TBMM Başkanı Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Öztürkler ile ortak basın toplantısı düzenledi Açıklaması
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ve onun üzerinden Türkiye'ye ayar vermeye çalışanların Güney Kıbrıs'taki bu silahlanma tutkusunu görmezden gelmelerini anlayamayız.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, " Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ve onun üzerinden Türkiye'ye ayar vermeye çalışanların Güney Kıbrıs'taki bu silahlanma tutkusunu görmezden gelmelerini anlayamayız. Hatta tam tersine, Kıbrıs'a bu nasihatleri yapanların Güney'i nasıl silahlandırdıkları, nasıl oralarda birtakım üsleri tahkim ettiklerini biliyoruz." dedi.
Kurtulmuş, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ile Meclis'te bir araya geldi. Kurtulmuş ve Öztürkler, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
KKTC Ulusal Meclisi Başkanı Öztürkler ve milletvekillerini TBMM'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Kurtulmuş, Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı'na seçilen Öztürkler'e tebrik ve başarı dileklerini iletti.
Kıbrıs meselesini, günlük siyasetin üzerinde müşterek bir bakış açısına sahip olunan milli bir mesele olarak nitelendiren Kurtulmuş, Kıbrıs meselesinin, en dikkatli takip edilen konuların başında geldiğini belirtti.
Bu sene KKTC'nin Mutlu Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü olduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Bu 50 yıllık süre içinde çok badireler atlattık, çok zor zamanlardan geçildi, büyük bedeller ödendi. Ama çok şükür, geldiğimiz noktada artık bütün uzuvlarıyla teşekkül etmiş, olgunlaşmış dirençli bir devlet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortaya çıkmış oldu. Kıyamete kadar da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin baki olmasını, Türkiye ile birlikte müşterek hedeflere el ele yürümemizin nasip olmasını temenni ediyorum. Her açıdan Kıbrıs Türk halkının ve Kıbrıs Türk devletinin yanında olduğumuzun bilinmesini bir kere daha Sayın Meclis Başkanımızın ziyareti dolayısıyla teyit etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
50 yıllık sürede iki halkın beraber, eşit bir şekilde yaşaması konusunda Kıbrıs Türklerinin üzerlerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini, zaman zaman her türlü fedakarlığı ortaya koymaktan da kaçınmadığını ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Ama Rum tarafının tek taraflı yaklaşımları, batılı ülkelerin oldubittiye getirmek için acele olarak attıkları adımlar, çifte standartlı bir şekilde gerçekleştirdikleri baskılarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası alanda izole edilmeye, çeşitli ambargolarla ekonomik ve siyasi bakımdan zor durumda bırakılmaya çalışılmıştır. Bugün geldiğimiz notada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, güçlü bir devlet olarak ayakta olması hem de uluslararası camiada tanınırlığının artırılması için yeni bir dönemin başladığını ifade etmek isterim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şu anda Türk Devletleri Parlamenter Asamblesinin (TÜRKPA), Türk Devletleri Teşkilatının ve İslam İşbirliği Teşkilatının gözlemci üyesidir. Bu, tanınma yolunda atılmış olan ilk adımlardan bazılarıdır. Önümüzdeki dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması noktasında başta dost ve kardeş ülkelerimiz olmak üzere olumlu adımlar atacaklarını, tanınırlığının gün geçtikçe daha ileriye taşınacağını ümit ediyorum."
Kurtulmuş, gelinen noktada iki devletli çözümden başka hiçbir çözümün olmadığını vurgulayarak, "Kıbrıs halkı egemen, eşit, toprak bütünlüğü sağlanmış Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin özgür yurttaşlarıdır." diye konuştu.
"Bir devlet olma hakkından vazgeçmesinin" hiçbir uluslararası platformda KKTC'ye teklif dahi edilemeyeceğinin görülmesini arzu ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, Türkiye olarak, KKTC'nin her alanda daha güçlü bir şekilde var olması için mücadelelerine destek olacaklarını belirtti.
Bu kadar büyük türbülansların, çatışmaların yaşandığı bir ortamda, en fazla çatışmaların yaşandığı bölgelerin ortasında yer alan bir ülke olarak hem Türkiye'nin hem KKTC'nin tavrının, bölgesel ve küresel barışın sağlanması için gayret sarf etmek olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Biz bu bölgede, coğrafyada daha fazla çatışma, gerilim istemiyoruz. Bizim tavrımız barışçıl müzakerelerle var olan sorunların çözülmesi için siyasi iradenin ortaya konulmasıdır." dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisinin yeni binası tamamlandıktan sonra Meclis heyetiyle ziyaret etme arzusunda olduklarını da kaydetti.
