Haberler

Tam Gün Sistemine Açıklama

Güncelleme:
Abone Ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Tam Gün sistemini 2 yıldır sürdürüyoruz."

Süreç içinde çıkan ihtiyaçları tespit ettik ve bu aksamaları ortadan kaldırmak için adım attık atıyoruz. Yapacağımız yasal bir düzenleme ile üniversite hocalarımız mesailerinin bitiminde hizmet vermelerinin önünü açan bir düzenleme yapıyoruz" dedi. Erdoğan, yapılacak olan düzenleme ile mesai sonrası hizmet alan hastanın ödediği paranın bir kısmını doktorun, bir kısmını da hastane bütçesinin alacağını belirtti. Başbakan Erdoğan ayrıca CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir röportajda "Biz rakıyı suyla içeriz sözleri hakkında, "Bunların ne içtiklerini gerçekten merak ediyordum. Meğer rakıyı su ile içiyorlarmış. Diyorum ki siz böyle içmeye devam ederseniz Rize'nin tulumuna gayda demeye devam edersiniz. Ben Mardin'de söylediğimi Rize'de de söylerim ama sen Rize'ye diye İskoçya'ya gidersin" şeklinde konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta sağlık sorunları nedeniyle iptal olan partisinin grup toplantısında konuştu.

Başbakan Erdoğan konuşmasının başında, CHP'den AK Parti'ye katılan, Salih Fırat'a "Kardeşimize ailenize ailemize hoş geldiniz diyorum" dedi. Erdoğan geçen hafta soğuk algınlığım nedeniyle gurup toplantılarını gerçekleştiremediklerini belirterek, "Bu arada bugün gerçekten çok farklı çok anlamlı bir rekora hep birlikte ulaşmış bulunuyoruz. 10 yıllık iktidarımız döneminde her alanda tarihi rekorların sahibi olduk. Bugün de Ak Parti ve hükümetimiz adına bir rekoru daha egale ediyoruz. Merhum Adnan Menderes 10 yıl 5 gün iktidarda kalmıştı. Biz bugün bu rekoru aşıyor çok partili dönemde en uzun süre ardı arkası kesilmeden iktidarda kalma rekorunu aşmış oluyoruz. Merhum Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yad ediyorum" dedi.

"CİDDİ YATIRIMLAR VAR"

Başbakan Erdoğan, pazar günü normal mesaisine başladığını belirterek, " Çanakkale'de önce Biga ilçesine gittik orada Biga Belediyemizin, hayırseverlerimizin 40 milyon tutarındaki 16 ayrı açılışı gerçekleştirdik. Üçtaş özel sektörümüzün güçlü bir kuruluşu. Biga'ya yaptıkları 2 milyar dolarlık yatırımı bakan arkadaşlarımızın katılımıyla hizmete açtık" şeklinde konuştu. İçtaş yönetimine özel bir ziyaret gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, "Biga'dan Çan ilçesine geçtik. 10 bini aşkın kardeşimiz bizi bekliyordu. Oraya gidene kadar da bir iki eve uğramak suretiyle eski vefalı dostlarımıza ziyaret gerçekleştirdik. Onlarla beraber yola çıkmıştık. 30 yıllık dostluğumuz kardeşliğimiz vardı. Onlara uğramak suretiyle tarihi birlikte yad ettik.Ardından arge merkezini açtık. Kale gurubunun önemli arge merkezlerinden biri. Seramik noktasında büyük bir deneyimi var. Çanakkale'de bu konuda ciddi yatırımlar var" şeklinde konuştu.

ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ'NİN 98. YIL DÖNÜMÜ

Dün 18 Mart Çanakkale'de deniz zaferinin 98. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla tekrar kutladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Sabah saatlerinde stadyumda resmi törenlere katıldık. Bütün tribünler doluydu. Bu coşkuyu orada ülkemizin değişik yerlerinden gelen vatandaşlarımızla yad ettik" şeklinde konuşarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Şehit torunlarıyla, balkanlardan orta doğudan gelen misafirlerimizle bir araya geldik. Çanakkale destanını tüm yurda tanıtmak maksadıyla kapsamlı bir proje başlattık. Çanakkale'ye gidemeyen vatandaşlarımıza sergiler belgeseller yoluyla Çanakkale ruhunu aktaracak aktarıyor. 81 vilayetimizden gelen şehit torunları Çanakkale'de bir araya geldik. Öğleden sonra Gelibolu'daki resmi törene katıldık. Diyanetişleri Başkanlığı'na özellikle teşekkür ediyorum. 250 binin üzerinde hadisi şerif okundu. Bu da bizim için oldukça anlamlıydı. Anzaklar geliyor orada dualarını yapıyorlar. İnşallah bizim de bunu gerçekleştirmemiz. Bu gerçekleştiği için ayrıca mutluyum. Bundan sonra da bu böyle devam edecektir. Burada şu hususu ifade etmek durumundayım. Millet olarak tarihimizden çok önemli dönüm noktaları var. Malazgirt Savaşı, Çaldıran Savaşı, Mohaç Savaşı, bizim tarihimizde önemli yere sahip savaşlardır. Çanakkale Savaşı da tarihimize damga vuran bir zaferdi. Dünyanın en modern orduları Çanakkale'de kesin yenilgiye uğratılmıştır. Düşman saldırıyor gülle gülle batarya batarya diye Mehmetçik saldırıyor Allah Allah vatan diye. Onların tüm orantısız güçlerine rağmen Mehmet'in imkanları belliydi. Ama bir şey vardı ki o aşılmazdı. Çanakkale Savaşı bir zafer olmaktan öte Kurtuluş Savaşı'nın bir girizgahı olmuştur. Görebilenler için bizim millet vasfını perçinlediğimiz millet tarifi yaptığımız yer olmuştur. Millet Çanakkale ruhudur diye cevap verdik. Bundan sonra da biz milleti böyle tanımlayacağız. Çanakkale destanı tek bir ırkın tek bir kavmin yazdığı bir destan değildir. Eğer o şehitlik ziyaret edilirse kimler buraya gelmiş onu görürsünüz. Orada Şam'ı Kosava'yı Halep'i Humus'u görürsünüz. Onlar oralardan çıktılar buraya geldiler ve yedi düvele karşı mücadele verdiler. Çanakkale bizim millet tarifimizi yapan bizi kardeş kılan ufkumuzu aydınlatan bir zaferdir. AK Parti olarak Çanakkale destanına sahip çıkmaya devam edeceğiz."

"KABRİSTAN FALAN ŞEHİTLİK YOKTU"

Başbakan Erdoğan, "İlk gençlik yıllarımızdan itibaren Çanakkale bizim için hep ayrı bir öneme sahipti. İmam Hatip öğrencisiyken hocalarımız bize bazı bilgiler verirdi. Bu işler niye böyle bu işin aslı neydi? Allah lütfetti ve bu ülkenin yönetimine geldik" diyerek şunları kaydetti: "Beşir Atalay Bey koordinatörlüğünde Kültür Bakanlığı ile bir çalışma başlattık. Yol mol yoktu. Kabristan falan şehitlik yoktu. Sadece çorak bir yapı. Tam manasıyla mezar ve projeler yapıldı adımlar atıldı. Şu andaki yapıya geldi ama daha yapılacak işler var. Çanakkale Valiliği bu işleri daha da sıkı tutacak ve oralarda otel yatırımları da yapalım istiyoruz. Şehitler abidesi anıt yıkılıyordu. Bunu yaptığımız tamiratla o proje ile orayı güçlendirdik. Şehitler abidesini Yahya Çavuş Tabyasını hep bu süreçte restore ettik. Gelibolu'da 35 ayrı şehitlik tespit ettik. Geçen yıl 18 Mart törenlerine katılamamıştık. Haziran ayında Gelibolu'da 80 milyon TL ile tamamladığımız bir tanıtım merkezi yaptık. Şu anda Çanakkale'ye ziyaret yıllık 2 milyonun altına düşmüyor. Düşman askerlerinin mezarlarını görenler o zamanlar büyük bir burukluk yaşıyordu. Ancak artık bu şehitlikler baştan sonra düzenlendi. Çanakkale şehitlerine dar gelmeyecek bir makber kazmak asla mümkün değil. Onların hatırası için ne yaparsak yapalım mümkün değil. Biz o şehitler üzerinden hamaset üreten olmadık. Biz onların hatırasını yaşatmanın onların aydınlattığı yolda ilerlemenin gayretinde olduk olacağız. Sadece Çanakkale'deki şehitliklere sahip çıkmakla kalmadık. Dumlupınar'dan Sarıkamış'a değil, Kudüs'ten Sigetvar'a Saraybosna'ya kadar nerede şehidimiz varsa oraya ulaştık o şehitliklere sahip çıktık.Türkmenistan Başbakanı kendi isteği üzerine Türkmenistan'ın Mern şehrinde bulunan Alparslan'ın mezarını tespit edip orada bir türbe yapılması çalışmasına başladık. Sultan Alparslan'ın hatırasına yaraşır bir türbeyi orada inşaa edeceğiz."

