TBMM Başkanı Çiçek, Irak Dışişleri Bakanı Zebari'yi Kabul Etti
Çiçek: "Bölgemiz her geçen gün, ikinci bir Afganistan örneğine doğru hızla yol alıyor" "Suriye'de yaşananları biliyorsunuz, bunun en büyük sıkıntısı Suriye halkına, size ve bize oluyor. Ölen...
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bölgenin, her geçen gün, biraz daha ikinci bir Afganistan örneğine doğru hızla yol aldığını belirterek, " Suriye'de yaşananların en büyük sıkıntısı Suriye halkına, size ve bize oluyor. Ölen Müslüman, öldüren Müslüman. Ama Allahuekber diyerek, birbirinin gırtlağına sarılıyor. Allah bu işin neresinde, Peygamber neresinde?" dedi.
Çiçek, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'yi kabulünde yaptığı konuşmada, Türkiye ile Irak'ın, duvarları bitişik iki komşu olduğunu söyledi.
Komşularda meydana gelen her türlü huzursuzluğun, diğer komşuları rahatsız ettiğini ifade eden Çiçek, "Bizi bizim için de sizin için de aynı konumda olan başka ülkeler için de geçerlidir. Türkiye olarak, Irak'ın toprak bütünlüğü, huzuru, barışı, istikrarı ve refahı, kardeş olarak sizde görmek istediğimiz hususlardır. Sizin her alanda barış ve huzur içinde, her geçen gün daha da kalkınan bir ülke olmanızı temenni ediyoruz. Bize düşen ne varsa bugüne kadar elden geldiğince yapmaya çalıştık, bundan sonra da yapmaya gayret ederiz" diye konuştu.
Tecrübeli bir siyaset adamı olarak Zebari'nin de aynı görüşü paylaşacağına inandığını belirten Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bölgemiz her geçen gün, biraz daha Afganistan, ikinci bir Afganistan örneğine doğru hızla yol alıyor. Suriye'de yaşananları biliyorsunuz, bunun en büyük sıkıntısı Suriye halkına, size ve bize oluyor. Ölen Müslüman, öldüren Müslüman. Ama Allahuekber diyerek, birbirinin gırtlağına sarılıyor. Allah bu işin neresinde, Peygamber neresinde? Bunların hepsi, bize komşu ülkeler olarak çok ciddi sorumluluklar yüklüyor. Silahı veren başkaları, teknolojiyi veren başkaları, gaz bombalarını veren başkaları, kavga eden Müslümanlar. Bunu geçmişten de biliriz. Bölge ülkeleri olarak o kadar çok tecrübemiz var ki işin doğrusunu yapmak, biraraya gelip, sorunlarımızı çözebilmek için o kadar çok tarihi sorumluluğumuz var ki. Bana göre, bugün, bu sorumlulukları idrak etme günüdür.
Ülkelerin toprak bütünlüğünden yanayız, bu kesindir. Her türlü terör eylemine, nedeni ne olursa olsun karşıyız. Hangi amaçla işlenirse işlensin, terör çağımızın belasıdır, her ülkeye sıkıntı getiriyor. Ne etnik ne de mezhepsel, dini yorum farklılıkları nedeniyle insanların birbirini katletmesini asla tasvip etmiyoruz. Sayın Bakan, siz de tecrübenizle görüyorsunuz ki bölge, her geçen etnik ve mezhepsel çatışmalara daha çok teşne bir istikamete doğru sürükleniyor. Onun için Türkiye ve Irak ilişkileri, bölgesel sorunların çözümü, bölgenin bu kaostan kurtulabilmesi açısından da son derece önemlidir."
Çiçek, halktan halka olan samimi ilişkilerin, ekonomi, ticari alandaki ilişkilerin, siyasetçiler arasında daha da yoğunlaşmasının en temel arzuları olduğunu dile getirdi.
Bu çerçevede Zebari'nin ziyaretinin önemine işaret eden Çiçek, Zebari'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştüğünü anımsattı. Çiçek, Zebari'nin görüşeceği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, iki ülke ilişkilerinin daha da geliştirilmesi, mevcut tıkanıklığın bir an önce ortadan kaldırılmasında çok kuvvetli bir irade ortaya koyduklarına ve koyacaklarına şahit olacağını kaydetti.
-"Bölgenin kökten sorunlarını çözmemiz gerekiyor"
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de "Önce komşu, sonra ev" şeklindeki Arap atasözünü dile getirdi.
Zebari, Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır'ın, Bağdat ziyaretinin, kendilerinin bu ziyareti gerçekleştirmelerinde büyük katkı sağladığını belirtti. Zebari, Bozkır'ın, zamanlaması, iyiniyet mesajları taşımasının önemini dile getirdi. Zebari, Irak Meclis Başkanı'nın, Çiçek'i Irak'a beklediğini söyledi.
Zebari, "Son iki yıldır Irak-Türkiye ilişkileri, büyük bir krizden, şüpheden geçiyor" dedi. Irak'ın en büyük ticaret ortağının, Almanya'dan sonra Türkiye olduğuna dikkati çeken Zebari, bu siyasi krizin, ekonomik ve diğer ticari ilişkileri çok fazla etkilemediğini vurguladı. Zebari, şunları kaydetti:
"Eğer sorunları zamanında çözümlemezsek, bazı sorunları halletmezsek bu krizin daha büyümesini engelleyemeyiz. Bölgede ortak sorunlarımız ve ortak çözümlerimiz var. Irak'ta yaşanan patlamalar, terör olayları, mutlaka sizlere de yansıyor. Suriye'de yaşanan gelişmeler, sizleri ve bizleri çok büyük boyutta etkiliyor. Bizde 235 bin Suriyeli göçmen var, sizde de var. Bölgenin kökten bazı sorunlarını çözmemiz gerekiyor.
