Türkiye-ABD ilişkileri yorumu; karşılıklı çıkarlar üzerinden ilerleyecek
ABD'de henüz resmi olmayan sonuçlara göre seçimi kazanan Biden yönetimiyle Türk Amerikan ilişkilerinde yeni dönemi yorumlayan Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, "Bundan sonrasının ortamı, topoğrafyası pürüzlü zemin, üslupsa sert müzakere olacak.
ABD'de henüz resmi olmayan sonuçlara göre seçimi kazanan Biden yönetimiyle Türk Amerikan ilişkilerinde yeni dönemi yorumlayan Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, "Bundan sonrasının ortamı, topoğrafyası pürüzlü zemin, üslupsa sert müzakere olacak. Türk-Amerikan ilişkilerinde çıkarlar üzerinden yeni bir tanımlamaya girmenin mümkün olacağını düşünüyorum" dedi.
Altınbaş Üniversitesi tarafından gelenekselleşen Çarşamba Buluşmaları, pandemi şartları altında başlayan yeni eğitim döneminde internet üzerinden online canlı yayınlarla devam ediyor. Yeni dönemin ikinci programında Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han moderatörlüğünde Doç. Dr. İsmail Burak Küntay ve Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, ABD seçimlerinin ardından dünyada değişen dengeler ve Türkiye'ye etkileri hakkında görüşlerini paylaştılar.
"DÜNYANIN ZİRVESİNDE SONSUZA KADAR KALAMAZ"
ABD seçimlerinin farklı açılardan çarpıcı örnekler ve detaylı analizlerle değerlendirildiği programda konuşan Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, tüm katılımcıların ABD'yi uzun yıllardır yakından izleyen uzman isimler olduğunu vurgulayarak seçimlerde yaşanan Demokrat-Cumhuriyetçi kutuplaşmasını Amerikan siyasi tarihinde yaşanan örneklerle anlattı. Prof. Dr. Han, "Amerika'da bugünün Demokrat Partisi eskinin Cumhuriyetçi Partisidir. Bugünkü Demokrat yönetim, geniş kitlelerdeki çok fazla önceliği aynı anda beslemek zorunda kalabilir ki bu yüzden Demokrat Parti bölünebilir ya da Trumpizm ismi altında ileriye sürülen Cumhuriyetçi popülist görüşler bir noktada daha elit, kentli cumhuriyetçi seçmeni öyle bir diğer tarafa itebilir ki Cumhuriyetçi Parti de ikiye bölünebilir" değerlendirmesini yaptı.
Amerika'nın bugün dünyanın süper gücü olsa dahi bu durumun sürekli devam etmeyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, "İngiltere İmparatorluğu zirvedeyken dünyanın GSYH'sının tek başına yüzde 30'u İngiltere'ye aitti. Bugünün parasıyla 30 trilyon USD. Ama bugün onun yakınından dahi geçemiyor. Amerikalılar da dünyanın tepesinde sonsuza kadar kalacaklarını düşünmüyorlar, üstelik bugün böyle bir iddialarının dahi olduğunu tartışmak mümkün" ifadelerini kullandı.
YENİ DÖNEMDE KARŞILIKLI ÇIKARLAR VURGUSU
ABD'de henüz resmi olmayan sonuçlara göre seçimi kazanan Biden yönetimiyle Türk Amerikan ilişkilerinde yeni dönemi yorumlayan Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, şunları söyledi:
"Türk-Amerikan ilişkilerinde bundan sonrasının ortamı, topoğrafyası pürüzlü zemin, üslupsa sert müzakere olacaktır ve diğer her şeyin dönüp dolaşıp S400 meselesine doğru kanalize olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin kendi bölgesinde kurduğu diplomatik ağların bundan sonra nasıl bir manzara arz edeceğinin Türkiye'ye Amerika ilişkilerinde bir kare sağlayacaktır. Bunun da Biden yönetiminin kullanmak isteyeceği bir şey olabileceğini ve dolayısıyla Türk-Amerikan ilişkilerinde çıkarlar üzerinden yeni bir tanımlamaya girmenin mümkün olacağını düşünüyorum."