İSTİKLAL MARŞI

Başbakan Erdoğan, geçen hafta 12 Mart'ta İstiklal Marşı'nın milli marşı olarak kabul edilmesinin yıl dönümü olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hamdullah Suphi Tanrıöver, seçim size aittir diyerek İstiklal Marşı'nın tamamını okudu. Buradan İstiklal Marşı'nın son dört kıtasını okumak istiyorum. Türk askeri boşuna öldü diyen bazı kendini bilmezlerin bazı densizlerin 76 milyonun ortak hissiyatını bir kez daha anlamalarını istiyorum. Onlar peygamberlikten sonra en büyük mertebeye ulaşmış ölü olmayan dirilerdir. Kalbinde insan sevgisi olmayanlar onların boşuna öldüğü iddiasıyla ancak kendilerini alçaltırlar. Bu ülkeye şehitler sayesinde alçaklar yurdumuza uğramadı hiç bir zaman da alçaklar uğramayacak."

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Rühumun senden İlahi, şudur ancak emeli:

Değmesin ma' bedimin göğsüne na-mahrem eli!

Bu ezanlar-ki şehadetleri dinin temeli-

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.

Her cerihamdan, İlahi, boşanıp kanlı yaşım;

Fışkırır rüh-ı mücerred gibi yerden na'şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal;

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,

Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal!

ARINÇ'IN GÖZLERİ DOLDU

Başbakan Erdoğan'ın okuduğu İstiklal Marşı, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın duygulanmasına neden oldu. Arınç'ın gözlerinin dolduğu görüldü. "Mehmet Akif Ersoy'u böyle muhteşem mısralar yazdığı için tekrar rahmetle minnetle yad ediyorum" diyen Erdoğan, "12 Mart 1921'de bu marşı kabul eden bu marşın hissiyatını yüreğinde hisseden Türkiye Büyük Millet Meclisi heyetini de rahmetle minnetle yad ediyorum. Allah bir daha bu ülkeye Akif'in ifadesiyle İstiklal Marşı yazdırmayı gerektirecek şartlar oluşturmasın diye dua ediyorum" şeklinde konuştu.

TAM GÜN YASASINDA YENİ DÜZENLEME

Başbakan Erdoğna, 4 Mart Tıp Bayramı kapsamında düzenlenen törene de sağlık sorunları nedeniyle katılamadığını belirtti. Erdoğan, Tam Gün yasasından yeni bir düzenleme yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: "Bu vesile ile tüm tıp çalışanlarımızın Tıp Bayramı'nı kutluyorum. Üniversite hocalarımızı çok yakından etkileyen bir projeyi buradan aktarmak istiyorum. Tam Gün sistemini 2 yıldır sürdürüyoruz. Süreç içinde çıkan ihtiyaçları tespit ettik ve bu aksamaları ortadan kaldırmak için adım attık atıyoruz. Yapacağımız yasal bir düzenleme ile üniversite hocalarımız mesailerinin bitiminde hizmet vermelerinin önünü açan bir düzenleme yapıyoruz. Mesai sonrası hizmet alan hasta ödediği paranın bir kısmı doktorumuza bir kısmı da hastane bütçesine aktarılacak."

HALEPÇE KATLİAMI

Almanya'da çıkan bir yangın sonuncu bir kadın ve yedi çocuğunun hayatını kaybetmesini hatırlatan Erdoğan, "7 yavrumuz ve annesi vefat etti. Tahsis ettiğimiz özel uçakla cenazelerimiz Afyon'a getirildi. Oradaki törene arkadaşlarımız milletvekilleriyle birlikte katıldı" dedi.