Türkiye'nin, Irak'ın egemenliğine, refahına, kalkınmasına destek vermesi, iki ülkenin ilişkilerinin geliştirilmesinin ana eksenini oluşturuyor. Karşılıklı saygı, bir ülkenin egemenliğine saygı duyulması, ortak çıkarların olması, içişlerine karışılmaması, bunlar önemli. Bu ana ilkeler etrafında bizlerin bu konulara dikkat etmemiz, önem arz ediyor."
Zebari, Türkiye'deki barış sürecini, parlametodaki milletvekilleri arasındaki tartışmaları takip ettiklerini ifade etti. Zebari, eski sorunların çözümü için öne sürülen ve TBMM'ye sunulan reformları da yakından takip ettiklerini vurgulayarak, yapılan bu güzel işleri desteklediklerini söyledi. Zebari, şöyle devam etti:
"Sınırımızda barış olursa, bu bizim için de iyidir. Eğer sorunlarımızı basın önünde değil, resmi, diplomatik kanallardan, ikili ilişkiler kanalıyla halledersek halledilmeyecek sorun yoktur. Kimseyi kınamak istemiyorum, mutlaka herkesin kusurları olabilir.
Bizler Irak'tan buraya sevgi, dostluk, işbirliği mesajıyla geliyoruz. Ortak ve karşılıklı ziyaretlerin artırılması için çabalıyoruz. İnşallah gelecekte beraber halledeceğimiz o kadar çok konu var ki... Teknik konular var, enerji, su, sınır güvenliği var. Bunları teknik arkadaşlar, komisyonlar aracılığıyla halledebileceğiz. Türkiye ile Irak ilişkerinin geliştirilmesi için çok iyi temelimiz var. O da daha önce imzaladığımız yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyidir. Bu ilişkilerin gelişmesinin takipte, size de büyük görevler düşüyor. Irak'ın demokrasi tecrübesi çok azdır, yakın bir zamanda demokrasiye geçtik. Bundan dolayı Türkiye'nin derin ve engin tecrübesinden yararlanmak için sizlerin yardımına ihtiyacımız var. Her iki ülke de biririne muhtaçtır. Ortak, gerçek çıkarlarımız vardır. Bizim kaderimiz, bizleri beraber yaşamaya sevk etmiştir. Her ne kadar Irak'ta bazı istenmeyen olaylar yaşansa da ekonomi, enerji, elektrik ve bir çok alanda çok büyük gelişmeler yaşanıyor. Bu sektörlerde de yapabileceğimiz çok şey var. İnşallah yapabileceğimiz çok orta konularımız var."
-"Yabancı akıl verir, ekmek vermez"
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de iki ülkenin kaderinin, birbiriyile ilişkili olduğunu dile getirdi. Çiçek, Türkiye ile Irak'ın birbirine ihtiyacı olduğunu belirterek, ülkeler arasında zaman zaman sorunlar yaşanabileceğini vurguladı.
Çiçek, kendilerinin, bu sorunları çözmek için bulunduklarını, sorun yoksa yöneticilere de çok fazla ihtiyaç olmayabileceğini söyledi. Çiçek, bu sorunları kaosa, kangren haline getirmemenin önemli olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunun için de sık sık biraraya gelip, yüzyüze bu tür toplantılarla bu işleri konuşmaktır. İlişkiler açısından düne de çok fazla takılıp kalmamak gerekir. Biz bugüne ve geleceğe bakalım. Mevla'nın bir sözü var: Dün, dünde kaldı, bugün geçmek üzere, geleceğe bakmak gerekiyor. Onun için zamanı iyi değerlendirmeliyiz.
Bizde bir söz var: Yabancı aklı verir ama ekmeği vermez. Sizi kapıştırır, dövüştürür, sonra da kenara çekilir, seyreder. Bu da tam birlikte paylaştığımız coğrafya için yüzde yüz doğru birşey. Suriye'den, bizde de sizde de göçmen var. Herkes başkentlerinden nutuk çekiyor. Kimsenin, bu göçmenler ne yiyor, ne içiyor, eğitimi, sağlığına ilişkin birşey yaptığı yok. Geliyor, gidiyor, laf dolaştırıyorlar. Kimin faydasına? Daha önce Irak'tan 500 binin üzerinde insan, bir kısım iç nedenlerle Türkiye sınırını aştı, geldi, yollara düşmüşler, çoluk, çocuk, yaşlı, ihtiyar. Biz kardeş olarak, bağrımızı, evimizi, soframızı açtık. Yine biz birbirimizle dayanışma içinde olduk. Başkaları, başkentlerinde nutuk çekti, kimsenin kılı kıpırdamadı. Bunların bize ders olması lazım. Yabancılar, bize şöyle yapın, böyle yapın diye aklı verir, ama bir türlü işlerimizin de iyi gitmesini istemezler."
- TBMM
