Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Şahin: "Biz, kimin yönettiğine değil o şehir neyi hak ediyor ona bakıyoruz"
Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Biz, kimin yönettiğine değil o şehir neyi hak ediyor ona bakıyoruz.
Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Biz, kimin yönettiğine değil o şehir neyi hak ediyor ona bakıyoruz. Böyle baktığınız zaman hiçbir sorun yok. Bizim kafamızda bir ayrımcılık yok, bunun üzerinden siyaset üretme yok. Oturup konuşuyoruz ve anlaşıyoruz." dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Atölye Stüdyosu'na konuk olan Şahin, Türkiye Haberleri Yayın Yönetmeni Hüseyin Yılmaz, Yurt Haberleri Editörü Orhan Topal, Yurt Haberleri Editör Yardımcısı Eda Ünlü Özen ve Gaziantep Bölge Müdürü Kerem Kocalar'ın sorularını yanıtladı.
Birliğin, Cumhuriyet'in en köklü kurumlarından olduğunu belirten Şahin, bütün belediyelerin "doğal üye" özelliğinden dolayı 1391 üyeleri bulunduğunu söyledi.
Şahin, AK Parti'nin iktidara geldiği günden bu yana demokratikleşme, yerelleşme ve sivilleşme konularına önem verdiğini dile getirerek, "İleri demokrasi hedefine gitmek için yereli güçlendirmeniz gerekiyor. Güçlendirme hem mali hem de yetki olarak... Son 20 yılda bu konuda olağanüstü çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar halkımızın çok hızlı hizmete ulaşmasını sağladı. Atılan bu tohum çok büyük bir hizmet ormanına dönüştü." ifadesini kullandı.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 2014 yılından itibaren Belediyeler Birliği bünyesinde "Dünya nereye gidiyor, biz hangi durumdayız ve ne yapmalıyız?" konularında ölçümleme yaptıklarına işaret eden Şahin, şöyle konuştu:
"Buradaki en büyük kılavuzumuz yerel yönetimler manifestosuydu. Ne koronavirüs ne de yaşanan bu sorunlar vardı. Aslında bu ileri görüşlülük ve vizyon. Bu manifestoda 8 başlık konuştuk. Akıllı şehirler... 'Şehir nasıl akıllı olur' dediklerinde 2 örnek verdim. Alzheimer çağın vebası ve aileler çok büyük zorluluklar yaşıyor. Hastalar kayboluyor, aileler nerede olduğunu bulamıyor. Coğrafi bilgi sistemi cihazıyla kırmızı hatta geçtiği zaman ikaz ediyor, aileye kişinin nerede olduğunu haber veriyor. Bu olağanüstü, insani olarak önemli bir çalışmaydı ve çok dikkati çekti. İşitme engelli bir anne bebeğinin ağladığını duymuyor. Ona verdiğimiz bir cihaz ile titreşim yaparak bebeğinin ağladığını ve yanına gitmesi gerektiğini gösteren bir dijital altyapı sunduk. Diğer belediyeler tarafından da örnek alındı."
"Akıllı şehirler konusunda tüm dünyayı dolaştık"
"Akıllı şehirler" konusunda tüm dünyayı dolaştıklarını ve belediyelerin, kurumların ne yaptığını gördüklerini aktaran Şahin, şöyle devam etti:
"Gaziantep'te TEKNOFEST'i düzenledik. Özellikle Selçuk Bayraktar ile başlayan TEKNOFEST'in, bir festival olmadığını, bunun paradigma dönüşümü olduğunu, büyük düşünmemiz gerektiğini, gençlere büyük bir özgüven ve cesaret verdiğini gördük. O yüzden bizim 'TEKNOFEST gençliği', 'milli teknoloji hamlesi' dediğimiz şey tam da burada kendine yer buluyor. Akıllı şehirlerle yaptığımız ilk toplantı olağanüstü başarılı geçti ve her yıl tekrarlanmaya başladı.
'Yeşil şehirler' dedik. Bunu dediğimizde koronavirüs yoktu. 2014 yılında Ulaşım Master Planı ile İklim Master Planı'nı yaptık. Aynı anda bunu yapan başka belediye yok. Niye bunu yaptık? Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletlere gittiği zaman 'Dünya 5'ten büyüktür' dediğinde, 'sürdürülebilir kalkınma' diyorlar. Hep ekonomi konuşuldu ekoloji, çevresel ve insani kalkınma konuşulmadı. Bunu konuşanın aslında hakkın yanında olduğu, kimsesizlerin kimi olduğu, sosyal adalet ve barışı sağlamak için çok net bir duruşu olduğu gösterildi. Bu koronavirüs süreci nasıl bir doğru duruşta olduğumuzu ve altyapıyı hazırladığımızı gösterdi. Biz ulaşımda kendi yazılımcılarımızla 'Gaziantep kartı' birleştirdik. Gaziantep kart okutulduğunda koronavirüs hastası, temaslısı ya da şüphelisiyse kartı iptal ettik. Günde 150 kişiyi toplu taşımaya bindirmeyi engelledik. Bunu hiç kimse yapamadı. İstanbul, Ankara, İzmir 'bu nasıl oluyor' dedi. Bu kurumsal kapasite ve altyapınızla alakalı."
"Türkiye'nin yerel yönetimler kalkınması olağanüstü başarılı"
Şahin, "sıfır atık, çevre projeleri, hayvan hakları, insan hakları ve yeşil şehirler" konularında fikir yarışmaları düzenlediklerini vurgulayarak, bir yıl içerisinde bu projeleri hayata geçirenlere mali destek vereceklerini belirtti.
