Son Dakika! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözleriyle ilgili açıklama: Böyle çürük tahtalara basmam
Son dakika: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balkan turu dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP'li Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözlerinin sorulması üzerine açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani onu benim değerlendirmem doğru olur mu? Ben böyle çürük tahtalara basmam. Yani bu adı altılı masa olan, nereye gideceği belli olmayan bu yapıdan hiçbir şey çıkmaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Balkan ülkelerine gerçekleştirdiği ziyareti sonlandırmasının ardından yurda döndü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerin gündemle ilgili sorularını da yanıtladı.
"BÖYLE ÇÜRÜK TAHTALARA BASMAM"
CHP'li Gürsel Tekin'in katıldığı bir canlı yayında "HDP'ye bakanlık verilebilir" şeklindeki sözlerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani onu benim değerlendirmem doğru olur mu? Ben böyle çürük tahtalara basmam. Yani bu adı altılı masa olan, nereye gideceği belli olmayan bu yapıdan hiçbir şey çıkmaz" dedi.
"HERHALDE ADAYI YSK AÇIKLAMA YAPANA KADAR AÇIKLAMAYACAKLAR"
Sözlerinin devamında 6'lı masanın aday açıklamamasına yönelik eleştiride bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Varsa adayınız adayınızı açıklarsınız değil mi? Ama şu anda altılı masanın yaptığı tek iş var; "Önümüzdeki toplantıyı kimin evinde yapacağız?" Tek yaptıkları iş bu. Sıralamaya koymuşlar. Başka bir şeyi hiç duydunuz mu? "Önümüzdeki toplantıyı kimin evinde yapacağız?" Hep bu. Bir mesafe alın, bir adım atın; yok. Herhalde bunlar Yüksek Seçim Kurulunun açıklamayı yaptığı ana kadar bir karar alamayacaklar diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"SEÇİM ÇALIŞMALARI OLGUNLAŞINCA AÇIKLAMAYI YAPACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklamalardan satır başları ise şu şekilde: "Şu anda seçimlerle ilgili ekipler çalışıyor. Bu çalışmaları belli bir noktaya getirdikten sonra kampanyanın ana başlıklarını o zaman açıklayacağız. Şu anda parti teşkilatımız içerisinde geniş bir ekibimiz bu çalışmayı yürütüyor. Bu çalışmaları olgunlaştırdıktan sonra da açıklamamızı yaparak hepsini kamuoyuyla paylaşacağız. Biliyorsunuz bu konularda AK Parti'nin deneyimi, tecrübesi her zaman için diğerleriyle mukayese edilemeyecek derecede ileridir, iyidir. Şu anda bu çalışmaları yürüten arkadaşlarımız bizlere sunumlarını yapıyorlar ve bu sunumlardan sonra da belli bir olgunluğa gelince bunu kamuoyuyla en güzel şekilde paylaşmayı planlıyoruz.
"BALKAN ZİYARETİMİZ KRİTİK ÖNEME SAHİP"
Salı günü başladığımız Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'ı kapsayan Balkan turumuzu tamamladık. Bölgesel gelişmeler açısından kritik bir dönemde son derece önemli ziyaretler gerçekleştirdik. Ana gündemimizi Bosna-Hersek'teki siyasi krize çözüm bulunması oluşturdu. Bu çerçevede muhataplarımızla istişarelerimizi yaptık, öneri ve katkılarımızı kendileriyle paylaştık. Gerek ikili düzeyde gerek Üçlü Danışma Mekanizmaları kapsamında diyalog ve istişarelerimizi artırarak sürdürme konusunda mutabık kaldık. İkili konuların yanı sıra bölgesel ve uluslararası gelişmeler bağlamında fikir alışverişinde bulundum. Tüm temaslarımda Bosna-Hersek'in toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizi vurguladım. Ülkemizin bundan sonra da üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini ifade ettim. Mevcut sorunların aşılması noktasında mesafe kat ettiğimize inanıyorum.
"ENERJİDE HEDEFİMİZ İHTİYACA YÖNELİK REZERV BULMAK"
Öncelikle biraz geri gitmek istiyorum. Yenilenebilir enerji konusunda tabii doğal gaz sıkıntısı patlak vermediği dönemde başta Almanya ve Fransa olmak üzere bunlar çok havalı dolaşıyorlardı. Çünkü "bizim nükleer enerjimiz var" diyorlardı. Nükleer enerji dolayısıyla da rahat olduklarını söylüyorlardı. Doğal gaz konusunda da sıkıntılarını olmadığını söylüyorlardı. Hatta o aralarda benim Merkel'le de Macron'la da görüşmelerim olmuştu. O görüşmelerde de onlar kömürü, yani termik santralleri kapatacaklarını ve yenilenebilir enerjiye geçeceklerini, hatta hatta nükleer enerji santrallerini de kapatma kararı aldıklarını söylemişlerdi. Mesela Almanya üç santrale indirmişti. Scholz gelince Scholz'la da ben bu konuyu konuştum, "Ben Merkel'in attığı adımdan geri gitmem. Ben de bu nükleer enerji santrallerini kapatmakta kararlıyım" dedi. "Bunu iyi düşündünüz mü?" dedim. "Evet, çünkü yenilenebilir enerji artık Avrupa Birliği'nin ortak bir kararı" dedi. Baktım Macron da aynı durumda. Ve ne oldu? Bir ay geçmedi, Almanya hemen Ruhr havzasını açma kararı verdi ki Ruhr havzası Almanya'nın kömürde çok güçlü olduğu, önemli bir termik santral havzasıdır.
