'ya yönelik iftiralarına ilişkin CHP'den açıklama: Kabul edilemez, konu yetkili organlarımızda görüşülecektir
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun "Türk Silahlı kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu doğruladı" sözlerine ilişkin açıklamada bulundu. Öztrak, "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir" ifadelerini kullandı.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bir canlı yayında sarf ettiği "Türk Silahlı kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu doğruladı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı her şey eleştiriden azade değil, bizler milletvekiliyiz. Bunları sorgularız" açıklamalarına ilişkin CHP'den de açıklama geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun "Türk Silahlı kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu doğruladı" sözlerine ilişkin açıklamada bulundu. Öztrak, "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir." dedi. Öte yandan konuyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
"TSK, 15 KÖYLÜYÜ HELİKOPTERDEN ATTI"
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, konuk olduğu canlı yayında Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında skandal ifadeler kullandı. Açıklamalarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de tartışılabileceğini belirten Tanrıkulu, "Türk Silahlı kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bunu doğruladı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı her şey eleştiriden azade değil, bizler milletvekiliyiz. Bunları sorgularız. TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız" dedi.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca; Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu hakkında, 08/09/2023 tarihinde TV100 isimli kanalda yayınlanan Özgür İfade Programının canlı yayınına telefonla bağlanarak yapmış olduğu yorumlarından dolayı 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 301. Maddesinde düzenlenmiş olan 'Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama' ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 216. Maddesinde düzenlenmiş olan 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama' suçlarından soruşturma başlatılmıştır." denildi.
CHP'DEN AÇIKLAMA: YETKİLİ ORGANLARIMIZLA GÖRÜŞÜLECEKTİR
Konuya ilişkin CHP'den de açıklama geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir."
TANRIKULU'NDAN HAKKINDAKİ SORUŞTURMAYA İLİŞKİN AÇIKLAMA
Öte yandan Tanrıkulu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılmasına ilişkin açıklama yaptı. Sezgin Tanrıkulu açıklamasında şunları kaydetti:
"Ankara CBS hakkımda soruşturma başlatıldığını kamuoyuna duyurmuş. İki husus var; birinci olarak AKP'nin kuruluşundan önce gerçekleşmiş ve insanlığa karşı suç olduğu AİHM kararlarıyla sabit olan "Kürtlere karşı" bu ağır ihlalleri AKP milletvekillerinin ve yöneticilerinin kurumsal olarak linç kampanyası başlatmaları ve Devlette devamlılık esastır prensibi üzerinden bunu sahiplenmeleri AKP'nin derin devletin yeni sahibi olduğunun bir kez daha itirafıdır. İkinci olarak; çetelerin, uyuşturucu kaçakçılarının, rantçıların peşine düşmesi gereken Ankara CBS'nın bir tatil günü hakkımda soruşturma başlatması ve kamuoyuna duyurması da göz ardı edilmemesi gereken bir uygulamadır.
"ŞU AN BENİ LİNÇ ETMEYE KALKAN ZİHNİYET, 10 YIL SONRA ROBOSKİ'DE KATLİAM OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİ DE LİNÇLEYECEK"
Geçmişteki hakikatler, şimdiki siyasi pozisyonlarınıza göre eğilip bükülemez, değiştirilemez. Aşağıda AİHM'in Türkiye'yi mahkum ettiği iki davadaki kararlarından kısa alıntılar aktarıyorum. İlkinde Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar var. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkâr etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar. Köylüler zorla kaybettirildi.
İkinci dava Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları. Şu an beni linç etmeye kalkan zihniyet, on yıl sonra Roboski'de bir katliam olduğunu söyleyenleri de linç edecek. Ama hakikatler siz linç ettiğinizde de ortadan kalkmaz."