Halepçe Katliamı'nın çeşitli etkinliklerle anıldığını belirten Erdoğan, "25 yıl önce Halepçe'ye atılan kimyasal silahla masum kadın ve çocuklar katledildi. Şehit edilen binlerce kardeşimizi de rahmetle anıyorum buna benzer insanlık dışı saldırıların yaşanmaması için mücadele edeceğimizi ifade ediyorum" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortadoğu Kerbela'dan ders çıkarmak gerekirken yüzyıllar boyunca bu acı tekrar tekrar yaşandı. Son 30 - 35 yıl içinde büyük katliamlara şahit olduk. Tıpkı Kerbela gibi bu katliamlardan da ders almadık. BM başta olmak üzere bu kurumların dikkatini çekmedi. 3 gün önce Suriye'deki olaylar iki yılını doldurdu. 70 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yaklaşık 250 bin kişinin tutuklu ya da kayıp akıbetleri bilinmiyor. 280 bin civarında yaklaşık 1 milyon kişi ülkesini terk ederek komşu ülkelere sürüldü. Yerlerinden edilen insan sayısı 2 milyonu geçti. Türkiye Suriye'de yaşanan olaylarda en küçük bir dahili olmayan bu olayların çıkmaması için, çıktıktan sonra da samimi çaba sarf eden bir ülke olmuştur."

"MEĞER RAKIYI SU İLE İÇİYORLARMIŞ"

"Bir rejimin elindeki silahları insanlara doğrulması sonucu sessiz kalamayız" diyen Erdoğan, değişen kötü niyetli hale gelen düşmanca faaliyetler karşısında sessiz kalamayacaklarını belirterek, Suriye konusunda şunları kaydetti: "Suriye halkıyla dayanışmayı güçlendirmeye çalışırken CHP bizi dış politikada eksen kaydırdığımızı iddia ediyordu. Bugün aynı CHP katliamcı bir rejimin yanından ayrılmıyor. Kim bu diktatör, 70 bin kişiyi katletmiş. Bizim uçağımızı düşürmüş. CHP bir taraftan da her ay fotoğraf çektirmeye diyorsun. Akçakale şehitlerini ziyaret ediyorsun sonra eli kanlı diktatörün yan yana fotoğraflarını görüyoruz. Geçmişte de CHP diktatörlerle fotoğraf çektirmeyi çok seviyordu. Biz kanı durdurmak için uğraşırken Suriye'deki bir diktatörün sırtını sıvazlamaktan vazgeçmiyorlar. Yarın diktatör gittiğinde CHP Suriye halkının yüzüne nasıl bakacak. Diyarbakır'a gidemeyen CHP her ay diktatörün yanına gidiyor. Cilvegözü saldırısının arkasından Suriye devleti ve Suriye istihbaratı çıktı. Ama CHP bunun hesabını nasıl verecek. CHP bunu Türkiye'ye izah edecek. Her fırsatta biz Atatürk'ün kurduğu partiyiz diyorlar. CHP şu anda düşmanımın düşmanı dostumdur politikasını uyguluyor. Esad hem kendi halkının hem de Türkiye halkının düşmanıdır. CHP içinde öyleleri var ki yarın bir düşman gözünü topraklarımıza dikse gider onların boynuna sarılırlar. Kiminle hangi karede yer aldıklarını bilmiyorlar. Bunların ne içtiklerini gerçekten merak ediyordum. Meğer rakıyı su ile içiyorlarmış. Diyorum ki siz böyle içmeye devam ederseniz Rize'nin tulumuna gayda demeye devam edersiniz. Ben Mardin'de söylediğimi Rize'de de söylerim ama sen Rize'ye diye İskoçya'ya gidersin."

"MARDİN'DE NASIL KARŞILANIYORSAK KAYSERİ'DE DE ÖYLE KUCAKLANIYORUZ"