SEÇİMLERDE KAMALA HARRİS ETKİSİ
Programda konuşan Doç. Dr. İsmail Burak Küntay da kaybettiği halde Trump'ı bu seçimde bir önceki seçimden daha başarılı bulduğunu ve şu ana kadarki en yüksek oyu aldığını belirterek, "Trump en yüksek puanlı yenik. Seçim çok başa baş geçmedi. Detaylara bakarsak net söylemek gerekirse başarılı olmamakla birlikte beklenen oldu. Analiz firmaları patlamadı, doğru çıktı. Kamuoyu yoklamalarında marj sapmaları oldu" dedi.
Kutuplaşan Amerika'da Biden'ın 'çatı aday' görevi yaptığını söyleyen Küntay, şöyle konuştu:
"Biden'ın bütün seçmenlerin hepsini kucaklayabilecek olması zaten o yaşta aday yapılmasının sebebiydi. Başka biri yoktu. İkinci artısını söyleyeyim ki bu dönüm noktasıdır, Kamala Harris; siyahi bir başkan yardımcısı olarak zaten mecburiydi de ama daha önemli olan, Kamala Harris'in duruşunun sol olması, Biden'ın solu, Obama'nınsa kesinlikle sağı. Ama altta başka bir şey var; etnik kitleyi ve kadın oylarını topladı. Hillary Clinton kadın oylarını kaybettirmişti. Biden'dan uzak değil ama doğru profildi Kamala Harris."
Trump'ın seçim yenilgisinin başlıca nedenleri arasında 65 yaş üstü beyaz erkeklerden oy kaybetmesinin olduğunu belirten Doç. Dr. İsmail Burak Küntay, "Trump'ın en yüksek oy potansiyeli bunlardı. Ayrıca Trump, Covid pandemisini de kötü yönetti" şeklinde konuştu.
"SEÇMEN DAVRANIŞI OLARAK ABD KENDİ ROTASINA DÖNDÜ"
ABD seçimlerini dünya geneli ve Türkiye ekseninde değerlendiren Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın da dünyada yükselmekte olan yeni milliyetçi dalga üzerinden teorik bir değerlendirme yaptığını ve Trump'ın bu dalgaya yelken açabileceğine inandığını ifade ederek, "Bu sürprize oynamaktı. Trump'ın kazanması sürprizdi. Bunun benzerlerini Boris Johnson için de söyledim. Daha aklı başında bir Cumhuriyetçi olsaydı, Corona süreçlerinde bu kadar saçmalamasaydı, ABD düzeniyle kavga ederken bu kadar yalnızlaşmasaydı bu seçimlerde anketlere rağmen Trump'ın şansının daha yüksek olduğunu düşünüyordum. Bu kez yanıldım" şeklinde konuştu.
"BİDEN'DAN MACRON TARZI BAŞKANLIK BEKLİYORUM"
"ABD'nin yeni Başkanı Biden'dan Macron tarzı bir başkanlık bekliyorum" diyen Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın, "Aslında Macron da popülist ama sol popülist. En azından Kıta Avrupası versiyonu. Macron da bekleneni veremedi, AB politikası uygulamaya başladığı andan itibaren Fransa'nın içi tekrar kaynamaya başladı. Bir daha seçim olsa kazanamaz. Aynı şeyin Biden'ın da başına geleceğini düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu
Amerika'nın dünya siyasetindeki varlığını gösteren en önemli şeyin askeri gücü olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yalçın, şöyle konuştu:
"ABD o gücü yansıtamazsa uluslararası liberal kurumların işlemesi mümkün olmaz. 2010 yılından bu yana dünyada mevcut güç boşluğunun ABD tarafından ciddi bir güç yansıtması olmadan kontrol altına alınamayacağını düşünüyorum. ABD bunu yapamaz çünkü Amerikan toplumu artık tamamen izolasyoncu bir noktaya geldi. Onu yapamadığı, içerideki kaynamayı da durduramadığı sürece popülist söylemler üretmeye devam edecektir. Biden'ın başkanlık döneminin bu çerçevede geçeceğini düşünüyorum. 4 yıl sonra yeniden kazanabilirler ama başkalarının "Trumpizm" dediği popülizmin çok daha öfkeli biçimde devam edeceğini düşünüyorum."