Trump'ın Gazze planına ilk itiraz ABD müttefikinden geldi
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında ABD'nin Gazze'de "yönetimi devralacağını" Gazzelilerin Gazze'yi terk edip başka bir yere yerleşmesi gerektiğini söyledi. Suudi Arabistan Trump'ın sözleri ardından "İsrail ile ilişkiler Filistin Devleti kurulmadan tesis edilmeyecek. Filistin ile ilgili duruşumuz müzakere edilemez" açıklamasında bulundu.
ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Gazze'nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze'deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu. Trump, "ABD, Gazze Şeridi'ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız." ifadesini kullandı. Trump'ın dünyayı şoke eden bu planına ilk itiraz ABD müttefiki Suudi Arabistan'tan geldi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşuna yönelik sarsılmaz desteğin sürdüğü belirtilerek, "Veliaht Prens ve Başbakan olan Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud, 18 Eylül 2024'te Şura Konseyi'nin dokuzuncu döneminin ilk oturumunun açılışında yaptığı konuşmada bu tutumu açık ve kesin bir şekilde ifade etmiştir" ifadelerine yer verildi.
SUUDİ ARABİSTAN'DAN BAĞIMSIZ FİLİSTİN VURGUSU
Suudi Arabistan yönetiminin başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için amansız çabalarını sürdüreceğini ve bu gerçekleşmeden İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmayacağını daha önce vurguladığı hatırlatılan açıklamada, "Muhammed bin Selman ayrıca, 11 Kasım 2024'te Riyad'da düzenlenen olağanüstü Arap-İslam Zirvesi'nde bu kararlı tutumu yinelemiştir. Başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarına dayalı bir Filistin devleti kurma çabalarının sürdürülmesi gerektiğini vurgulamış ve İsrail'in Filistin topraklarını işgaline son verilmesini talep etmiştir" denildi. Açıklamada ayrıca Muhammed bin Selman'ın "daha fazla barışsever ülkeyi Filistin Devleti'ni tanımaya çağırdığı" ve "Filistin halkının haklarını desteklemek için uluslararası toplumu harekete geçirmenin önemini vurguladığı" hatırlatıldı.
"FİLİSTİN HALKI HAKLARINI ELDE ETMEDEN KALICI BARIŞ İMKANSIZDIR"
Suudi Arabistan yönetiminin Filistin halkının yasa dışı yollarla yerinden edilmesine karşı olduğu vurgulanan açıklamada, "İsrail'in yerleşim politikaları, toprak ilhakı veya topraklarından çıkarma girişimleri yoluyla Filistin halkının meşru haklarına yönelik gerçekleştireceği herhangi bir ihlale kesinlikle karşı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz" ifadelerine yer verildi. Uluslararası toplumun topraklarında kalmayı sürdürecek olan Filistin halkının katlandığı ağır insani acıları hafifletme görevinin bulunduğu hatırlatılan açıklamada, "Suudi Arabistan, bu sarsılmaz tutumun müzakere edilemez olduğunu ve uzlaşmaya tabi olmadığını vurgulamaktadır. Filistin halkı uluslararası kararlara uygun şekilde meşru haklarını elde etmeden kalıcı ve adil bir barışa ulaşmak imkansızdır. Bu durum daha önce hem eski hem de mevcut ABD yönetimlerine açıkça ifade edilmiştir" denildi.
HAMAS'TAN AÇIKLAMALARA TEPKİ
Hamas, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Filistinlilerin Gazze'den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını savunduğu açıklamasını reddetti. Hamas'tan yapılan açıklamada "Trump'ın Gazze'ye yönelik sözleri Ortadoğu'da kaos yaratmak için reçete niteliğinde" ifadeleri kullanıldı.
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Trump'ın açıklamasına Telegram üzerinden sert tepki göstererek "Trump'ın, 'Gazze Şeridi halkının gitmekten başka çaresi yok.' şeklindeki açıklamalarını reddediyor, bunu bölgede kaos ve gerginlik yaratma reçetesi olarak görüyoruz." açıklamasında bulundu.
Bu planların icraata dökülmesine izin vermeyeceklerini belirten Ebu Zuhri, yapılması gerekenin Filistin halkını topraklarından sürmek değil, işgal ve saldırıların sona erdirilmesi olduğunu vurguladı.