"AVRUPA ÖYLE ZANNEDİLDİĞİ GİBİ HUZURLU DEĞİL"
Şu anda Almanya Ruhr havzasını yani termik santrali kullanmaya başladı. Böyle bir duruma geldi. Tabii Rusya keyfinden bu kararları almadı, bu adımları atmadı. Avrupa öyle zannedildiği gibi rahat değil, huzurlu değil. Bu çok farklı bir yere gidiyor. Böyle bir durum var. Hamdolsun bizim şimdilik böyle bir sıkıntımız yok. Rusya bize herhangi bir yaptırım uygulamıyor. Hele hele kendisiyle fiyat konusunda bir görüşmem, konuşmam olmuştu. O konudaki yaklaşımını da bize müspet olarak gerçekleştirirse o zaman zaten "nurun ala nur" olur. Çünkü bizim de derdimiz, mümkün olduğunca elektriği veya doğal gazı vatandaşımıza daha uygun şartlarda verebilmek. Hele hele 2023 ile birlikte inşallah kendi doğal gazımızı çıkarmamız halinde, onu çıkardığımız andan itibaren biz vatandaşımızın kapısına doğal gazı çok daha ucuza ulaştıracağız. Hedefimiz bu. Şimdilik bu mevcut rezerv, ihraca yönelik bir rezerv değil. Ama Türkiye için çok büyük bir kapıyı inşallah açmış olacağız.
"TÜRKİYE'YE YATIRIM İÇİN KAPIMIZI ÇALANLAR VAR"
Şu anda gerek Avrupa'dan gerek dünyanın değişik yerlerinden Türkiye'de yatırım için kapımızı çalanlar var. Tabii hassasiyetleri sebebiyle bu firmaların kimler olduğu konusuna girmeyeceğim ancak şu an itibarıyla toplamda 20 milyar dolar gibi Türkiye'de yatırım yapma konumunda olan firmalar var. Bu rakam inşallah daha da yükselecek, öyle gözüküyor. Bir de şu anda mali noktada dışarıdan parasını Türkiye'de park eden firmalar da başladı. Çünkü başka ülkelere güven kalmadı. Ama Türkiye'ye bu noktada güven var. Bununla ilgili olarak birçok görüşmeleri ben ve arkadaşlarım yürütüyoruz ve bu görüşmeler neticesinde de olumlu neticeler alıyoruz. İşi gevşetmeyeceğiz, sıkı tutacağız ve bu süreci de en güzel şekilde inşallah değerlendireceğiz, atlatacağız. Çünkü Merkez Bankamızda dikkat ederseniz bir defa rezerv yükselmeye başladı.
"DÖVİZDEKİ SIKINTIYI AŞACAĞIZ"
Bu tabii döviz rezervi noktasında bizim rahat hareket etmemizi sağlamış oluyor. Bu konuyla ilgili de şu anda birçok dost ülke gerekli desteklerini sağ olsun veriyorlar. Onlardan borçlanmamız Merkez Bankası olarak güçlenmemize neden oluyor. İnşallah bunu başarmak suretiyle de dövizdeki bu sıkıntıyı aşmış olacağız. Bir diğer taraftan da özellikle ihracatta malum öyle ürünler var ki bunlar ithale dayalı, bu ürünlerde de dövize ihtiyacınız var, bunları da bu yolla karşılamış oluyoruz. Bu noktada şu anda ilgili bakanlıklarımız, kurumlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Hele hele tabii bu dönemde turizmde çok ciddi bir gelişme var. Turizmdeki gelişmeyle de hamdolsun koronavirüs döneminin öncesine geçtik ve şu anda turizmde gerek Rusya gerek Ukrayna gerek batıdan ciddi turist çekmeye başladık. Bu konuda da tabii Kültür ve Turizm Bakanıma teşekkür ediyorum. Çünkü bu işi kovalamadığınız sürece netice almak da mümkün değil. Aynı şekilde İngiltere'den de ciddi manada turist alıyoruz. Böyle bir dönemin içerisindeyiz."