"Bölge ülkeleriyle normalleşme isteğimiz hakiki, sahici ve ciddi bir adımdı"
Açıklamalarının ardından Kurtulmuş ve Öztürkler gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin "Türkiye'nin güney sınırlarında bütün dünyanın da takip ettiği sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bu süreçten önce de Türkiye ve Suriye arasında bir normalleşme süreci de konuşuluyordu. Nasıl değerlendirirsiniz bu süreci?" sorusuna Kurtulmuş, "Bizim bölge ülkeleriyle normalleşme isteğimiz hakiki, sahici ve ciddi bir adımdı. Hala bu niyete sahip olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü bölgede izlenen politikaları, gerçekleşen gelişmeleri gördükçe tespitlerimizin ne kadar doğru olduğunu bir kere daha anlıyoruz. Biz bu bölgede daha fazla bölünmenin değil, daha fazla bütünleşmenin, iş birliğinin, dostluk ve barışın hakim olmasını arzu ederiz." yanıtını verdi.
Kurtulmuş, 1990'ların başında ABD'nin Irak'ı işgaliyle başlayan süreçte bölgenin yeni bir döneme girdiğini, bu dönemde "vekalet savaşları" adı altında terör örgütlerinin bölgeye konuşlandırıldığını, silahlandırıldığını, onlara birtakım lojistik, askeri, istihbarat destekleri verildiğini ve bölgenin çatışmalarla her gün içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürüklendiğini de belirtti.
Bu bölgede uygulanan emperyalist planın en temel bakış açısının etnik ve mezhebi temelde Orta Doğu halklarının bölünmesini temin etmek olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Türk devleti olarak üzerimize düşen büyük sorumluluk şudur: Biz vatanımızı, milletimizi, ülkemizi her türlü dış tehlikeden korumakla mükellefiz. En başta da terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye'ye karşı oynanmak istenen oyunu bozmak, Türkiye'nin dirliğini, birliğini sağlamak ve bu çerçevede de terör örgütlerinin bu bölgede etkisiz hale getirilmesini temin etmektir. Bunu yaparken, başından beri ısrarla ve samimiyetle söylediğimiz bir başka konu ise başta Suriye ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün temin edilmesidir. Çünkü biliyoruz ki bizim milli menfaatimiz, bölge ülkelerinin birliği ve beraberliğinden geçiyor. Başkalarının milli menfaatleri ise bölge ülkelerinin daha fazla bölünmesinden, parçalanmasından geçiyor. Ümit ederiz ki Suriye halkı artık beklediği huzura kavuşsun."
Suriye'de 2011'den bu yana süren çatışmaların sona ermesi arzusunda olduklarını dile getiren Kurtulmuş, "Bölgenin muktedir bir ülkesi olarak hem bu çevrede Türkiye'ye de zarar verecek olan terör faaliyetlerine müsaade etmeyeceğimizi hem de bölge ülkelerinin daha fazla bölünme ve parçalanma içine girmesinin, başta o ülkeler olmak üzere bütün bölge halklarına zarar vereceğini teyiden bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Ümit ederiz ki en kısa zamanda Suriye'deki bu yüksek tansiyon düşer. Artık birçok ülkenin arkasında durduğu bu terör faaliyetleri sona erer. Özellikle Türkiye'yi yakından ilgilendiren, Türkiye'ye karşı hasmane niyetleri olan PYD/YPG gibi birtakım terör örgütleri de bölgeden tasfiye edilir." ifadelerini kullandı.
"Aldıkları silahların işe yaramaz olduğunu görecekler"
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) "Demir Kubbe" hava savunma sistemi alımına yönelik haberlere ilişkin değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Savaş lordları artık silahlarını satmak için yeni yerler arıyorlar herhalde, öyle görünüyor, yeter artık! Dünyayı kan gölüne çevirmiş olan bu savaş lordlarının, savaş araçlarını satarak bu bölgeyi daha fazla istikrarsız hale getirmemeleri gerekir. Kimin hangi silahı aldığı, alacağı bizi ilgilendirmez. Silahlanmanın durdurulmasını arzu ederiz. Ama ikide bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ve onun üzerinden Türkiye'ye ayar vermeye çalışanların Güney Kıbrıs'taki bu silahlanma tutkusunu da görmezden gelmelerini anlayamayız. Hatta tam tersine, Kıbrıs'a bu nasihatleri yapanların Güney'i nasıl silahlandırdıkları, nasıl oralarda birtakım üsleri tahkim ettiklerini biliyoruz.
Ne yaparlarsa yapsınlar, biz de elimizdeki bütün imkanlarla, isteriz ki Türk ve Rum halkı barış içerisinde kendi devletlerinin bayrağı altında kıyamete kadar huzur içinde yaşasınlar ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin huzurunu bozmak isteyen kimseye de müsaade etmeyiz. Bu anlamda Türkiye, kim karşısında olursa olsun bütün gücüyle Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Türk devletinin yanındadır, yanında olmaya devam edecektir. Başkalarına silahlanmama uyarısında bulunuruz, kimden ne silah alacaklarına biz karar verecek değiliz. Aldıkları silahların da işe yaramaz olduğunu göreceklerdir."