30 yıldır süren provokasyonlara rağmen Türk halkının nifak tohumlarına prim vermeden kardeşliğini muhafaza ettiğini belirten Erdoğan çözüm süreci hakkında şunları kaydetti: "AK Parti bu kardeşliğin bir tezahürü olarak kuruldu. Mardin'de nasıl karşılanıyorsak Kayseri'de de öyle kucaklanıyoruz. Biz Türkiye'nin partisi olduğumuz için terör sorunun çözmeyi bir görev olarak görüyoruz. Doğu'da ve Güneydoğu'da CHP ve MHP diye bir parti yok. Diğer bölgelerinde BDP bir parti yok. Ama Türkiye'nin her yerinde bir gönül bir erdemliler hareketi var. Kardeşlerim MHP'ye bütün bu sorunlarda hiç bir şey terör noktasında fayda getirmez. Şu ülkenin gündeminde terör ve siyasi kürkçülük meselesini alırsanız ne kalır? Ellerinde sadece siyasi Kürtçülük ve terör meselesi var. 10 yıldır hep aynı nakaratı söylediler. Bugüne kadar biz yaptığımız her reform sonrası bölünüyoruz dediler. Herkes dualarla bu çözüm sürecinin arkasında olduklarını söylüyor. Türkiye CHP ve MHP'nin zihnindeki kadar küçük bir ülke değil. Türkiye pamuk ipliğiyle örülmüş bir ülke değildir. Türkiye korkak ürkek siyasetçilere göre bir ülke değil. İmralı'nın ifadelerinin gazetelerde yer aldığını söyleyen CHP lideri Cumhuriyet tarihinin utanç verici belgeleri dedi. Birincisi onlar belge değildir. Eğer utanç belgesi arıyorsan Dersim'de katledilen çocukları evinden yurdundan kovduğunu gösteren belgelere bak, 12 Eylül'e bak, 27 Mayıs'a bak, Menderes ve arkadaşlarının idamlarına sesiz kalan partine bak. Konuşamazsın buralarda partinin geçmişi var."

"DİĞER PARTİLER BÖLGE PARTİLERİ"

Erdoğan, Türkiye'nin son derece hassas bir süreçten geçtiğini belirterek, "Biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Bir cerrah dikkatiyle kırmadan dökmeden çözmenin mücadelesi içindeyiz. Diğer partiler bölge partileri olduğu için sorumsuzca hareket ediyorlar" diyen Erdoğan, sırattan geçtiklerini, keskin bir bıçağın üzerinde yürüdüklerini belirterek, "Asla bir pazarlık içinde değiliz olmadık olmayız, bir taviz verme bir geri adım asla söz konusu değil. Sayın Bahçeli şehitlerimizin konumunu konusunu bizim anlama kıratımız kadar senin kıratın yok bunu da böyle bilmeni istiyorum. Öyle ağır hakaretlerle de hiç bir zaman kendine haklılık payı çıkarmaya kalkma bu millet seni de bilir bizi de bilir. Bu ülkeyi nasıl çökerttiğiniz nasıl yolsuzluklara pirim verdiğinizi iyi bilir. Bizi delikli kuruşa muhtaç ettiğinizi bu millet iyi bilir" şeklinde konuştu.

"GİZLEDİĞİMİZ HİÇBİRŞEY YOK"

Başbakan Erdoğan çözüm sürecinde asla bir pazarlık içinde olmadıklarını belirterek, "Şehitlerimizi incitecek bir girişimin içinde olmadık, olmayacağız. Sayın Bahçeli, şehitlerin olduğu makamı bizim anladığımız kadar senin anlayabilecek kıratın yoktur" dedi. Erdoğan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ayrıca, "Öyle ağır hakaretlerle de kendine pay çıkarma. Bu ülke senide bilir, beni de bilir. 3,5 yıllık iktidarınızda bu ülkeyi nasıl çökerttiğinizi bu ülke çok iyi bilir. Devletin milli bankalarını nasıl çökerttiğinizi bu millet çok iyi biliyor. Terörden beslenen, terörden ekmek çıkaranlarla biz mücadele ediyoruz. Çözüm yanlısı gibi görünüp, sabotaj peşinde, nifak peşinde koşan kan tacirleri ile biz mücadele edeceğiz. İnşallah milletimiz ile birlikte biz bu meseleyi çözeceğiz. Onlardan gizlediğimiz hiçbir şey yok. Asla ve asla gizlemedik. Sürecin hassasiyeti açısında az konuşuyoruz. Yeri geldiğinde bu açıklamalar yapılacak."

"BU NEVRUZ ÇÖZÜM SÜRECİNE TOHUMLAMA OLSUN"

Başbakan Erdoğan, Mart ayının umudun, baharın, müjdelerin ayı olduğunu belirterek, "21 Mart'ın bu umutla kutlanmasını canı gönülden istiyoruz. Bu Nevruz çözüm sürecine tohumlama olsun. Bu Nevruz gülen yüzlerin zirve yatığı bir ay olsun. Bu Nevruz, umuda, coşkuya kapı aralayan bir mevsim olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Çanakkale Türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title