'Türkiye İstikrara Pozitif Anlamda Katkı Sağlamaya Çalışıyor'
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Daire Başkanı Prof.Dr.Bülent Aras, Türkiye'nin etkin bir dış politika yürüttüğünü; Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve Ortadoğu'da istikrara pozitif anlamda katkı yapmaya çalıştığını kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Daire Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras, Türkiye'nin etkin bir dış politika yürüttüğünü; Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve Ortadoğu'da istikrara pozitif anlamda katkı yapmaya çalıştığını kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Daire Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras ve Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mesut Özcan, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Kardaş, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Harun Arıkan'ın yönettiği 'Arap Baharı Sürecinde Türkiye ve Ortadoğu' konulu panelde buluştu. Akif Kansu Toplantı Salonu'nda ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar'ın açılış konuşmasıyla başlayan panele, öğrenci ve akademisyenler büyük ilgi gösterdi.
'TÜRKİYE ÇOK AKTİF'
Panelde Türkiye'nin dış politikası hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bülent Aras, dış politikanın iç politikanın bir uzantısı olduğunu söyledi. Türkiye'nin 10-20 yıl öncesine göre bulunduğu bölgede çok daha aktif durumda olduğunu anlatan Prof.Dr. Aras, "Afrika'da, Latin Amerika ve Asya'da daha öncekinden çok daha fazla Türk varlığı ve mevcudiyeti var. 2002'ye kadar Afrika'da büyükelçilik sayımız 10'du. Bugün büyükelçi sayımız 34" diye konuştu.
'İSTİKRAR' VURGUSU
Türkiye'nin yanı başında büyük bir değişim ve depremin yaşandığını aktaran Aras, şöyle konuştu:
"Türkiye de yeni dış politikasına göre bu durumda belirleyici rol oynamaya çalışıyor. Türkiye birçok küresel soruna ve yanı başındaki pek çok soruna müdahil bir ülke. Mesela 'En Az Gelişmiş Ülkeler' diye dünyada bir olgu var. 44 tane ülke yıllık 200 doların altında gelirle yaşıyor. Türkiye, bunların Birleşmiş Milletler'de bir yönüyle hamiliğini yapıyor. Türkiye aynı zamanda bir Kafkas, bir yönüyle Ortadoğu, Akdeniz ve Balkan ülkesi. Türkiye bu anlamda, Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve Ortadoğu'da istikrara pozitif anlamda katkı yapmaya çalışıyor. Türkiye'nin müdahil olduğu sorunlar, akşamdan sabaha çözülecek sorunlar değil. Arap Baharı sürecinde Suriye'de yaşanan sorunlara çözüm aranıyor. Türkiye de, Rusya da, Çin de, Avrupa Birliği de çözüm arıyor. Türkiye'nin çözme yolunda müdahil olduğu sorunlar gerçekten sorunlar. Türkiye'nin başka şansı da yok. Çünkü Türkiye'nin istikrarı, bölgesinin istikrarlı olmasından geçiyor. Türkiye içeride demokratikleşme yolunda önemli adımlar atarken, ekonomisi gelişiyor ve ihracatı artıyor. Türkiye pozisyonu yükselmekte olan bir ülke. Ama Türkiye'nin olduğu ve bölgesinin de istikrarlı olması gerekiyor. Türkiye'nin çözüm için elini taşın altına koyduğu konulardan biri de Arap Baharı. Hemen güneyimizde, Ortadoğu'da ciddi bir değişim, dönüşüm var. Yıllardır talepleri bastırılmış kitleler yönetimde söz sahibi olmak, daha iyi yönetilmek ve daha iyi şartlara ulaşmak istiyor. Bunu Fransız Devrimi'ne benzetebilirsiniz. Bölgemizde ciddi bir değişim dönüşüm yaşanırken yarattığı sorunlar ve sunduğu fırsatlar var." - Adana