Avrupa Hareketlilik Haftası'nda bisiklet ve bisiklet yollarında Türkiye'nin birinci olduğunu anımsatan Şahin, "600 projemiz ile genelde birinci olan Avusturya ve İspanya'nın önüne çıktık. Şehirlerde büyük bir hareketlilik oldu. Herkes bisiklet yolunu artırdı, yarışmalarda bisikletler verildi. Bisiklet gündem oldu. Koronavirüs ile daha kıymetli oldu, bir de entegre ettik. Tramvaydan inip bisiklete bindiği zaman ücretsiz hale dönüştürdük. Bir cazibe oluşturduk gençler için. Türkiye'nin yerel yönetimler kalkınması olağanüstü başarılı, dünyaya da bunu gösterme fırsatı verdik." sözlerini sarf etti.
"Oturup konuşuyoruz ve anlaşıyoruz"
Şahin, "Birlik kaynaklarının belediyelere dağıtımına dair eleştireler var. CHP'li belediyelerden temsilcilerle görüştünüz ve size iletilecek talep listesi doğrultusunda ihtiyaçların karşılanacağını söylemiştiniz. Süreç nasıl işliyor? Orta yol bulabildiniz mi?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Oturup konuşuyoruz. İnsanlar konuşa konuşa anlaşır. Birbirimizi çok iyi anlamamız lazım. Ortak sorunlarımız var. Dünya zor bir dönemden geçti, yerel diplomasi çok önemli. Bu partiler üstü bir mesele. Herkes başarılı olmak istiyor, çok doğal. Bunu yaparken kavgayla değil, iş odaklı götürmemiz gerekiyor. Biz pandemide bunu başardık. Encümen toplandı, pandemi geliyor, biz nereye gidiyoruz, belediyeler burada ne kadar önlem almalı diye 15 maddeyi götürdük. Bütün bakanlıklar anında 1 hafta içerisinde 15 maddenin 10'unu kabul etti. Çatışmanın, kutuplaşmanın ne belediyeye ne belediye başkanına ne de o şehirlere faydası var. Gelir dağılımında onların söylediği şekildeki bir değişim ve dönüşüm yasal altyapıya uygun değil. Biz belediye başkanı değişikliğine göre gelir dağılımı yapmıyoruz ki. Dün Kadir Bey vardı, bugün baktığınız zaman Sayın İmamoğlu var. Biz kimin yönettiğine değil o şehir neyi hak ediyor ona bakıyoruz. Böyle baktığınız zaman hiçbir sorun yok. Bizim kafamızda bir ayrımcılık yok, bunun üzerinden siyaset üretme yok. Oturup konuşuyoruz ve anlaşıyoruz. Yeniden oturduk, konuştuk ve çalışmalarımıza devam ediyoruz."
"Belediyeniz ve diğer belediyeler bütçelerini denkleştirebiliyor mu?" sorusunu ise Şahin, şöyle cevapladı:
"Çok büyük sorunlar var. Özellikle ulaşımda biz sübvanse ediyoruz. Araç başı sübvanse etmezsek vatandaşa zam olarak yansıyacak. Vatandaşa zam olarak yansıtmak istemiyoruz. Büyük yatırımların hepsini durdurduk. Vatandaşı rahatsız edecek, onun yaşam kalitesini ilgilendirecek her noktada yanında durmaya çalışıyoruz. Diğer belediyeler de kendi bünyesinde yapmaya çalışıyor ama önceliklerle alakalı. Ulaşım gibi su da bizim için çok önemli. Suyu sağlıklı, uygun göndermeliyim. Bu bir kader birliği. İyi günde, hastalıkta ve sağlıkta birlikte olmak. Varını veren utanmamış. Buradan en az zararla çıkacağız. Ülkeyi de şehirleri de çıkaracağız. Bittiği zaman çok hızlı yeni yapısal dönüşümlere ihtiyacımız var. Bunu görüyoruz ama bu en zor dönemi geçirmemiz gerekiyor. Belediyelere bu anlamda çok iş düşüyor."
"Tasarruf noktasında topyekun seferberlik gerekiyor"
Tasarruf noktasında topyekun seferberlik gerektiğine dikkati çeken Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ailede, şehirde, zihinlerde, ülkenin genelinde başlıyor. Bu tasarruf denilen şey verimlilik. En büyük gelir, giderlerin azaltılması. Verimlilik dediğimiz şeyde hangi aşamadayız? Ben kendi kurumuma göre bakıyorum çok yol kat ettik. Yalınlaşamazsanız dijitalleşemiyorsunuz. Verimliliğe makine gibi bakılıyor ama insan olarak bakmalıyız. O kişiyi nasıl daha verimli kullanabilirim? Bu konuda Bursa Büyükşehir Belediyemiz çok başarılı bir çalışma başlattı. Birbirimizden öğreniyoruz. Biz insan kaynaklarının başına bir endüstri mühendisi koyduk. Hangi birimde kaç kişi var, birimdeki çalışma modelini nasıl güçlendirmemiz lazım, kurumsal kapasiteyi daha verimli hale nasıl dönüştürebilirim? Ona bakıyoruz. Eşit işe eşit ücret vereceksiniz, hem içerideki huzuru sağlayacaksınız hem de verimli olacaksınız. Bu hizmet sektöründe çok daha önemli hale geliyor.
Biz bütçemizin yüzde 40'ından daha fazlasını insan kaynağına ayıramıyoruz. Doğrusu da bu. Vatandaşa verdiğimiz bir söz var. Hangi yatırımı yapacaksınız? Verimlilikle ilgili gitmemiz gereken daha yol olduğunu düşünüyorum. Ciddi tedbirler alarak, giderleri azaltacak çalışmaları yaparak önceliklerimizi belirleyerek, dünyanın en zor dönemi denilen bu dönemden Türkiye belediyelerini çok güçlü bir şekilde çıkartma kararlılığındayız."